-
1 ayakta
1) stehend\ayakta tutmak aufrechterhalten2) med ambulant\ayakta tedavi ambulante Behandlungbirini \ayakta tedavi etmek jdn ambulant behandeln -
2 ayakta
-
3 ayakta
сто́я -
4 ayakta
adj. standing, up, afoot--------adv. afoot, on one's legs* * *stood (adj.) -
5 ayakta
li ser pîyan -
6 ayakta
جوابجوالجوالةدائردواررحالرحالةرحويسيارطائفطوافمتجولمجولمطوف -
7 ayakta
1. جواب [جَوَّاب]Anlamı: çok dolaşan bir kimse2. جوال [جَوَّال]Anlamı: çok dolaşan bir kimse3. جوالة [جَوَّالَة]Anlamı: çok dolaşan bir kimse4. دائر [دائِر]Anlamı: çok dolaşan bir kimse5. دوار [دَوَّار]Anlamı: çok dolaşan bir kimse6. رحال [رَحَّال]Anlamı: çok dolaşan bir kimse7. رحالة [رَحَّالَة]Anlamı: çok dolaşan bir kimse8. رحوي [رَحَوِيّ]Anlamı: çok dolaşan bir kimse9. سيار [سَيَّار]Anlamı: çok dolaşan bir kimse10. طائف [طائِف]Anlamı: çok dolaşan bir kimse11. طواف [طَوَّاف]Anlamı: çok dolaşan bir kimse12. متجول [مُتَجَوِّل]Anlamı: çok dolaşan bir kimse13. مجول [مُجَوِّل]Anlamı: çok dolaşan bir kimse14. مطوف [مُطَوِّف]Anlamı: çok dolaşan bir kimse -
8 ayakta
standing, on foot -
9 ayakta tutmak
а) заставля́ть кого-л. стоя́ть на нога́х, не разреша́ть сади́тьсяб) выруча́ть, ока́зывать подде́ржкув) храни́ть, подде́рживать (обычаи и т. п.) -
10 ayakta dik duruş pozisyonu
1. erect position 2. upright position -
11 ayakta dur
stood (v.) -
12 ayakta durmak
v. stand* * *stand -
13 ayakta yürüyen
plantigrade -
14 ayakta yürüyen memeli hayvan
plantigrade mammal -
15 ayakta alkış yağmuruna tutma
n. standing ovation -
16 ayakta alkışlama
n. standing ovation -
17 ayakta duracak hali kalmamış
fit to drop, ready to drop -
18 ayakta duramama
n. grogginess -
19 ayakta duramayan
adj. groggy -
20 ayakta durma
n. standing
См. также в других словарях:
ayakta — zf. 1) Ayağa kalkmış durumda Kahvelerimizi ayakta içtik. A. Gündüz 2) mec. Telaşlı, heyecanlı bir biçimde Birleşik Sözler ayakta tedavi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayakta kalmak ayakta tutmak ayakta uyumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta kalmak — 1. 1) oturacak yer bulamamak 2) yıkılmamak, çökmemek Bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır. 3) değerini yitirmemek, önemini korumak Bu beş şehir durdukça bu yapıt da onun en içten yorumu olarak ayakta kalacaktır. H. Taner 2. varlığını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta tedavi — is., tıp Hastanın yatağa yatırılması gerekli görülmeyerek kendisine ayakta yapılan tedavi, ayak tedavisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta tutmak — 1. 1) (bir kimseyi) oturtmak gerekirken oturtmamak 2) (bir kimseyi) oyalamak 2. canlı bir biçimde sürdürmek Ortak ve saygın bir resmiyeti ayakta tutmak amacıyla yetiştirilen kişiler, kendileriyle nasıl gırgır geçebilirler? T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta uyumak — aşırı dalgın, şaşkın veya yorgun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta — 1) çobanların akşam erken yatması, sabahleyin erken kalkması gerekir anlamında kullanılan bir söz 2) genel düzene yardımcı olan araçlar varsa baş yönetici rahat eder yoksa çok uyanık olması gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dimdik ayakta durmak — yıkılmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sütçü beygiri gibi ayakta uyumak — çok tembel ve miskin olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinirleri ayakta olmak — çok sinirlenmiş veya öfkelenmiş bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş çuval ayakta durmaz — 1) karnı doymayan kimse çalışamaz anlamında kullanılan bir söz 2) bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
KIYAM — Ayakta durmak. Ayağa kalkmak. * Ayaklanmak. İsyan. * Ölümden sonra tekrar dirilmek. * Bir işe başlamak, devam etmek. * Satılan bir mal hakkında müşteri ile anlaşıp kararlaşma. * Canlanmak. * Kıyâmet günü (mânâsına da gelir). * Namazın iftitah… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük