-
1 Amtsantritt
Amtsantritt m göreve başlama (memur);bei seinem Amtsantritt görevine başlarken (memur) -
2 Assessor
Assessor m <Assessors; Assessoren>, Assessorin f <Assessorin; Assessorinnen> yüksek memur adayı -
3 Assessorin
Assessor m <Assessors; Assessoren>, Assessorin f <Assessorin; Assessorinnen> yüksek memur adayı -
4 Beamtin
Beamtin f (kadın) memur, memure -
5 Inspektor
Inspektor m <Inspektors; Inspektoren>, Inspektorin f <Inspektorin; Inspektorinnen> müfettiş; (Polizeiinspektor usw) üst düzeyde memur -
6 Inspektorin
Inspektor m <Inspektors; Inspektoren>, Inspektorin f <Inspektorin; Inspektorinnen> müfettiş; (Polizeiinspektor usw) üst düzeyde memur -
7 Konservator
Konservator [-v-] m <-s; -en >, Konservatorin f <Konservatorin; Konservatorinnen> anıtların ve sanat eserlerinin korunmasıyla ilgili memur -
8 Konservatorin
Konservator [-v-] m <-s; -en >, Konservatorin f <Konservatorin; Konservatorinnen> anıtların ve sanat eserlerinin korunmasıyla ilgili memur -
9 Pension
in Pension emekli;in Pension gehen emekliye ayrılmak -
10 Pensionär
Pensionär m <Pensionärs; Pensionäre>, Pensionärin f <Pensionärin; Pensionärinnen> emekli (memur) -
11 Pensionärin
Pensionär m <Pensionärs; Pensionäre>, Pensionärin f <Pensionärin; Pensionärinnen> emekli (memur) -
12 Sachbearbeiter
-
13 verbeamten
verbeamten v/t <o -ge-, h>: jemanden verbeamten memur kadrosuna almak -
14 verdeckt
verdeckt adj: verdeckter Ermittler soruşturmayı gizli olarak yürüten memur -
15 Versorgung
Versorgung f <Versorgung; o pl> sağlama, temin, tedarik; (Unterhalt) bakma, bakım; emekli memur, malul, dul, yetim maaşı -
16 Angestellte
ücretli memur, müstahdem -
17 Arbeitnehmer
1) çalışan, işalan; ( Angestellter) ücretli memur, müstahdem2) ( Arbeiter) işçi, emekçi -
18 Beamte
Beamte(r), Beamtin [bə'ʔamtə, -'ʔamtɐ] m, fdekl wie adj memur; (Staats\Beamte) devlet memuru -
19 Beamtenanwärter
memur adayı -
20 beauftragen
beauftragen*vt1) ( mit Auftrag versehen) vekil etmek2) ( anweisen) görevlendirmek, memur etmek;jdn mit etw \beauftragen birini bir şeyle görevlendirmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
memur — memúr, memúri, s.m. (înv.) funcţionar public, comisar. Trimis de blaurb, 07.07.2006. Sursa: DAR … Dicționar Român
memur — is., Ar. meˀmūr 1) Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli Kasabaya gelen her yeni memur ilk olarak beni tanır. T. Buğra 2) sf. Yükümlü Sen de kaçmamasına dikkat edeceksin. Muhafazasına memursun. R. H. Karay Birleşik Sözler maiyet memuru … Çağatay Osmanlı Sözlük
memur — (A.) [ رﻮﻡﺄﻡ ] 1. görevli. 2. devlet memuru … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
memur — kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yapmak üzere atanmış olan kişi … Hukuk Sözlüğü
memur etmek — görevlendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikamete memur edilmek — esk. (bir yerde) sürgün cezası verilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sipa — memur i tabia. müterris, asker i sipahi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırkanlılık — is., ğı Ağırkanlı olma durumu Tezgâhtarlar da memur olduğu için hepsinde bir memur ağırbaşlılığı ve ağırkanlılığı var. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tezgâhtar — is., Far. destgāhdār Kahve, gazino ve mağaza vb. yerlerde tezgâhta duran, satış yapan kimse Tezgâhtarlar da memur olduğu için hepsinde bir memur ağırbaşlılığı ve ağırkanlılığı var. H. Taner Birleşik Sözler tezgâhtar ağzı … Çağatay Osmanlı Sözlük
DEFTERDAR — Defter tutan. Devletin gelir ve masraflarını tutan vazifeli memur. Eskiden Maliye Nâzırı bu nam ile anılırdı. Bir vilayetin maliye işlerine bakan memur … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
YÂVER — f. Yardımcı. Mededkâr. İmdatçı. * En yakın memur. * Devlet büyüklerinin yanında bulunan en yakın memur … Yeni Lügat Türkçe Sözlük