-
1 önünde
önünde vor (D) -
2 önünde
prep. in front of, before, sub* * *in front of -
3 önünde
pêşberî -
4 önünde
пе́ред -
5 önünde
ыпащъхьэ -
6 önünde
أمام -
7 önünde
أمام [أَمَامَ]Anlamı: bir şeyin esas tutulan tarafında, arka karşıtı -
8 önünde
a) in front of b) before, in sb's presence, in the presence of sb -
9 önünde arkasında dolaşmak
-
10 önünde bulun
front (v.) -
11 önünde diz çökmek
v. genuflect before -
12 önünde eğilme
n. obeisance -
13 önünde gitmek
v. precede -
14 önünde olmak
v. keep ahead of, be in advance of -
15 önünde saygı ile eğilmek
v. revere -
16 önünde söylemek
v. call upon, call on -
17 yediği önünde
= yemediği ardında ≈ у него́ всего́ полно́ (о богатом, обеспеченном человеке) -
18 başkasının önünde
кеше алдында -
19 göz önünde bulundurmak
хисапка алу -
20 göz önünde tutmak
күз алдында тору
См. также в других словарях:
önünde sonunda — zf. 1) Mutlaka 2) Nihayetinde, en sonunda … Çağatay Osmanlı Sözlük
önünde ardında gidilmez — arkadaşlığına güvenilmez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz önünde — zf. Apaçık, belirgin, aşikâr olarak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller göz (veya gözünün) önünde olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü önünde — (bir kimsenin) Yanında, yakınında Çocukluğundan beri onun bir siniri de aydınlıkta başkasının gözü önünde uyumaktı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı önünde — sf. Uslu, çevrede gözü olmayan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
acemi katır kapı önünde yük indirir — beceriksiz ve anlayışsız kişi, kendisine yaptırılan işi en kötü yerinde bırakır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz (veya gözünün) önünde olmak — 1) sürekli denetimi altında olmak 2) unutmamak, olduğu gibi hatırlamak Hızla açılan kapıdan içeri girişi, hayır girişi değil, atılışı hâlâ gözümün önündedir. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz önünde tutmak (veya bulundurmak) — herhangi bir durumun nasıl bir sonuca yol açacağını hesaba katmak, dikkate almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yediği önünde, yemediği ardında — bolluk, refah içinde yaşayanlar için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
önü sıra gitmek — önünde yürümek Bir gün, önüm sıra giden bir genç çocuk, ıslıkla bir şeyler çalmaya başladı. N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
UR — Önünde hendek olan istihkâm. Yüksek ve müstahkem yer, toprak tabya. Burç … Yeni Lügat Türkçe Sözlük