-
41 ayakta hasta
лъэртет -
42 ayakta kalmak
щытэу къэнэн -
43 ayakta tutmak
щыгъэтын -
44 ayakta duracak hali kalmamak
to feel fatigued -
45 ayakta durmak
to stand -
46 ayakta kalmak
to stand, to remain standing -
47 ayakta olmak
to be on one's feet -
48 ayakta tedavi
ambulatory treatment -
49 ayakta tutmak
to keep (sb/sth) alive -
50 ayakta uyumak
to be dead on one's feet -
51 dimdik ayakta durmak
кре́пко стоя́ть на нога́х -
52 dimdik ayakta durmak
v. draw oneself up -
53 geç vakte kadar ayakta kalmak
v. be up late -
54 el ya da ayakta içinde su biriken kabarcıkların meydana gelmesi
qusanTürk-Kürt Sözlük > el ya da ayakta içinde su biriken kabarcıkların meydana gelmesi
-
55 devirmek
1. أسقط [أَسْقَطَ]2. خرب [خَرَّبَ]3. دك [دَكَّ]4. دمر [دَمَّرَ]5. ضعضع [ضَعْضَعَ]6. قض [قَضَّ]7. قوض [قَوَّضَ]8. هار [هارَ]9. هد [هَدَّ]10. هدم [هَدَّمَ]11. هدم [هَدَمَ] -
56 durmak
1. уцун/ увыIэн, ЗЭГЪЭН1) (ayakta durur durumda olmak) ЩЫТЫН (ЩЫТ(щ)3) (yaramazlık yapmak) ЗЭГЪЭН; (МЭЗАГЪЭ)2.2) (ayakta durmak) уцун/ увын (уцугъэ/ уващ: durdu/ayakta durdu; мэуцу/ мэув: duruyor/ayakta duruyor)3) (ayakta durmak/ yoluna girmek) зэтеуцон/ зэтеувэн; (зэтеуцуагъ/ зэтеуващ: ayakta durdu/yoluna gIrdi; зэтеуцо/ зэтоувэ: ayakta duruyor/yoluna giriyor)4) (duraklamak) уцун/ увыIэн; уцугъэ/ увыIащ: durdu/durakladı; мэуцу/ мэувыIэ: duruyor/gelirken duruyor3.1) (giderken duraklamak) къызэтеуцон/ къызэтеувыIэн; къызэтеуцуагъ/ къызэтеувыIащ: giderken durakladı2) (giderkendurmak) къэуцун/ къэувыIэн; къэуцугъ/ къэувыIащ: giderken durdu; къэуцу/ къоувыIэ: giderken durakladı -
57 ayak
ayak <- ğı> Fuß m; Tier Pfote f, Huf m; Gestell n, Ständer m; Pfeiler m einer Brücke; Bein n; Maß Fuß (30,5cm); Tempo n, Gangart f; Flussarm m, Zustrom m; Abfluss m (eines Sees); Reim m; Abschnitt m (eines Rennens);ayak altında kalmak zertrampelt werden;ayak atmak ausschreiten; betreten (-e A);ayak ayak üstüne atmak die Beine übereinander schlagen;ayak bağı fig Klotz m am Bein;ayak basmak allg betreten (-e A); bei seiner Meinung bleiben;ayak değiştirmek den Tritt wechseln;ayak diremek hartnäckig sein;ayak işi Besorgungen f (eines Laufburschen usw);ayak tedavisi ambulante Behandlung;ayak uydurmak Tritt fassen; sich anpassen (-e D);ayağa düşmek herunterkommen;-i ayağa kaldırmak jemanden auf die Beine bringen; fig aufrütteln; aufwiegeln;-in -e ayağı alışmak einen Ort usw regelmäßig aufsuchen;ayağı bağlı gebunden, verheiratet;(kendi) ayağıyla gelmek aus eigenem Antrieb kommen;-in ayağına düşmek jemandem zu Füßen fallen;-in ayağına ip takmak jemanden in Misskredit bringen;-in ayağına kadar gelmek sich zu jemandem bequemen;-in ayağına gelmek fig jemandem in den Schoß fallen;-in ayağını çelmek jemandem ein Bein stellen (a fig);-den ayağını kesmek keinen Fuß mehr setzen (in A); jemanden abwimmeln;ayağını çabuk tutmak schnell machen;ayakta auf den Beinen; im Stehen; MED ambulant;ayakta durmak (auf den Beinen) stehen;ayakta kalmak keinen Sitzplatz bekommen;ayakta tedavi MED ambulante Behandlung;ayağı uğurlu Glücksbringer m (Person) -
58 ayak
нога́ (ж) но́жка (ж) стопа́ (ж)* * *озвонч. -ğı1) нога́, но́ги; ла́па ( животного) ла́пка ( насекомого)ayak ayak üstüne atmak — положи́ть но́гу на́ ногу
ayağını çıkarmak — разува́ться, снять о́бувь
ayağını giymek — обува́ться, наде́ть о́бувь
ayağına [iyi] oturmak — прийти́сь по ноге / впо́ру
ayağı[nı] vurmak — натере́ть но́гу
arka ayak — за́дняя нога́
ön ayak — пере́дняя нога́
yalın ayak — босико́м
2) но́жка; подпо́рка, опо́ра, сто́йка, сва́я3) прито́к реки́4) водоотво́дный кана́л; рука́в, свя́зыва́ющий два водоёма5) шагayak sesi — зву́ки шагов
ayak uydurmak / değiştirmek — идти́ в но́гу, взять но́гу
6) ступе́нькаotuz ayak merdiven — ле́стница в три́дцать ступе́нек
7) уст. фут, каде́м (мера длины, = 30,5 см)8) ри́фма ( в фольклоре)••ayağı kayana yol gösteren çok olur — посл. когда́ челове́к упадёт, тогда́ ему́ начина́ют пока́зывать доро́гу, по кото́рой он до́лжен был идти́; вся́кая по́мощь нужна́ во́время
ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim? — погов. что ска́жешь - тебя́ казни́ть или поми́ловать? (говорится человеку, который редко заходит)
ayağının bastığı yerde ot bitmiyor — погов. у него́ под нога́ми земля́ гори́т
