-
81 ауыру
acımak, ağrı, ağrımak -
82 ауыру
acımak, ağrı, ağrımak -
83 à
prép ("à" suivi de "le" devient "au" ; "à" suivi de "les" devient "aux")1 COI -(y)e, -(y)a2 lieu -(y)e, -(y)a◊Il va à Paris. — Paris'e gidiyor.
3 temps -de, -da◊4 possession -(n)in◊Ce livre est à Paul. — Bu kitap Paul'un.
5 moyen ile, -(y)le◊◊aller à pied / bicyclette — yaya / bisikletle gitmek
6 manière -(y)le7 but -(y)e, -(y)a8 caractéristique -li9 rapport -de, -da -
84 gorge
-
85 mal
In m (pl maux,)1 douleur ağrı, acı [a'ʤɯ]2 avoir du mal à faire qqch bir şeyi yapmakta zorlanmak♦ se donner du mal çaba harcamak◊Elle s'est donné du mal pour terminer à temps. — Zamanında bitirmek için bayan çaba harcadı.
3 critique kötü şey4 immoralité kötülük [cœty'lyc]II1 incorrectement kötü [cœ'ty]◊C'est mal fait. — Bu kötü yapılmış.
◊Il a mal compris. — Yanlış anladı.
2 immoralement kötü [cœ'ty]a kötü olmakb kötü gitmek◊Ses affaires vont mal. — İşleri kötü gidiyor.
4 se sentir mal kendini kötü hissetmek5 pas mala fena değil◊Je m'en moque pas mal. — Umurumda değil.
◊Il n'est pas mal. — O fena değil.
6 pas mal de fena sayılmaz. -
86 réveil
-
87 tête
n f1 partie du corps baş [baʃ]2 visage surat [su'ɾat]♦ faire la tête surat asmak3 esprit akıl [a'kɯɫ]4 se mettre en tête de kafasına koymak5 de tête kafadan6 première place baş [baʃ]7 présidence baş yer8 individu adam, kişi [ci'ʃi]9 ön [œn]10 tête de lit başucu11 partie supérieure baş [baʃ] -
88 ventre
-
89 dolere
i acımak, ağrımak
См. также в других словарях:
agrımak — ağrımak, I, 46, 273, 274; II I, 169 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağrımak — nsz Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak Başı ağrımak. Dişi ağrımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağrımak — acımak, muztarib olmak, derd u renc çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalları ağrımak — omuzları ağrımak … Beypazari ağzindan sözcükler
başı ağrımak — bir işten dolayı sorumlu duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acığmak — ağrımak, elem vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
agrınmak — ağrımak, acı duymak I, 252 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağrıma — is. 1) Ağrımak işi 2) Memeli hayvanlarda görülen ara konakçı kenelerin bulaştırdığı ağrıma asalaklarından ileri gelen hastalık Birleşik Sözler ağrıma asalakları … Çağatay Osmanlı Sözlük
balkımak — nsz, hlk. 1) Parlamak, parıldamak 2) Şimşek çakmak 3) Su halkalanmak, dalgalanmak 4) Organ, kesik kesik ağrımak, sancımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
burulmak — nsz 1) Ekseni çevresinde döndürülmek 2) Sancımak, ağrımak Bağırsaklarım buruluyor. 3) e, mec. Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük