-
1 сверху
1) yukarıdanспусти́ться све́рху вниз — yukarıdan aşağı(ya) inmek
2) üstte; üstündeвозьми́ тот, кото́рый (лежи́т) све́рху — üsttekini al
све́рху он не окра́шен — üstü boyasız
3) перен. yukarıdanприка́з све́рху — tepeden inme / gelme emir, tepeden emir
э́то был челове́к, кото́рого подде́рживали све́рху — yukarıca tutulan biriydi
••смотре́ть на кого-л. све́рху вниз — birine yüksekten / tepeden bakmak
све́рху до́низу (на всех уровнях) — üst kademeden tabana kadar
-
2 вертикаль
düşey çizgi; dikey no* * *ж1) düşey çizgi2) шахм. dikey••по вертика́ли — dikey olarak, dikine, diklemesine; yukarıdan aşağıya
-
3 приказ
мпо прика́зу кого-л. — birinin emri üzerine / emriyle
попы́тки проведе́ния рефо́рм прика́зами све́рху — yukarıdan emirnamelerle reform yapma çabaları
прика́з о наступле́нии — taarruz emri
прика́з по ча́сти — günlük emir
-
4 свыше
1) нареч. yukarıdanприка́з свы́ше — tepeden inme / gelme emir
2) предлог üstünde, aşkın, yukarıсвы́ше ста — yüzün üstünde, yüzü aşkın, yüzden fazla
де́ти в во́зрасте свы́ше пяти́ лет — beş yaş üstündeki çocuklar
э́тому пра́зднику свы́ше ста лет — bu bayramın yüz yılı aşan bir geçmişi var
-
5 тон
ton; renk; ses,ton; tarz* * *м1) tonзвук высо́кого то́на — tonu tiz / ince olan ses
зада́ть тон — ton vermek
игра́й то́ном вы́ше — bir ton yukarıdan çal
2) жив. ton, renk (-ği)тон карти́ны — tablonun tonu
тёплые тона́ — sıcak tonlar
разли́чные тона́ се́рого цве́та — grinin çeşitli tonları
3) ton, eda, sesмя́гкий тон — yumuşak ton
вла́стным то́ном — amirane bir eda / ses ile
говори́ть на повы́шенных тона́х — yüksek perdeden konuşmak
4) tarzв полеми́ческом то́не — polemik tarzında
••пра́вила хоро́шего то́на — görgü kuralları
о́бщий тон статьи́ — yazının genel havası
-
6 вертикали
dikine,diklemesine; yukarıdan aşağıya
См. также в других словарях:
yukarıdan — zf. Tepeden, üstten Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yukarıdan almak yukarıdan bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yukarıdan almak — yumuşaklık göstermemek, ağır önerilerde bulunmak, sert davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yukarıdan bakmak — (birine) kendini karşısındakinden üstün görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
AMUDÎ — Yukarıdan aşağıya dikey olarak. Direk gibi yukarıdan aşağıya düz ve şakulünde olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNHİBAT — Yukarıdan aşağı inme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yukardan aşşa — yukarıdan aşağıya … Beypazari ağzindan sözcükler
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Gramática del turco — Contenido 1 Olmak Eylemi (Los verbos Ser y Estar) 2 Contenidos 2.1 Introducción 2.2 Partes de la oración … Wikipedia Español
akrostiş — is., ed., Fr. acrostiche Her dizenin ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okunduğunda ortaya bir söz çıkacak biçimde düzenlenmiş manzume, muvaşşah, tevşih … Çağatay Osmanlı Sözlük
dönme dolap — is., bı 1) Eğlence alanlarında, bir eksen çevresinde yukarıdan aşağı dönen ve oturma yerleri olan eğlence aracı 2) esk. Büyük konaklarda bir yerden bir yere yemek geçirmek için duvardaki bir açmaya yerleştirilmiş olan dönebilen dolap … Çağatay Osmanlı Sözlük
duvar ayağı — is. Yapılarda süs ögesinin dışında görevi olmayan, duvara yapışık, üzerinde yukarıdan aşağıya yivler bulunan yarım ayak … Çağatay Osmanlı Sözlük