-
1 alıkoymak
vt1) ( bir süre için bir yerde tutmak) aufhalten, hinhaltenbirini bir şey yapmaktan \alıkoymak jdn davon abhalten, etw zu tunbirini gitmekten/yazmaktan \alıkoymak jdn am Gehen/Schreiben hindern3) ( ayırıp saklamak) einbehaltenbu kitabı sizin için alıkoydum ich habe dieses Buch für Sie zurückgelegt4) birini yemeğe \alıkoymak jdn zum Essen dabehalten -
2 alıkoymak
alıkomak (alıkoymak) zurücklegen, behalten;b-ni yemeğe alıko(y)mak jemanden zum Essen dabehalten;b-ni -den alıko(y)mak jemanden abhalten von -
3 alıkoymak
= alıkomak -
4 alıkoymak
кулга алу -
5 alıkoymak
v. detain, keep from, keep, hold up, hold, delay, withhold, restrain, retain, check, constrain, deforce, disable, hinder, incapacitate, intercept, keep in, preclude, retard, stay, stick, stop -
6 alıkoymak
girtin--------hiştin -
7 alıkoymak
Götürmək; ortadan qaldırmaq -
8 alıkoymak
1) В, Д заде́рживать, уде́рживать, оставля́ть когоarkadaşım beni yemeğe alıkoydu — [мой] това́рищ оста́вил меня́ у себя́ пообе́дать
2) В, Исх. сде́рживать, тормози́ть, меша́тьkendilerini gülmekten alıkoyamadılar — они́ не смогли́ удержа́ться от сме́ха
-
9 alıkoymak
къэгъэнэн -
10 alıkoymak
عاقعرقلعصممنع -
11 alıkoymak
1. عاق [عاقَ]Anlamı: bir süre için bir yerde tutmak2. عرقل [عَرْقَل]Anlamı: bir süre için bir yerde tutmak3. عصم [عَصَمَ]Anlamı: bir süre için bir yerde tutmak4. منع [مَنَّعَ]Anlamı: bir süre için bir yerde tutmak -
12 alıkoymak
"to keep, to keep back; to detain, to delay; to hinder, to stop, to prevent, to deter" -
13 alıkoymak
1. /ı, a/ to hold (someone) in (a place) for a while. 2. /ı, dan/ to keep, detain, prevent (someone) from (doing something). 3. /ı/ to set aside, reserve. 4. /ı/ to arrest. -
14 alıkoymak
saxlamaq, yubatmaq -
15 in beslag nemen
alıkoymak -
16 жібермеу
alıkoymak -
17 жібермеу
alıkoymak -
18 yubatmaq
alıkoymak -
19 keep from
alıkoymak, engellemek, kurtarmak, gizlemek, kendini tutmak* * *kaçın* * *(to stop oneself from (doing something): I could hardly keep from hitting him.) tutmak, zaptetmek -
20 عاق
alıkoymak; itaatsiz; kösteklemek
См. также в других словарях:
alıkoymak — i 1) Bir süre için bir yerde tutmak Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu. 2) den Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit ten bahsediyordu. R. N. Güntekin 3) Ayırıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faaliyetten alıkoymak — çalışması durdurulmak, çalışmadan alıkonulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İ'TİYAK — Alıkoymak, engel olmak, mani olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alıkoyma — is. Alıkoymak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faaliyet — is., Ar. faˁāliyyet 1) Çalışkanlık, çalışma, canlılık, hareket İstasyonda bir faaliyet vardı. A. Gündüz 2) İşler durumda olma, etkinlik Birleşik Sözler sosyal faaliyet kulis faaliyeti Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller faaliyet göstermek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hapsetmek — i, e, der, Ar. ḥabs + T. etmek 1) Bir suçluyu hapishaneye koymak 2) Bir yere kapatıp salıvermemek Kediyi odaya hapsetti. 3) Engellemek, sınırlamak 4) de, mec. Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak Gelirim diye beni akşama kadar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağlı kuyruk — is., ğu, tkz. 1) Kolayca ve bolca yararlanılabilecek kaynak Bu yağlı kuyruğa herkes bir defa sarılmak, onu kendine çekmek, alıkoymak sevdasında idi.. E. E. Talu 2) Kolayca sömürülecek iş veya kişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
esir almak — 1) tutsak etmek 2) alıkoymak, meşgul etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
işgal etmek — 1) bir yeri ele geçirmek Ertesi gün Kanaltepe Sivrihisar hattını işgal ettik. F. R. Atay 2) işten alıkoymak, oyalamak Buraya geldiğim günden beri beni işgal eden en mühim şey kendimi alıştırmak, ısındırmak cehdidir. Y. K. Karaosmanoğlu 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük