Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

alışılmamış

См. также в других словарях:

  • alışılmamış — sf. Nadir, bilinmeyen, az rastlanan Toprak rengi yüzünde alışılmamış çizgiler vardı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • GAYR-I ME'LUF — Alışılmamış, ülfet edilmemi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • acibe — is., esk., Ar. ˁacībe Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alışılmadık — sf., ğı Alışılmamış, az görülen, olağanüstü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alışılmamışlık — is., ğı Alışılmamış olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olmadık — sf., ğı Daha önce olmamış, alışılmamış, beklenmeyen, olağan karşıtı Aslı olmadık şeye nasıl inanırım? Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • parlatmak — i 1) Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak Derdini anlayan birini bulmak sevinci küçük gözlerini parlatmıştı. H. E. Adıvar 2) nsz, argo İçki içmek Bir iki kadeh parlatmadan edemez. 3) nsz, argo Güzel, etkili,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şok — is., İng. shock 1) Ani bir değişiklik sonucunda ortaya çıkan şaşkınlık 2) sf. Şaşırtıcı, alışılmamış, beklenmedik 3) ruh b. Kaza, beklenmeyen bir olay, bazı ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel veya ruhsal olarak birdenbire gelişen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yadırgatıcı — sf. Alışılmamış, tuhaf …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yepyeni — sf. 1) Çok yeni, hiç kullanılmamış 2) mec. Alışılmamış, görülmemiş Millet, büyükleri ve küçükleriyle beraber yepyeni bir devlet kurmuşlar, zaferle idare ediyorlar. A. Gündüz 3) mec. Tertemiz, çok yeni …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tuhaf olmak — 1) (bir) garip, alışılmamış olmak Hatta onun başına gelen şeyler de ekseriya böyle tuhaf olurmuş. A. Ş. Hisar 2) mec. (bir) şaşırmak, ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»