-
1 acıtmak
vt2) ( acılık vermek) Schärfe geben3) schmerzen, wehtunbirinin canını \acıtmak jdm wehtunçizme ayaklarımı acıttı der Stiefel tat meinen Füßen wehHasan canımı acıttı Hasan hat mir wehgetan -
2 acıtmak
-
3 acıtmak
-
4 acıtmak
ачыту; авырттыру -
5 acıtmak
v. hurt, cause pain, pain, sting, cause to suffer; embitter, make bitter, give something a bitter taste; spice, flavor with a spice, add pepper to something -
6 acıtmak
arihandin--------êşandin -
7 acıtmak
Ağrıya səbəb olmak -
8 acıtmak
В1) придава́ть го́рький вкус2) причиня́ть боль (страда́ния); береди́ть (рану) -
9 acıtmak
гъэузын -
10 acıtmak
Erbittern, quälen, plagen, misshandeln -
11 acıtmak
آلمألمأمضتوجعكربلعجمضوجع -
12 acıtmak
1. ألم [أَلَّمَ]2. آلم [آلَمَ]3. أمض [أَمَضَّ]4. توجع [تَوَجُّع]5. كرب [كَرَبَ]6. لعج [لَعَجَ]7. مض [مَضَّ]8. وجع [وَجَع] -
13 acıtmak
"to hurt, to pain, to cause pain; (yiyecek) to make sth bitter" -
14 acıtmak
/ı/ 1. to hurt, cause (someone) pain. 2. to give (something) a bitter taste, embitter. 3. to give (something) a peppery taste, make (something) hot. -
15 acıtmak
ağrıtmaq, incitmək -
16 canını acıtmak
причиня́ть боль, сде́лать бо́льно -
17 sıkarak acıtmak
v. give smth. a wring -
18 gözü acıtmak
terifandin -
19 canını acıtmak
to hurt, to inflict pain -
20 dövmek
1. صفق [صَفَقَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak2. صك [صَكَّ]Anlamı: vurarak canını acıtmak3. ضرب [ضَرَبَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak4. طرق [طَرَقَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak5. قرع [قَرَعَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak6. لاطم [لاطَمَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak7. لطع [لَطَعَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak8. لطم [لَطَمَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak9. لكأ [لَكَأَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak10. لكز [لَكَزَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak11. لك [لَكَّ]Anlamı: vurarak canını acıtmak12. وطش [وَطَشَ]Anlamı: vurarak canını acıtmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
açıtmak — ekşitmek; acıtmak, I, 207 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
acıtmak — i 1) Acılık vermek Karabiber yemeği acıttı. 2) Ağrı, sızı duyulmasına sebep olmak Bilmem neden, her iskarpin ayaklarımı acıtıyor. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
acıtmak — talhnak etmek, cansuz ve meraretli ve şedid olmak, ağrıtmak, tefcih etmek, cefa ve eziyet vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
canını acıtmak — (birinin) birine acı vermek Bırak kolumu, canımı acıtıyorsun … Çağatay Osmanlı Sözlük
acıtıvermek — i Çabucak acıtmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
acıtma — is. Acıtmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çimdiklemek — i 1) Bir kimsenin etini başparmakla işaret parmağı arasında kıstırarak sıkıp acıtmak 2) Bir bütünden küçük küçük parçalar koparmak Bu ekmeği kim çimdiklemiş? … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalamak — i 1) Köpek, kurt vb. hayvanlar dişlemek, ısırmak Köpek mi daladı seni? H. R. Gürpınar 2) Zehirli böcek, ısırgan otu, sert kumaş dokunarak teni acıtmak veya kaşındırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dövmek — i, er 1) Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! H. E. Adıvar 2) Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek 3) de Bir şeyi toz durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakmak — 1. nsz, ar Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek Kına yakmak. Yakı yakmak. 2. i, ar 1) Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. F. R. Atay 2) Ateşle yok etmek Çöpleri yakmak. 3) Işık… … Çağatay Osmanlı Sözlük