ayağını yorganına göre uzatmak — погов. по одёжке протя́гивай но́жки
- ayakta- ayaktan
- ayağını alamamak
- ayağı alışmak
- ayağının altına almak
- ayaklar altına almak
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak
- ayağının altında
- ayak altında dolaşmak
- ayakların altında dolaşmak
- ayak atmak
- ayak atmamak
- ayak bağı
- ayağının bağını çözmek
- ayağını bağlamak
- ayağına bağ vurmak
- ayak basmak
- ayak basmamak
- ayağına çabuk
- ayağına çağırmak
- ayağını çekmek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayak diremek
- ayak divanı
- ayağına dolaşmak
- ayağına dolanmak
- ayağı düşmek
- ayağına düşmek
- ayağı düze basmak
- ayağına geçirmek
- ayağına gelmek
- ayakları geri geri gitmek
- ayağına getirmek
- ayağına gitmek
- ayağı ile gelmek
- kendi ayak ile gelmek
- ayağına ip takmak
- ayak işi
- ayağına kadar gelmek
- ayağa kaldırmak
- ayağa kalkmak
- ayağına kapanmak
- ayağına iniyor
- ayaklarına kara su iniyor
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayak kirası
- ayağının pabucunu başına giymek
- ayağının pabuçu olamamak
- ayağına sıkı
- ayağı suya ermek
- ayak sürtmek
- ayağı şaşmak
- ayağına taş değmek
- ayağı taşa dokunmak
- ayağının tozuyla
- ayağının tozu üstünde
- ayakta tutmak
- ayaklarının ucuna basarak
- ayağı uğurlu
- ayağı üzenğide
- ayağı yere değmemek
- ayakları yere değmemek
- ayağı yerden kesilmek
- bir ayağı çukurda
- bir ayağı öbür dünyada -
59 oturmak
1) КЪЭТIЫСЫН, ТIЫСЫН, ЩЫСЫН2) (bir şeyin içinde/evde oturmak) чIэсын/щIэсын (чIэс/ щIэс)3) (oturur durumda bulunmak) ЩЫСЫН (ЩЫС(Щ), щэсы/ щос; бгъэтIысымэ щэсы/ бгъэтIысмэ щосыр: oturtursan oturuyor.)6) (yatar veya ayakta iken ileriye doğru oturmak) ТIЫСЫН (МЭТIЫС(Ы)7) ГЪЭТIЫСЫН; (ЕГЪЭТIЫС(ы), КЪЭГЪЭТIЫСЫН; (КЪЕГЪЭТIЫС(ы), ЩЫГЪЭСЫН; (ЩЕГЪЭС(ы) -
60 dimdik
1.1) прямо́й как стрела́2) о́чень круто́й; отве́сный2.dimdik bir merdiven — о́чень крута́я ле́стница
пря́мо••- dimdik bakmak
См. также в других словарях:
ayakta — zf. 1) Ayağa kalkmış durumda Kahvelerimizi ayakta içtik. A. Gündüz 2) mec. Telaşlı, heyecanlı bir biçimde Birleşik Sözler ayakta tedavi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayakta kalmak ayakta tutmak ayakta uyumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta kalmak — 1. 1) oturacak yer bulamamak 2) yıkılmamak, çökmemek Bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır. 3) değerini yitirmemek, önemini korumak Bu beş şehir durdukça bu yapıt da onun en içten yorumu olarak ayakta kalacaktır. H. Taner 2. varlığını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta tedavi — is., tıp Hastanın yatağa yatırılması gerekli görülmeyerek kendisine ayakta yapılan tedavi, ayak tedavisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta tutmak — 1. 1) (bir kimseyi) oturtmak gerekirken oturtmamak 2) (bir kimseyi) oyalamak 2. canlı bir biçimde sürdürmek Ortak ve saygın bir resmiyeti ayakta tutmak amacıyla yetiştirilen kişiler, kendileriyle nasıl gırgır geçebilirler? T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta uyumak — aşırı dalgın, şaşkın veya yorgun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta — 1) çobanların akşam erken yatması, sabahleyin erken kalkması gerekir anlamında kullanılan bir söz 2) genel düzene yardımcı olan araçlar varsa baş yönetici rahat eder yoksa çok uyanık olması gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dimdik ayakta durmak — yıkılmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sütçü beygiri gibi ayakta uyumak — çok tembel ve miskin olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinirleri ayakta olmak — çok sinirlenmiş veya öfkelenmiş bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş çuval ayakta durmaz — 1) karnı doymayan kimse çalışamaz anlamında kullanılan bir söz 2) bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
KIYAM — Ayakta durmak. Ayağa kalkmak. * Ayaklanmak. İsyan. * Ölümden sonra tekrar dirilmek. * Bir işe başlamak, devam etmek. * Satılan bir mal hakkında müşteri ile anlaşıp kararlaşma. * Canlanmak. * Kıyâmet günü (mânâsına da gelir). * Namazın iftitah… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük