-
1 öyle
I adj solche(r, s)II adv1) so\öyle ise wenn das so ist\öyle veya böyle so oder sobirine \öyle gelmek jdm so vorkommenköpeği \öyle sık havlayan komşu der Nachbar, dessen Hund so oft bellt2) ( o denli) dermaßen3) \öyle mi? so?, ja?razısın demek, \öyle mi? du bist also einverstanden, ja? -
2 öyle
1. pron so ein(e), solch ein(e), solche; derartige(r);öyle bir solch, so ein(e), so einer2. adv so;nach ne oder nasıl: o ne biçim iş öyle! das ist aber ein Ding!, na, so was!;öyle mi? tatsächlich?;öyle ya! tatsächlich; natürlich!, genau!;-e öyle gelmek (ki) den Eindruck haben, (dass …), jemandem so vorkommen, (dass); am liebsten wäre er … usw -
3 oyle
(m.) (Jewish) pilgrim, (Jewish) immigrant (to Palestine/Isreal) -
4 öyle
1.тако́й, подо́бный2.öyle bir şey yok — ничего́ подо́бного нет
так, таки́м о́бразом; насто́лькоöyle şaştım ki anlatamam — я так был удивлён, что переда́ть слова́ми невозмо́жно
öyle yaptılar — они́ поступи́ли таки́м о́бразом
3.öyle yoruldum ki! — я так уста́л!
в конце предложения при наличии местоимений и т. п. выражает удивлениеo nasıl hayvan öyle! — что он за скоти́на така́я!
••- öyle geldi ki kalkıp boynuna sarılayım!
- bana öyle geldi ki...
- daha doğrusu ona öyle geliyordu
- öyle olsun
- öyle öyle
- öyle şey yok!
- öyle yağma yok!
- öyle ya -
5 öyle
такойöyleler da bar - и такие естьöyle yahşı - а) такой хороший, б) так хорошоişler öyle dese? - значит таковы дела? -
6 öyle
1.тако́й, подо́бный2.так, таки́м о́бразом3.◊
öyle gelmek — а) так захоте́ться, так (о́ чень) хоте́ться; б) Д так каза́ться -
7 öyle
1. thus, thusly, so, in that manner. 2. such... as that/those, such, (something, someone) like that. - gelmek /a/ to seem to be like that to (someone). - ise In that case,.../If that´s the case,.... - geldi ki I/he/she felt like...: Öyle geldi ki gidip onunla konuşayım. I felt like going and having a talk with him. - mi? Is that so? - olsun. colloq. All right./So be it./As you wish. - şey/yağma yok. colloq. It´s out of the question!/Not on your life! - ya! That´s the way it is/was! -
8 öyle ya
есте́ственно, коне́чно; и́менно так -
9 öyle
алай -
10 öyle
adj. such--------adv. so* * *1. so 2. such -
11 öyle ki
such that -
12 öyle mi
interj. oh yeah, really, is that so ?, so, I declare, well -
13 öyle
hanê--------werê--------wilo--------wisa--------wusa -
14 öyle
джары, ары, арэу, джаущтэу -
15 öyle mi
ара -
16 öyle
Noon -
17 öyle
Noon -
18 öyle
كذلك -
19 öyle
كذلك [كَذَلك]Anlamı: onun gibi, ona benzer -
20 Öyle mi
Is that so?
См. также в других словарях:
Oyle — Gemeinde Marklohe Koordinaten: 52° … Deutsch Wikipedia
öyle — sf. 1) Onun gibi olan, ona benzer Ben öyle bir şey demedim. R. H. Karay 2) zf. O yolda, o biçimde, o tarzda ... öyle tembel tembel salınışları, birdenbire öyle bir duruşları, arkalarına bir bakışları var ki insanı çileden çıkarıyor. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öyle (yağma) yok! — öyle bir şey olmaz, öyle bir şey yapılmamalı anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
öyle veya böyle — ne olursa olsun, her hâlde, bu durumda Öyle veya böyle, bir amatör, bir heveskâr işte. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
öyle gelmek — (birine) sanmak, zannetmek Bana öyle gelirdi ki çocuklar yalnız kışın büyürler. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
öyle ya — kuşkusuz, tabii, elbette … Çağatay Osmanlı Sözlük
Oyle — oil … Medieval glossary
öyle — öğle vakti I, 113bkz: özle … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
öyle öyle — zf. Böylece, yavaş yavaş … Çağatay Osmanlı Sözlük
öyle olsun — peki, pekâlâ … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazın ayağı öyle değil — bir sorun, bir durum sanıldığı gibi değildir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük