-
1 jałmużna
sadaka -
2 liefdadigheid
sadaka s -
3 sədəqə
sadaka -
4 alms
sadaka -
5 sədəqə
sadaka -
6 almužna
sadaka -
7 poor box
sadaka kutusu* * *sadaka kutusu -
8 dole out
sadaka ver -
9 poor box
sadaka kutusu -
10 alms
n. yardım, sadaka, zekât* * *1. sadaka 2. zekat* * *(money etc given to the poor.) sadaka, zekât -
11 подавать
несов.; сов. - пода́ть1) vermekпода́ть кому-л. портфе́ль — birine çantasını vermek
пода́ть кому-л. стул — birine bir iskemle vermek / getirmek
с су́дна по́дали трап — gemiden iskele verdiler / indirdiler
2) ( ставить на стол) servis etmek / yapmak; getirmekпо́дали суп — çorba geldi
по́данный ему́ суп — önüne getirilen çorba
ку́шать по́дано — yemek hazır
3) тк. несов., в соч.э́то блю́до подаю́т с со́усом — bu yemek salçalı olarak servis edilir
4) ( давать милостыню) sadaka vermekпода́ть ни́щему — dilenciye sadaka vermek
5) (подводить для посадки, погрузки) getirmekпо́езд подаду́т на другу́ю платфо́рму — tren başka perona gelecek
маши́на по́дана́ — araba hazır
6) (заявление, просьбу и т. п.) vermekподава́ть заявле́ние — dilekçe vermek
подава́ть в суд на кого-л. — birini dava etmek, mahkemeye vermek
7) спорт. servis yapmak / atmakподава́ть мяч (в теннисе, волейболе) — servis yapmak
••пода́ть сове́т — öğüt vermek
пода́ть го́лос — ( откликнуться) ses vermek; (проголосовать за кого-л.) birine oy vermek
подава́ть знак — işaret etmek
пода́ть знак руко́й — eliyle bir işaret vermek
пода́ть ру́ку кому-л — ( для рукопожатия) elini uzatmak; ( для помощи) el vermek
пода́ть друг дру́гу ру́ку — el sıkışmak
подава́ть кома́нду — komut / kumanda vermek
пода́й наза́д! — al geri!
-
12 подаяние
-
13 handout
n. sadaka* * *dağıtma* * *1) (a leaflet or a copy of a piece of paper with information given to students in class, distributed at a meeting etc: You'll find the diagram on page four of your handout.) teksir, ders notu2) (money, clothes etc given to a very poor person or a beggar.) sadaka -
14 Almosen
pl.sadakasadaka -
15 حسنة
حَسَنَة1. hayırAnlamı: iyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım2. hayrat3. erdemAnlamı: fazilet ve ahlak4. sadaka5. zekâtAnlamı: müslümanlıkta sahip olunan mal ve paranın kırkta birinin, her yıl sadaka olarak dağıtılması -
16 صدقة
صَدَقَة1. hayrat2. sadaka3. zekâtAnlamı: müslümanlıkta sahip olunan mal ve paranın kırkta birinin, her yıl sadaka olarak dağıtılması -
17 милостыня
-
18 подачка
ж, разг. -
19 charity
n. hayır, hayırseverlik, yardımseverlik, sadaka, hayır işi, merhamet, hayır kurumu* * *hayırseverlik* * *[' ærəti]plural - charities; noun1) (kindness (especially in giving money to poor people): She gave clothes to the gypsies out of charity.) hayırseverlik2) (an organization set up to collect money for the needy, for medical research etc: Many charities sent money to help the victims of the disaster.) yardım derneği•- charitably -
20 relieve
v. rahatlatmak, dindirmek, hafifletmek, kurtarmak, teselli vermek, avutmak, içini rahatlatmak, nöbeti devralmak, yardım yapmak, sadaka vermek, renk katmak, belirginleştirmek, dikkat çekmesini sağlamak, çare bulmak, kabartma yapmak, torna etmek* * *sıkıntısını hafiflet* * *[-v]1) (to lessen or stop (pain, worry etc): The doctor gave him some drugs to relieve the pain; to relieve the hardship of the refugees.) sıkıntısını hafifletmek, azaltmak2) (to take over a job or task from: You guard the door first, and I'll relieve you in two hours.) nöbeti/görevi devralmak3) (to dismiss (a person) from his job or position: He was relieved of his post/duties.) atmak4) (to take (something heavy, difficult etc) from someone: May I relieve you of that heavy case?; The new gardener relieved the old man of the burden of cutting the grass.) kurtarmak5) (to come to the help of (a town etc which is under siege or attack).) yardımına gelmek
См. также в других словарях:
sadaka — n. f. ou m. (Afr. subsah.) Chez les musulmans, aumône faite par piété; don à un marabout. Faire la (le) sadaka. sadaka [sadaka] n. f. ou m. ÉTYM. D. i.; mot arabe, par diverses langues africaines. ❖ ♦ Franç. d Afrique. Aumône, don de caractère… … Encyclopédie Universelle
sadaka — sadàka ž DEFINICIJA reg. milostinja, milodar [dati sadaku] ETIMOLOGIJA tur. ← arap. ṣadaqa … Hrvatski jezični portal
sadaka — is., Ar. ṣadaḳa 1) Dilenciye verilen para 2) Yoksullara yardım olarak karşılıksız verilen şey Sen bana niye söylemedin? Sadaka verirdik, adak adardık. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler fıtır sadakası kulak sadakası … Çağatay Osmanlı Sözlük
SADAKA-İ FITR — Ramazan bayramından evvel fıtra olarak verilen sadaka. Zengin (nisaba mâlik) her müslümanın (ihtiyar, genç, çocuk ve hattâ bunak da olsa) fakirlere vermeye mükellef olduğu sadakadır, vâcibdir. Nisaba mâlik olan bir müslüman, hem kendi nefsi için … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SADAKA-İ CÂRİYE — Hayrı, sevabı dâimî olan sadaka. Sevabı öldükten sonra da devam eden hayırlı ameller. (Kur an ve iman hizmeti gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sadàka — sadàk|a ž reg. milostinja, milodar [dati ∼u] ✧ {{001f}}tur. ← arap … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
sadaka — सदक … Indonesian dictionary
sādaka — सादक … Indonesian dictionary
ṡadaka — शदक … Indonesian dictionary
SADAKA — Allah rızâsı için fakirlere verilen mal, para, ilim gibi insanın muhtaç olduğu her hangi bir şey. (Asr ı Saâdette fukara i müslimîn için toplanan zekâta dahi bu nâm verilirdi.) (Bak: Belâ)(...Ehl i keşiften rivayeten bu geçen Ramazanda Ehl i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAHALL-İ SADAKA — Sadaka olarak verilen mal veya parayı şer an almağa ehil olan kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük