-
1 pişirmek
-
2 pişirmek
-
3 pişirmek
В1) вари́ть, гото́вить (пищу), стря́пать; печьkahve pişirmek — вари́ть ко́фе
süt pişirmek — кипяти́ть молоко́
yemek pişirmek — гото́вить еду́
2) обжига́ть (кирпич)tuğla pişirmek — обжига́ть кирпичи́
3) учи́ть, усва́иватьdersimi iyice pişirdim — я хорошо́ вы́учил уро́к
4) вызыва́ть потни́цуter çocuğun kasıklarını pişirmiş — у ребёнка потни́ца в паху́
◊
pişirip kotarmak — заверши́ть де́ло -
4 pişirmek
гото́вить* * *-i1) вари́ть, гото́вить ( пищу); печьkahve pişirmek — вари́ть ко́фе
yemek pişirmek — гото́вить еду
2) обжига́ть (кирпич и т. п.)tugla pişirmek — обжига́ть кирпи́ч
3) разг. усво́ить, пости́чь; одоле́ть4) наставля́ть на путь и́стинный, вразумля́ть•• -
5 pişirmek
2) (kızartarak/kavurarak pişirmek) гъэжъэн/гъэжьэн; (егъажъэ/ егъажьэ) -
6 pişirmek
пешерү -
7 pişirmek
печь, обжигатьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > pişirmek
-
8 pişirmek
v. cook* * *cook -
9 pişirmek
biraştin--------pahtin--------pijandin--------pêjan -
10 pişirmek
1) варить, печь, готовить (пищу)2) обжигать (кирпич и др.) -
11 pişirmek
gotować -
12 pişirmek
гъэжъэн, ыгъэжъэн -
13 pişirmek
بحثتثقفتدارستعلمدرسطبخ -
14 pişirmek
-
15 pişirmek
"to cook; to irritate the skin; to mature, to ripen; to fire" -
16 pişirmek
/ı/ 1. to cook. 2. to fire (ceramics, bricks, pottery): to heat-treat (metal). 3. to mature, ripen. 4. to learn (something) well. 5. to irritate (the skin). pişirip kotarmak /ı/ to finish up, complete (a job). -
17 pişirmek
vařit -
18 ensesinde boza pişirmek
выжима́ть пот, заставля́ть рабо́тать до седьмо́го по́та -
19 işi pişirmek
а) договори́ться ме́жду собо́й ( в тайне от других)б) обтя́пать де́льце -
20 az pişirmek
v. undercook, underdo
См. также в других словарях:
pişirmek — i 1) Bir besin maddesini gerektiği kadar ısıda tutarak yenebilecek bir duruma getirmek Kahvesini de pekâlâ kendi pişirebilecekken eşinin önüne getirmesini bekler. H. Taner 2) nsz Isı etkisiyle belirli bir kullanıma elverişli duruma getirmek Tuğla … Çağatay Osmanlı Sözlük
işi pişirmek — tkz. aralarında gizlice anlaşmak Böyle olunca da Saffet Ferit için kızla işi pişirmek bir saat meselesi hâline gelecekti. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ensesinde boza pişirmek — 1) ısıtmak, kızgın duruma getirmek Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı. H. Taner 2) birini çok üzmek, tedirgin etmek İhtiyarlık kepaze şey... Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pazarlığı pişirmek — pazarlıkta uyuşma sağlayacak duruma gelmek Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulamak — pişirmek III, 270 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
pışıglamak — pişirmek III, 335, 336 pişmiş I, 379; II I, 23bkz: pışıg … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
pışurmak — pişirmek, II, 78 pis, dağar ve tulum gibi şeylerin dibinde kalan çöküntü, tortu I, 328 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
DABV — Pişirmek. * Tağyir etmek, değiştirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SALY — Pişirmek. * Yakmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SELA' — Pişirmek. * Eritmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… … Çağatay Osmanlı Sözlük