-
1 atılmak
v. rush, dash, make a dash, take a step, adventure, burst, dart, embark, embark upon, fling, fly, hurl oneself, launch out into, leap, walk the plank, plunge, rip into, shoot ahead, stand out, stand out against, start in, throw on, throw oneself into -
2 atılmak
"to be thrown; to be discarded; to be dismissed, to get the sack" " kovulmak; to rush, to dash; to attack" " saldýrmak, hücum etmek; to break in on, to burst in upon; to begin, to go into" giriþmek, baþlamak -
3 atılmak
1. to be thrown. 2. to be fired, be shot off. 3. to be discarded. 4. (for cotton) to be fluffed. 5. /a/ to attack. 6. to break into a conversation, speak up. 7. /a/ to begin, go into. -
4 işten atılmak
get the axe, get one's cards, get the sack, get the push -
5 kollarına atılmak
v. fly into smb.'s arms, throw oneself at smb. -
6 pabucu dama atılmak
lose favor -
7 siyasete atılmak
v. go into politics, enter politics -
8 ticarete atılmak
v. go into business -
9 üstüne atılmak
v. hurl oneself on, pitch into, pounce, rush -
10 üzerine atılmak
v. dart at smb., round on, throw oneself at smb. -
11 ateşe atılmak
to throw oneself into the fire -
12 hayata atılmak
to begin to work -
13 ileri atılmak
to rush forward -
14 işten atılmak
to get the push, to get the sack -
15 meydana atılmak
to come forward, to offer oneself -
16 ortaya atılmak
a) to come forward, to offer oneself b) to be put forward -
17 pabucu dama atılmak
to fall into discredit -
18 politikaya atılmak
to go into politics -
19 tehlikeye atılmak
to court danger -
20 atılmamak
v. (neg. form of atılmak) rush, dash, make a dash, take a step, adventure, burst, dart, embark, embark upon, fling, fly, hurl oneself, launch out into, leap, walk the plank, plunge, rip into, shoot ahead, stand out, stand out against, start in, throw on, throw oneself into
- 1
- 2
См. также в других словарях:
atılmak — atılmak; (çiçek) açılmak; herhangi bir şey büsbütün aynlmayarak açılmak. I, 21, 193 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
atılmak — den 1) Atma işine konu olmak Tembel olanlar her yerden atılır. 2) e Saldırmak, hücum etmek Düşmanın üzerine atıldı. 3) nsz Bir şeye doğru birden gitmek, birden bir davranışta bulunmak Küçük köpek ince sevinç çığlıkları çıkarıyor, zıplıyor,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşeye atılmak — (bir) önem verilmemek, gözden uzakta tutulmak, ilgilenilmemek Böyle bir köşeye atılmak, iktidardan uzak kalmak, diri diri gömülmekti benim için. T. Oflazoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
silah atılmak — silahla vurmaya davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ileri atılmak (veya çıkmak) — öne doğru çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
maceraya atılmak — tehlikeli, yorucu, sıkıcı ve ne olacağı bilinmeyen bir işe kalkışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
talihin kucağına atılmak — kendi kaderine boyun eğmek Bir gelinden ziyade, zalim bir nezri yerine getirmek için talihin kucağına atılmış bir kurbana benziyordu. A. H. Tanpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehlikeye atılmak — zarar ve sıkıntılara yol açacak bir davranışta bulunmak Şimdilik sizin tehlikeye atılmanıza hacet yoktur. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayata atılmak — geçim sağlamak üzere çalışmaya başlamak Altı yıllık ortaöğretim bitirmek, hayata atılmanın ilk koşulu sayılır orada. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
pabucu dama atılmak — kendinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana atılmak — ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük