-
1 çeşit
çeşit(ler) (Waren)Sortiment n;çeşit çeşit verschiedene, alle Möglichen; verschiedener Art; sortiert;her çeşit … aller Art;çeşit düzmek das Sortiment erweitern -
2 çeşit
-
3 çeşit çeşit
allerlei; ( çeşitli) vielfältig, divers, mannigfaltig -
4 enva
-
5 açık
\açık vermek Defizit aufweisen, in den roten Zahlen stehenkasa açığı der Fehlbetrag in der Kasseülkenin doktor açığı der Ärztemangel des Landes2) Lücke f3) ( gemi)\açıklarda auf offenem Meeraçığa çıkarmak entlassenyüzündeki ifade sevincini açığa vuruyordu der Ausdruck auf seinem Gesicht verriet seine Freude1) ( kapalı olmayan) offen, geöffnet, auf\açık bırakmak offen lassen, auflassen\açık kapı bırakmak ( fig) sich einen Ausweg offenhalten, sich eine Hintertür offen halten\açık pencere önünde vor dem offenen Fenster\açık şehir pol offene Stadtgözünü \açık tutmak die Augen offen halten2) ( yol) freiyolu \açık olmak freie Bahn habençek \açıktır der Scheck ist nicht gedecktçok \açık bir film ein sehr freizügiger Film5) ( boş) leer, freikâğıtta \açık yer kalmadı es gab keinen leeren [o freien] Platz mehr auf dem Blatt7) ( vazıh) offen\açık konuşma zamanı artık gelmişti die Zeit war nun gekommen, offen zu reden8) aufgeschlossenher çeşit yeniliklere \açık olmak aufgeschlossen sein gegenüber allerlei Neuigkeiten9) ( renk için) hell\açık bir renk eine helle Farbe\açık sarı saçlı bir kadın eine Frau mit hellblondem Haar\açık tenli hellhäutig11) ( sarılmamış) lose12) (kamuya \açık, halka \açık, gizli olmayan) öffentlich\açık duruşma/oturum öffentliche Verhandlung/Sitzung13) \açık farkla önde olmak mit großem Abstand führen1) ( açıkça) offen\açık söylemek offen sagen\açık söylemek gerekirse, ... offen gesagt [o gestanden],...\açık vermek ( fig) sich verraten, sich anmerken lassenhiç \açık vermedi er ließ sich nichts anmerkenbirine \açık olmak jdm offen seinkapım sana her zaman \açıktır meine Tür ist immer für dich offen2) ( dükkân) offen, aufbu dükkân pazarları da \açıktır dieser Laden hat [o ist] auch sonntags offendükkân \açık mı? hat das Geschäft auf?gözlerini \açık tutmak (a. fig) die Augen offen haltenışığı \açık bırakma! lass das Licht nicht an!radyo \açık mı? ist das Radio an? -
6 cins
I sII adj reinrassig, Rasse- -
7 kalem
kalem s1) Stift m; (çelik \kalemi) Feder f; (tükenmez \kalem) Schreiber m\kalem açmak einen Stift (an) spitzenbir şeye \kalem çekmek etw durchstreichenbir şeyi \kaleme almak etw abfassen [o verfassen] -
8 nev
\nevi şahsına münhasır von eigener Artaynı \neviden şeyler Sachen von gleicher Artbu \nevi derartig
См. также в других словарях:
çeşit — is., di, Far. çeşīden 1) Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev Her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı. H. Taner 2) Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeşit çeşit — sf., di Çeşitli olan, türlü türlü Varsayın, ayaklarının altına çeşit çeşit kürkleri ben sereyim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
insan çeşit çeşit, yer damar damar — toprağın her kesimi ayrı ayrı nitelikler taşıdığı gibi, insanlar da küme küme ve tek tek birbirlerinden ayrı nitelikler taşırlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bin çeşit — sf., di Bin türlü … Çağatay Osmanlı Sözlük
MAARİF-İ MÜTENEVVİA — Çeşit çeşit bilgiler MAARİF İ UMUMİYE NEZARETİ Maarif vekâleti. Milli Eğitim Bakanlığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUHTELİF-ÜL CİNS — Çeşit çeşit cinste. Muhtelif cinste … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTENEVVİ' — Çeşit çeşit, muhtelif, çeşitli, değişik, türlü türl … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEV' — Çeşit, sınıf, cins. * Taleb etmek. Meyletmek, eğilmek. İki yana sallanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
makule — çeşit; tür; soy … Hukuk Sözlüğü
nevi — çeşit; tür … Hukuk Sözlüğü
ayrışık — sf., ğı 1) Ayrışmış olan 2) Ayrı türden, çeşit çeşit, muhtelif, heterojen 3) kim. Farklı yapıda olan, heterojen, ayrı cinsten … Çağatay Osmanlı Sözlük