Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

çaprazlama

  • 1 крестообразно

    Русско-турецкий словарь > крестообразно

  • 2 накрест

    Русско-турецкий словарь > накрест

  • 3 crossbreeding

    çaprazlama

    English to Turkish dictionary > crossbreeding

  • 4 crossbreeding

    çaprazlama

    English-Turkish new dictionary > crossbreeding

  • 5 cross examination

    çaprazlama sorgu
    * * *
    sorgu

    English-Turkish dictionary > cross examination

  • 6 cross examine

    çaprazlama sorgulamak, sorguya çekmek
    * * *
    sorguya çek

    English-Turkish dictionary > cross examine

  • 7 non crossing rule

    çaprazlama kuralı

    English-Turkish dictionary > non crossing rule

  • 8 non crossing rule

    çaprazlama kuralı

    English-Turkish new dictionary > non crossing rule

  • 9 crisscross

    adj. çaprazlama çizgili, çapraz
    ————————
    adv. çaprazımsı, tersine, aksine
    ————————
    n. çapraz kesişen doğrular; çaprazlama işaret
    ————————
    v. çapraz çizgiler çizmek; çaprazlama gidip gelmek
    * * *
    1. çapraz çizgili 2. hatlarını çiz (v.) 3. hatlarını çizme (n.)

    English-Turkish dictionary > crisscross

  • 10 cross

    adj. çapraz, çaprazlama, kesişen, karşıt; aksi, kızgın, dargın; hilekâr, düzenbaz
    ————————
    n. artı işareti, haç, çapraz; dert; melez; hile; dörtyol ağzı
    ————————
    v. çaprazlaştırmak; üst üste atmak, çapraz çizgiler çizmek, haç işareti yapmak; kesişmek; karşılaşmak; darılmak; geçmek; melezlemek; engellemek; bozmak
    * * *
    1. çarpı (n.) 2. geç (v.) 3. çapraz (adj.)
    * * *
    [kros] I adjective
    (angry: I get very cross when I lose something.) kızgın; dargın
    II 1. plural - crosses; noun
    1) (a symbol formed by two lines placed across each other, eg + or x.) çarpı (x) veya artı (+) işareti
    2) (two wooden beams placed thus (+), on which Christ was nailed.) çarmıh
    3) (the symbol of the Christian religion.) haç, istavroz
    4) (a lasting cause of suffering etc: Your rheumatism is a cross you will have to bear.) dert, ıstırap
    5) (the result of breeding two varieties of animal or plant: This dog is a cross between an alsatian and a labrador.) melez, kırma
    6) (a monument in the shape of a cross.) haç şeklinde abide
    7) (any of several types of medal given for bravery etc: the Victoria Cross.) haç şeklinde madalya
    2. verb
    1) (to go from one side to the other: Let's cross (the street); This road crosses the swamp.) (karşıdan karşıya) geçmek
    2) ((negative uncross) to place (two things) across each other: He sat down and crossed his legs.) (kolları/bacakları) kavuşturmak, üst üste atmak
    3) (to go or be placed across (each other): The roads cross in the centre of town.) kesişmek, birleşmek
    4) (to meet and pass: Our letters must have crossed in the post.) karşılaşmak
    5) (to put a line across: Cross your `t's'.) üstüne çaprazlama çizgi çekmek
    6) (to make (a cheque or postal order) payable only through a bank by drawing two parallel lines across it.) yanyana iki çizgi çekmek
    7) (to breed (something) from two different varieties: I've crossed two varieties of rose.) melez cins üretmek
    8) (to go against the wishes of: If you cross me, you'll regret it!) karşı gelmek
    - crossing
    - crossbow
    - cross-breed
    - cross-bred
    - crosscheck
    3. noun
    (the act of crosschecking.) sağlama yapma
    - cross-country skiing
    - cross-examine
    - cross-examination
    - cross-eyed
    - cross-fire
    - at cross-purposes
    - cross-refer
    - cross-reference
    - crossroads
    - cross-section
    - crossword puzzle
    - crossword
    - cross one's fingers
    - cross out

    English-Turkish dictionary > cross

  • 11 crossfertilize

    v. bitkisel melez meydana getirme, çaprazlama döllemek, dışarıdan etkilemek, çaprazlama ile döllemek

    English-Turkish dictionary > crossfertilize

  • 12 crossfertilize

    v. bitkisel melez meydana getirme, çaprazlama döllemek, dışarıdan etkilemek, çaprazlama ile döllemek

    English-Turkish dictionary > crossfertilize

  • 13 забивать

    kakmak,
    çakmak; çivilemek,
    mıhlamak; doldurmak,
    tıkamak
    * * *
    несов.; сов. - заби́ть
    1) kakmak; çakmak

    забива́ть сва́и — kazık kakmak

    забива́ть гво́зди — çivi çakmak

    2) çivilemek; mıhlamak

    забива́ть окно́ до́сками — pencereyi tahta mıhlayıp kapatmak

    дверь была́ заби́та двумя́ до́сками крест-на́крест — kapıya çaprazlama iki tahta çakılmıştı

    3) doldurmak; tıkamak

    склад заби́т — depo tıka basa doludur

    прохо́д заби́т — geçit yeri tıkalıdır

    у́лицы заби́ты наро́дом — caddeler adam almıyor

    у него́ кварти́ра заби́та веща́ми — onun dairesi tıklım tıklım eşya dolu

    4) спорт.

    забива́ть гол — gol atmak / yapmak

    забива́ть мяч в воро́та — topu kaleye sokmak

    им заби́ли три мяча́ / го́ла — üç gol yediler

    5) разг. (превосходить в чём-л.) bastırma, baskın çıkmak

    в э́том он и тебя́ забьёт — bunda seni de bastırır

    6) ( на бойне) kesmek

    Русско-турецкий словарь > забивать

  • 14 крест-накрест

    çapraz
    * * *

    Русско-турецкий словарь > крест-накрест

  • 15 diagonally

    adv. çaprazlama, bir köşeden diğerine
    * * *
    1. diyagonal olarak 2. köşegen olarak
    * * *
    adverb (in a diagonal line: He walked diagonally across the field.) köşeleme(sine)

    English-Turkish dictionary > diagonally

  • 16 athwart

    adv. çaprazlama, karşıdan karşıya; aykırı, tersine, karşıt
    ————————
    prep. karşı tarafa, karşı, zıt
    * * *
    enine

    English-Turkish dictionary > athwart

  • 17 continuous crossing

    sürekli çaprazlama

    English-Turkish dictionary > continuous crossing

  • 18 crossbreeding

    n. melez yetiştirme
    * * *
    çaprazlama

    English-Turkish dictionary > crossbreeding

  • 19 crosswise

    adv. çapraz, çaprazlama, enine; aykırı
    * * *
    1. aykırı 2. çapraz

    English-Turkish dictionary > crosswise

  • 20 decussate

    adj. çapraz, çaprazlama
    * * *
    çapraz

    English-Turkish dictionary > decussate

См. также в других словарях:

  • çaprazlama — is. 1) Testerenin keserken sıkışmaması için dişlerini belli ölçülere göre sağa sola bükme 2) zf. Çapraz olarak, makaslama, çaprazlamasına, çaprazvari Yatağı çaprazlama tam bu papazın yatağı hizasında idi. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — 1. is. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık 2. is. 1) İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü Balık ağı. Tenis ağı. 2) Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü 3) mec. Ulaşım ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çaprazlamasına — zf. Çaprazlama …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çaprazvari — zf., Far. çep + rāstvārī Çaprazlama İki zayıf el harmaniden çıktı, göğsünün üstünde çaprazvari kavuştu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatmak — i, ar 1) Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var. F. R. Atay 2) Kereste vb.ni birbirine tutturmak 3) Bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dokunuş — 1. is. Dokunma (I) işi veya biçimi, temas Yolda, bir aralık Lami dizlerinde sıcak bir dokunuş duydu. P. Safa 2. is. 1) Dokunma (II) işi veya biçimi 2) Dokunma ipliklerinin çaprazlama biçimi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Hristo teyeli — is. Çaprazlama yapılan teyel, kazayağı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kazayağı — 1. is., bit. b. Ispanakgillerden, yaprakları kaz ayağına benzeyen bir bitki (Chenopodium) 2. is. 1) Açık turuncu renk 2) sf. Bu renkte olan 3. is. 1) Çok kollu çengel 2) Çaprazlama yapılan teyel, Hristo teyeli 3) den. İki ucundan herhangi bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kılıçlama — is. 1) Kılıçlamak işi 2) zf. Kılıcına 3) zf. Çaprazlama Çantayı kılıçlama asmış. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kılıçlama kaçmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kızaklık — is., ğı Döşeme tahtalarının altına çaprazlama olarak konulan uzun ve yassı direklerden her biri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • makaslama — is. 1) Makaslamak işi 2) zf. Çaprazlama …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»