-
1 çaba göstermek
hewl dan -
2 çaba\ göstermek
прилага́ть уси́лия -
3 çaba göstermek
to make an effort, to strive, to strain, to endeavour, to exert oneself -
4 olağanüstü çaba göstermek
v. spurt -
5 son bir çaba göstermek
v. spurt -
6 çaba
çaba Anstrengung f, Bemühungen f/pl (-me \çabası zu + inf); -
7 çaba
-
8 çaba
effort. - göstermek to strive, struggle, exert oneself. -
9 spurt
n. ani çıkış, hamle, olağanüstü çaba, gayret, fışkırma————————v. olağanüstü çaba göstermek, son bir çaba göstermek, hamle yapmak, fışkırmak, fışkırtmak* * *1. atak yap (v.) 2. atak (n.)* * *[spə:t] 1. verb((of a liquid) to spout or gush: Blood spurted from the wound.) fışkırmak2. noun(a sudden gush or burst: a spurt of blood/energy.) fışkırma -
10 beflissen
gayretli, gayretkeş, çaba gösteren;\beflissen sein, etw zu tun bir şeyi yapmak için gayret [o çaba] göstermek -
11 himmet
arapça همت çaba. himmet etmek çaba göstermek. -
12 effort
-
13 peine
n f1 chagrin üzüntü [yzyn'ty]2 ceza [ʤe'zaː]3 effort çaba [ʧa'ba]♦ ce n'est pas la peine faydasız4 à peinea hemen hiç◊Il a à peine mangé. — Hemen hiç yemedi.
b azdan beri◊Il est à peine réveillé. — Daha yeni uyandı.
-
14 apply
uygulamak, uygulamaya koymak, kullanmak; basvuruda bulunmak, basvurmak; (üstüne) sürmek, koymak, yaymak; çaba göstermek, özen göstermek, (kendini) vermek, ugrastirmak; etkili olmak, -le ilgili olmak -
15 максимум
maksimum* * *мazami; en çokма́ксимум два дня — en çok / azami iki gün
приложи́ть ма́ксимум уси́лий — azami çaba göstermek
ма́ксимум, что я могу́ сде́лать — yapabileceğimin azamisi
-
16 exert
v. kullanmak, harcamak, uygulamak* * *güç sarfet* * *[iɡ'zə:t]1) (to bring forcefully into use or action: He likes to exert his authority.) kullanmak2) (to force (oneself) to make an effort: Please exert yourselves.) çaba göstermek•- exertion -
17 hammer home
(to make great efforts to make a person realize: We'll have to hammer home to them the importance of secrecy.) büyük çaba göstermek -
18 einsetzen
einsetzen <-ge-, h>1. v/t (-in içine) koymak, yerleştirmek; (ernennen) -e atamak; Mittel kullanmak; Geld yatırmak; Leben tehlikeye atmak;jemanden einsetzen (in, bei) b-ni (-de, b-nin yanında) görevlendirmek;jemanden als Erben einsetzen b-ni mirasçı tayin etmek;sein Leben einsetzen hayatını ortaya koymak2. v/r: sich einsetzen çaba göstermek, angaje olmak;sich für jemanden, etwas einsetzen -i desteklemek3. v/i Regen usw başlamak -
19 streben
streben v/i <h>: streben nach … için uğraşmak, çaba göstermek -
20 تلاش کردن
gayret etmek, çaba göstermek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
çaba göstermek — bir işi başarmak için çalışmak, uğraşmak, gayret göstermek Onu kurtarabilmek için olmayacak şeylere saldırmak derecesinde bir çaba gösteriyorsunuz. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaba — is. Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, gayret, ceht, efor Yoksa başlı başına zafer, boşuna bir çaba olur. F. R. Atay Birleşik Sözler can çabası yaşama çabası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çaba göstermek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gayret göstermek — çaba harcamak, başarmak için çalışmak Azar azar fakat ısrarlı bir gayret göstermeye başladı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
emek harcamak — çaba göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
himmet — (A.) [ ﺖﻤه ] çaba. ♦ himmet etmek çaba göstermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
savunmak — i 1) Herhangi bir saldırıya karşı koymak, saldırıya karşı korumak, müdafaa etmek 2) Hareket veya düşünceyi söz ve yazı ile doğru, haklı göstermeye çalışmak 3) Yapılan bir suçlamaya veya ithama karşı kendi haklı gösterecek sebepler ileri sürmek 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarışmak — nsz, le 1) Üstünlük kazanmak amacıyla bir yarışmaya katılmak 2) Bir yarışmada başkalarından üstün olmak için çaba göstermek 3) Başkalarından üstün olmaya çalışmak, rekabet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
savaşım vermek — bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek için uğraşmak, çaba göstermek, mücadele etmek Sen ancak iyi savlar için savaşım vermekte rahat ederdin. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
geceyi gündüze katmak — aralıksız, gece gündüz çalışmak, büyük çaba göstermek ... başaramayacağı kadar çok işlerin altına girmekten çekinmedi, geceyi gündüze katıp çalışmaya başladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini sıkmak — kendini zorlamak, çaba göstermek Ben kendimi sıkarak istidadımdan daha çok şen görünmeye çalışıyordum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gayret — is., Ar. ġayret 1) Çalışma, çaba, çalışma isteği Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu. M. Yesari 2) Koruma, esirgeme, kayırma duygusu Hemşehrilik gayreti. 3) esk. Kutsal sayılan şeylere yabancıların… … Çağatay Osmanlı Sözlük