-
1 ağrımak
vi schmerzen, wehtunbaşı/dişi \ağrımak Kopfschmerzen/Zahnschmerzen habenbaşım/boğazım/midem/sırtım ağrıyor ich habe Kopf-/Hals-/Magen-/Rückenschmerzen, mir tut der Kopf/Hals/Magen/Rücken wehher tarafım ağrıyor mir tut es überall weh, mir tut alles weh -
2 ağrımak
ağrımak wehtun -
3 ağrımak
боле́ть (о чём-л.)başım ağrıyor — у меня́ боли́т голова́
-
4 ağrımak
авырту; авыру; сызлау -
5 ağrımak
v. ache, hurt, throb with pain, smart, feel a sharp stinging pain -
6 ağrımak
arihîn--------jan dan--------êşîn -
7 ağrımak
боле́ть, ныть (о чём-л.)başım ağrıyor — у меня́ боли́т голова́
-
8 ağrımak
уэын, къеузын, еузын -
9 ağrımak
Leiden, bewegt sein, sich ärgern -
10 ağrımak
أوجعمضوجع -
11 ağrımak
1. أوجع [أَوْجَعَ]Anlamı: vücudun bir yeri ağrılı olmak, acımak2. مض [مَضَّ]Anlamı: vücudun bir yeri ağrılı olmak, acımak3. وجع [وَجِعَ]Anlamı: vücudun bir yeri ağrılı olmak, acımak -
12 ağrımak
to ache, to hurt -
13 ağrımak
to ache, hurt, throb with pain. -
14 ağrımak
ağrımaq -
15 beli ağrımak
бил сызлау -
16 başı ağrımak
v. have a headache -
17 boğazı ağrımak
v. have a sore throat -
18 her tarafı ağrımak
v. be sore all over -
19 karnı ağrımak
n. have the collywobbles -
20 midesi ağrımak
n. have the collywobbles
См. также в других словарях:
agrımak — ağrımak, I, 46, 273, 274; II I, 169 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağrımak — nsz Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak Başı ağrımak. Dişi ağrımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağrımak — acımak, muztarib olmak, derd u renc çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalları ağrımak — omuzları ağrımak … Beypazari ağzindan sözcükler
başı ağrımak — bir işten dolayı sorumlu duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acığmak — ağrımak, elem vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
agrınmak — ağrımak, acı duymak I, 252 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağrıma — is. 1) Ağrımak işi 2) Memeli hayvanlarda görülen ara konakçı kenelerin bulaştırdığı ağrıma asalaklarından ileri gelen hastalık Birleşik Sözler ağrıma asalakları … Çağatay Osmanlı Sözlük
balkımak — nsz, hlk. 1) Parlamak, parıldamak 2) Şimşek çakmak 3) Su halkalanmak, dalgalanmak 4) Organ, kesik kesik ağrımak, sancımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
burulmak — nsz 1) Ekseni çevresinde döndürülmek 2) Sancımak, ağrımak Bağırsaklarım buruluyor. 3) e, mec. Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük