-
21 kuschen
kuschen v/i <h> Hund itaat edip yere yatmak;fam (vor jemandem) kuschen b-ne boyun eğmek; b-nden korkmak -
22 nachgeben
-
23 Schal
Schal m <Schals; Schals, Schale> şal; (Wollschal) yün boyun atkısı -
24 unnachgiebig
unnachgiebig adj boyun eğmez, dik başlı -
25 zurückweichen
zurückweichen v/i <unreg, -ge-, sn> MIL geri çekilmek;zurückweichen vor -e boyun eğmek -
26 Apfel
-
27 aufbegehren
auf|begehren*vi karşı koymak ( gegen -e);er begehrte gegen sein Schicksal auf kaderine boyun eğmedi -
28 beigeben
bei|gebenklein \beigeben pes etmek, yelkenleri suya indirmek -
29 bemächtigen
-
30 beugen
beugen ['bɔıgən]I vt1) ( Arm) bükmek;den Kopf \beugen başını eğmek;vor Kummer gebeugt sein dertten boynu bükük olmakII vrsich \beugener beugte sich leicht nach vorn/zu mir hafifçe öne/bana doğru eğildi, öne/bana doğru hafif eğildi2) ( sich fügen) boyun eğmek (-e) -
31 Buckel
-
32 buckeln
1) ( Katze) kamburunu çıkarmakII vt sırtlamak -
33 ducken
-
34 fügen
fügen ['fy:gən]I vrsich \fügen1) ( unterordnen) boyun eğmek (-e)2) ( passen) uymak (in -e), intibak etmek (in -e) -
35 Fügung
kadere boyun eğme; ( göttlich) tevekkül;das war eine \Fügung des Schicksals bu kısmetti -
36 Halswirbel
anat boyun omuru -
37 Kamm
1) ( zum Kämmen) tarak2) (Hahnen\Kamm) ibik; (Gebirgs\Kamm, Wellen\Kamm) sırt -
38 kuschen
-
39 Resignation
1) yılma2) ( Ergebung in das Schicksal) tevekkül, kadere boyun eğme -
40 resignieren
resignieren* [rezı'gni:rən]vi1) yılmak2) ( sich in sein Schicksal ergeben) tevekkül etmek, kadere boyun eğmek
См. также в других словарях:
boyun — I,127, 213, 370, 518; I I, 3,74, 76, 164,180, 218,219, 233, 235, 236; II I,194, 230, 248 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
boyun — is. 1. Başın bədənlə birləşən hissəsi. Yoğun boyun. Əyri boyun. Uzun boyun. Boynundan yapışmaq. 2. Paltarın, boğazı dövrələyən hissəsi. Paltonun boynu. Dik boyun. Köynəyin boynu dardır. 3. Arabaya və kotana qoşulan cüt heyvan (öküz, ya kəl).… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
boyun — is., ynu, anat. 1) Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi Ellerini bu defa, boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi. A. İlhan 2) Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım 3) Sorumluluk 4) coğ. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun — I (Ağdam, Bərdə, Qazax, Şəmkir, Şuşa) araba və ya kotana qoşulan cüt öküz, kəl. – Üş boyun qoşmuşdux, gənə yoxuşu çıxa bilmirdix’ (Ağdam); – Yerə baxır, dayna, elə yer olur iki boyun qoşurux kotana, elə yer olur bir (Bərdə); – Yer elə bətdi… … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
boyun bağı — is. 1) Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan uzun, enlice kumaş parçası Arkadaşım boyun bağı ve yakasını çözdü, göğsünü açtı. P. Safa 2) Kravat … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun eğmek — isteyerek veya istemeyerek uymak, katlanmak Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli ya öbür tarafla birleşmeli idik. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun kesmek — selam vermek için başını eğmek Eli göğsünde, boyun keserek dervişçe bir selamla alçak bir sedirin ucuna ilişti. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun kırmak — saygı duyulan bir kimse karşısında, ayaktayken başı öne bükmek Hürrem Hakkı, Ferhunde nin önünde boyun kırdı. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
böyün — bugün … Beypazari ağzindan sözcükler
boyun borcu — is. Yapılması gereken ödev, vecibe Yapılan yararlı çalışmaların hakkını vermek boynumuzun borcu... T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun bükmek — boynunu bükmek … Çağatay Osmanlı Sözlük