-
1 hölzern
tahta (dan) -
2 Brett
Brett <-(e) s, -er> [brɛt] nt1) ( aus Holz) tahta;schwarzes \Brett kara tahta; ( Schaukasten) ilan tahtası, pano;ein \Brett vor dem Kopf haben ( fam) tahtası eksik olmak, kafasının bir tahtası noksan olmak2) (Spiel\Brett) tahta -
3 Tafel
Tafel <-n> ['ta:fəl] f1) ( Brett, Anzeige\Tafel) tahta; (Gedenk\Tafel) levha2) ( in der Schule) tahta3) ( für Vertäfelung) ağaç4) (Schokoladen\Tafel) kalıp5) ( Tabelle) çizelge; (Abfahrts\Tafel) cetvel; (Logarithmen\Tafel) tablo6) ( Illustration) ilüstrasyon7) arch (Ton\Tafel) tablet -
4 ausrufen
jemanden ausrufen lassen b-ni anons ettirmek;jemanden zum König ausrufen b-ni kral yapmak, b-ni tahta çıkarmak -
5 Brett
Brett n <Bretts; Bretter> tahta;schwarzes Brett ilan tahtası;fam fig ein Brett vor dem Kopf haben kavrayamamak; (Regalbrett) raf; (Damebrett, Schachbrett) tabla; SPORT tramplen;Bretter pl (Skier) kayaklar pl;Bretter pl (Bühne) sahne sg -
6 Diele
-
7 Holz
Holz n <Holzes; Hölzer> odun; (Nutzholz) tahta, kereste;aus Holz tahtadan, ahşap;Holz verarbeitend ağaç işleyen -
8 Kochlöffel
Kochlöffel m tahta kaşık -
9 Planke
Planke f <Planke; Planken> tahta, kereste -
10 Schrubber
Schrubber m <Schrubbers; Schrubber> yer/tahta bezi -
11 Schwamm
Schwamm m <Schwamms; Schwämme> a ZOOL sünger; BOT mantar; (Hausschwamm) ev süngeri, tahta mantarı;fam Schwamm drüber! bunun üstüne sünger çekelim! -
12 Steg
-
13 Tafel
Tafel f <Tafel; Tafeln> Schule usw (kara)tahta; (Anschlagtafel) ilan tahtası; (Schild) levha; (Gedenktafel) plaket; (Schokoladentafel) kalıp; Essen sofra -
14 Thronfolge
Thronfolge f tahta çıkma sırası -
15 Treibholz
Treibholz n suların sürüklediği ağaç/tahta parçaları -
16 verkleiden
verkleiden <o -ge-, h>2. v/r: sich verkleiden kıyafet değiştirmek;sich verkleiden als … kılığına girmek -
17 vernageln
vernageln v/t <o -ge-, h>: mit Brettern vernageln tahta perdeyle kapatmak -
18 Verschalung
Verschalung f <Verschalung; Verschalungen> kalıp; tahta kaplama -
19 Verschlag
-
20 auskleiden
См. также в других словарях:
Tahta — (Arabic: طهطا) is a city in the Upper Egyptian Sohag Governorate. It is located on the west bank of the Nile.Villages within the jurisdiction of Tahta include: *El Khezendareya Shark (Arabic: الخزيندارية شرق) *Shattoura (Arabic: شطورة) *El… … Wikipedia
tahta — tȁhta ž <G mn tȃhtā/tàhtī> DEFINICIJA reg. 1. plosnat i širok dug komad drveta, dobiven piljenjem od balvana ili trupca; daska [tahta papuče kožne papuče s jačim đonom] 2. široka (drvena) počivaljka za sjedenje i ležanje pokrivena ćilimom;… … Hrvatski jezični portal
Tahta — (Tachta), Distriktshauptstadt in der ägypt. Provinz (Mudirieh) Girgeh, 2 km westlich vom Nil, wo er die Inseln Abu Sarigh und Raiainah bildet, mit (1897) 16,223 (als Gemeinde 17,104) Einw. Hafen von T. ist Sahel … Meyers Großes Konversations-Lexikon
tahta — is., Far. taḫte 1) Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç Çam tahtası. Gürgen tahtası. 2) sf. Bu ağaçtan yapılmış Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik. Ö. Seyfettin 3) Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme Yeni silinmiş tahtalar birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tahta — Original name in latin ah Name in other language Tahta, Takhta, ah Тахта State code EG Continent/City Africa/Cairo longitude 26.7693 latitude 31.50214 altitude 66 Population 90591 Date 2012 01 19 … Cities with a population over 1000 database
tahta göğüslü — sf. Göğsü küçük olan, tahta göğüs Bu kızın inceliği, plajlarda moda olan tahta göğüslü, kalçasız mayolulara pek benzemiyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta perde — is. İki yeri birbirinden ayıran tahta duvar Tahta perde ile çevrilmiş küçük bir bahçeleri vardı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta göğüs — sf., ğsü Tahta göğüslü … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta çıkmak — hükümdar olmak Sultan Süleyman tahta çıkar çıkmaz, babası namına inşa ettirdiği cami 1522 de bitmiş ve halka açılmıştır. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta biti — is., hay. b. Tahtakurusu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta kaşık — is., ğı Genellikle şimşir ağacından yapılan, yemek pişirirken, yerken veya halk oyunlarında kullanılan kaşık … Çağatay Osmanlı Sözlük