Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

ayakta

См. также в других словарях:

  • ayakta — zf. 1) Ayağa kalkmış durumda Kahvelerimizi ayakta içtik. A. Gündüz 2) mec. Telaşlı, heyecanlı bir biçimde Birleşik Sözler ayakta tedavi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayakta kalmak ayakta tutmak ayakta uyumak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayakta kalmak — 1. 1) oturacak yer bulamamak 2) yıkılmamak, çökmemek Bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır. 3) değerini yitirmemek, önemini korumak Bu beş şehir durdukça bu yapıt da onun en içten yorumu olarak ayakta kalacaktır. H. Taner 2. varlığını… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayakta tedavi — is., tıp Hastanın yatağa yatırılması gerekli görülmeyerek kendisine ayakta yapılan tedavi, ayak tedavisi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayakta tutmak — 1. 1) (bir kimseyi) oturtmak gerekirken oturtmamak 2) (bir kimseyi) oyalamak 2. canlı bir biçimde sürdürmek Ortak ve saygın bir resmiyeti ayakta tutmak amacıyla yetiştirilen kişiler, kendileriyle nasıl gırgır geçebilirler? T. Uyar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayakta uyumak — aşırı dalgın, şaşkın veya yorgun olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta — 1) çobanların akşam erken yatması, sabahleyin erken kalkması gerekir anlamında kullanılan bir söz 2) genel düzene yardımcı olan araçlar varsa baş yönetici rahat eder yoksa çok uyanık olması gerekir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dimdik ayakta durmak — yıkılmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sütçü beygiri gibi ayakta uyumak — çok tembel ve miskin olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sinirleri ayakta olmak — çok sinirlenmiş veya öfkelenmiş bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boş çuval ayakta durmaz — 1) karnı doymayan kimse çalışamaz anlamında kullanılan bir söz 2) bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KIYAM — Ayakta durmak. Ayağa kalkmak. * Ayaklanmak. İsyan. * Ölümden sonra tekrar dirilmek. * Bir işe başlamak, devam etmek. * Satılan bir mal hakkında müşteri ile anlaşıp kararlaşma. * Canlanmak. * Kıyâmet günü (mânâsına da gelir). * Namazın iftitah… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»