-
1 alışmak
vi1) sich gewöhnen (-e an)birbirine \alışmak sich aneinander gewöhnen2) ( intibak etmek) sich anpassen (-e an) -
2 alışmak
-
3 alışmak
Ersetzen; sich behaglich fühlen, Freundschaft schliessen; austauschen -
4 alışılmak
-
5 ayak
ayak <- ğı> Fuß m; Tier Pfote f, Huf m; Gestell n, Ständer m; Pfeiler m einer Brücke; Bein n; Maß Fuß (30,5cm); Tempo n, Gangart f; Flussarm m, Zustrom m; Abfluss m (eines Sees); Reim m; Abschnitt m (eines Rennens);ayak altında kalmak zertrampelt werden;ayak atmak ausschreiten; betreten (-e A);ayak ayak üstüne atmak die Beine übereinander schlagen;ayak bağı fig Klotz m am Bein;ayak basmak allg betreten (-e A); bei seiner Meinung bleiben;ayak değiştirmek den Tritt wechseln;ayak diremek hartnäckig sein;ayak işi Besorgungen f (eines Laufburschen usw);ayak tedavisi ambulante Behandlung;ayak uydurmak Tritt fassen; sich anpassen (-e D);ayağa düşmek herunterkommen;-i ayağa kaldırmak jemanden auf die Beine bringen; fig aufrütteln; aufwiegeln;-in -e ayağı alışmak einen Ort usw regelmäßig aufsuchen;ayağı bağlı gebunden, verheiratet;(kendi) ayağıyla gelmek aus eigenem Antrieb kommen;-in ayağına düşmek jemandem zu Füßen fallen;-in ayağına ip takmak jemanden in Misskredit bringen;-in ayağına kadar gelmek sich zu jemandem bequemen;-in ayağına gelmek fig jemandem in den Schoß fallen;-in ayağını çelmek jemandem ein Bein stellen (a fig);-den ayağını kesmek keinen Fuß mehr setzen (in A); jemanden abwimmeln;ayağını çabuk tutmak schnell machen;ayakta auf den Beinen; im Stehen; MED ambulant;ayakta durmak (auf den Beinen) stehen;ayakta kalmak keinen Sitzplatz bekommen;ayakta tedavi MED ambulante Behandlung;ayağı uğurlu Glücksbringer m (Person) -
6 alışma
-
7 alıştırmak
-
8 birbiri
1) einander2) \birbiri için füreinander\birbiri için yaratılmış olmak wie geschaffen füreinander sein3) \birbirine aneinander, aufeinander\birbirine alışmak sich aneinander gewöhnen\birbirine benzemek sich ähneln\birbirine çarpmak aneinanderstoßen, aneinanderprallen, aufeinanderstoßen, aufeinanderprallenbiriyle \birbirine girmek mit jdm aneinandergeraten4) \birbirine miteinanderbiriyle birini \birbirine karıştırmak jdn mit jdm verwechselnlehimle \birbirine tutturulmus iki tel zwei durch Lötung miteinander verbundene Drähte5) \birbirini aneinander, aufeinander\birbiri düşünmek aneinander denken\birbiri izlemek aufeinander folgen\birbiri izleyen aufeinander folgend -
9 çevre
çevre s... \çevresinde um... herum\çevreye alışmak sich an die Umgebung gewöhnençemberin \çevresi die Peripherie des Kreisestoplumsal \çevre das soziale Umfeld
См. также в других словарях:
alışmak — e 1) Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım. E. İ. Benice 2) Yadırgamaz duruma gelmek Havaya alışmak. Bulunduğu çevreye alışmak. 3) Uyar duruma gelmek, uygun gelmek, intibak etmek Bu mesleğe alışmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışmak — muavaze ve bedel etmek. münis olmak, dostluk etmek, mubadele, munahebe etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışmak — alacak almakta yardım etmek I, 188 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
dili alışmak — çok kullandığı bir söze alışmak Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim alışmış. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağı alışmak (veya alışmamak) — (bir yere) bir yere sürekli gitmek (veya gitmemek) Ayağı buraya alışmasın, sonra yabancı misafirler varken de gelir, beni rezil eder. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli alışmak — 1) bir işte uzluk, ustalık kazanmak 2) herhangi bir davranışı âdet edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü alışmak — 1) önceden iyi göremediği bir şeyi sonradan görür olmak 2) mec. bir şey ilk etkisini yitirmek, yadırganmaz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dadanmak — alışmak … Beypazari ağzindan sözcükler
müptela olmak — alışmak, düşkün olmak, tutulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meşk etmek — alışmak veya öğrenmek için çalışmak Her sabah saatlerce keman meşk ederek yanık birtakım havalar çalarmış. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
awınmak — alışmak, avunmak I, 132, 202, 263 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini