-
1 çakışmak
-
2 çakışmak
vi1) math kongruieren, sich decken2) ( aynı zaman dilimi içinde bulunmak) sich überschneiden, kollidieren (-le mit)iki sınıfın dersleri çakıştı die Unterrichtsstunden der beiden Klassen überschneiden sich -
3 çakışmak
- le1) сцепля́ться, соединя́ться друг с друго́м; стыкова́ться2) состяза́ться, соревнова́ться (об ашугах и т. п.) -
4 çakışmak
v. overlap -
5 çakışmak
2) состяза́ться, соревнова́ться (о поэтах)3) мат. совмеща́ться -
6 çakışmak
συμπίπτω -
7 çakışmak
Zu rechter Zeit kommen -
8 çakışmak
انطبقتوافق -
9 çakışmak
1. انطبق [اِنْطَبَقَ]Anlamı: birbirine geçip kenetlenmek2. توافق [تَوَافَقَ]Anlamı: birbirine geçip kenetlenmek -
10 çakışmak
"to coincide; to fit into one another; to clash; to collide with one another; to be congruent" -
11 çakışmak
"1. to fit snugly into each other. 2. (for the times of events) to conflict; /la/ (for the time of one event) to conflict with (the time of another). 3. to collide with each other. 4. to compete in extemporizing poetry. 5. geom. to be congruent." -
12 منطبق شدن
çakışmak -
13 انطبق
çakışmak; kapanmak; kilitlenmek; yumulmak -
14 çakıştırmak
-
15 совмещаться
несов.; сов. - совмести́ться1) birleşmek2) мат. çakışmakпри наложе́нии фигу́ры совмести́лись — uygulanınca şekiller çakıştı
-
16 совпадать
несов.; сов. - совпа́сть1) raslamak, düşmekпра́здник совпа́л с воскресе́ньем — bayram pazar gününe rasladı
2) birbirini tutmak; birbirine uygun düşmek; çakışmak, çakışık olmak тж. мат.их показа́ния не совпада́ют — verdikleri ifadeler birbirlerini tutmuyor
его́ подхо́д к пробле́ме совпада́ет с ва́шим — onun soruna yaklaşımı sizinki ile çakışmaktadır
-
17 çakışmamak
v. (neg. form of çakışmak) overlap -
18 cekismää
[T cekismek, Az cäkismäk, from cekismää]: to quarrelA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > cekismää
-
19 clash
n. çarpışma sesi, gümbürtü, çatışma, uyuşmazlık, ayrılık, uyumsuzluk, çarpışma————————v. gümbürdemek, çatırdamak; çatışmak, bindirmek, çarpışmak, çarpmak; uymamak, uyuşmamak, gitmemek, anlaşamamak* * *1. çarpış (v.) 2. çarpışma (n.)* * *[klæʃ] 1. noun1) (a loud noise, like eg swords striking together: the clash of metal on metal.) şakırtı2) (a serious disagreement or difference: a clash of personalities.) çatışma, uyuşmazlık3) (a battle: a clash between opposing armies.) çarpışma4) ((of two or more things) an act of interfering with each other because of happening at the same time: a clash between classes.) çakışma2. verb1) (to strike together noisily: The cymbals clashed.) şıngırdamak2) (to fight (in battle): The two armies clashed at the mouth of the valley.) çarpışmak3) (to disagree violently: They clashed over wages.) anlaşamamak4) (to interfere (with something or each other) because of happening at the same time: The two lectures clash.) çakışmak5) ((of colours) to appear unpleasant when placed together: The (colour of the) jacket clashes with the (colour of the) skirt.) uyuşmamak, birbirine uymamak -
20 overlap
n. aşma, kaplama, üst üste gelme————————v. kaplamak, üstünü örtmek, üstüne gelmek, üst üste gelmek, çakışmak, aşmak* * *1. örtüş (v.) 2. örtüşme (n.) 3. üstüne bin (v.) 4. üstüne binme (n.)* * *1. [əuvə'læp] past tense, past participle - overlapped; verb(to extend over and cover a part of: The pieces of cloth overlapped (each other).) üstüste gelmek, öpüşmek2. ['ouvəlæp] nounan overlap of two centimetres.) üstüste gelme
- 1
- 2
См. также в других словарях:
çakışmak — le 1) Birbirine geçip kenetlenmek, takılmak 2) nsz Aynı zaman dilimine denk gelmek İki sınıfın dersleri çakıştı. 3) nsz, hlk. Söz yarışı etmek Saz şairleri çakışıyor. 4) mat. Doğru, açı, yüzey vb. geometrik biçimler üst üste konulduklarında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakışmak — toplu durmak, çitişmek, münasib gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakışmak — çakmakta yardım ve yarış etmek II, 104 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çakışma — is. Çakışmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük