-
1 kapmak
vt1) schnappenbirinden bir şeyi \kapmak jdm etw wegschnappençantasını kaptığı gibi gitti er schnappte seine Tasche und war wegçocuğu kaptığı gibi toz oldu er hatte sich das Kind gekrallt und war damit verschwunden2) ( ısırıp parçalamak) zerfleischenmakine parmağını kapmış die Maschine hat seinen Finger abgequetscht4) ( bellemek) begreifen -
2 kapmak
kapmak <- ar> v/t greifen, packen; ergattern; aus der Hand reißen; z.B. Finger abreißen; Schaf zerreißen; fig (geistig) erfassen, begreifen; sich (D) eine Krankheit zuziehen;kapıp koyuvermek v/t vernachlässigen -
3 ağız
ağız < ağzı> Mund m; hayvan a Maul n; kap, torba Öffnung f; körfez, galeri Einfahrt f; mağara Eingang m; volkan Krater m; yol Abzweigung f, Kreuzung f; GR Mundart f, Dialekt m; Ton m, Art f des Sprechers; MUS Art zu singen; bıçak Schneide f;ağız açmamak den Mund nicht aufmachen (fam aufkriegen), schweigen;ağız ağza konuşmak unter vier Augen sprechen;ağız ağza vermek tuscheln;-e ağız etmek jemandem etwas weismachen wollen;ağız kavgası Schimpferei f;ağız kokusu üble(r) Mundgeruch;yumuşak usw bir ağız kullanmak einen sanften usw Ton einsetzen;ağız ağız prahlen;ağız tadı Genuss m, Behaglichkeit f;ağız tadıyla genießend, in aller Ruhe;ağız tütünü Kautabak m;ağız yapmak heucheln;ağza alınmaz ungenießbar; unanständig (Worte);ağz(ın)a almamak verschweigen, übergehen;ağza düşmek ins Gerede kommen;ağza koyacak bir şey etwas Essbares;ilk ağızda auf Anhieb;ağızdan MED oral; vom Hörensagen;ağızdan ağza von Mund zu Mund; -auf den Zahn fühlen;-in ağzı açık kalmak Mund und Nase aufsperren;ağzı bozuk adj Schandmaul n;ağzı büyük adj Aufschneider m;ağzı gevşek Schwätzer m;ağzı kara adj Schwarzseher m; Lästermaul n;-e ağzı varmamak sich nicht trauen zu sagen;-in ağzına bakmak nach dem Mund reden;ağzına burnuna bulaştırmak verpatzen;b-ne ağzına geleni söylemek jemanden ausschimpfen;ağzına kadar dolu bis zum Rand gefüllt;b-nin ağzına lâyık jemandem sehr zu empfehlen (zu essen, trinken);birbirinin ağzına tükürmek einander heruntermachen;-in ağzında bakla ıslanmamak kein Geheimnis für sich behalten können;-in ağzından çıkmak Wort jemandem entschlüpfen;bş-i b-nin ağzından kapmak jemandem (mit Worten) zuvorkommen; fam so rausfahren;-in ağzından laf almak jemanden aushorchen;ağzından (laf) kaçırmak sich verplappern;ağzını açmak den Mund aufmachen (a zum Sprechen); losschimpfen; dumm gucken;ağzını havaya oder poyraza açmak das Nachsehen haben;-in ağzını açtırmamak jemanden nicht zu Worte kommen lassen;-in ağzını aramak jemanden ausfragen, aushorchen;ağzını bozmak fluchen (und wettern);ağzını kiraya mı verdin? hast du die Sprache verloren?;ağzını tutmak verschwiegen sein;-in ağzının içine bakmak an jemandes Mund hängen;-in ağzının kâhyası olmak jemandem vorschreiben, was er sagt;-in ağzının kokusunu çekmek jemanden ertragen müssen;-in ağzının suyu akıyor das Wasser läuft jemandem im Munde zusammen;-den ağzının tadını almak böse Erfahrungen machen mit;b-nin ağzının tadını kaçırmak jemandem etwas verderben -
4 bulut
bulut kesilmek fam sich besaufen;buluttan nem kapmak leicht eingeschnappt sein; sehr argwöhnisch sein -
5 gıcık
1. subst Kitzeln n im Hals, Hustenreiz m2. adj Niesreiz m; fam nervig;gıcık etmek v/t kribbelig machen; fam nerven;gıcık olmak v/i kribbelig werden; -
6 hastalık
hastalık kapmak oder hastalığa tutulmak sich (D) eine Krankheit holen, sich infizieren;kulak-boğaz-burun hastalıkları uzmanı Hals-Nasen-Ohrenarzt m;hastalık nedeniyle/dolayısıyla wegen Erkrankung -
7 hisse
hisse Anteil m; Aktie f; Lehre f, Moral f;(kendine) -den hisse çıkarmak (für sich) Nutzen ziehen (aus D);-den hisse kapmak für sich eine Lehre ziehen (aus D);hisse senedi Namensaktie f -
8 kapar
-
9 kaptırmak
kaptırıp gitmek usw in einem fort fahren usw -
10 şifa
şifa [ɑː] Heilung f; Gesundung f;şifa bulmak genesen;şifa vermek heilen, gesund machen;şifalar olsun! möge sie (= die Arznei) dir gut tun!; -
11 gıcık
1) Hustenreiz m\gıcık tutmak Hustenreiz bekommen; ( fam) einen Frosch im Hals haben\gıcık etmek reizen, fuchsen; ( kızdırmak) wurmen, ärgern; ( sinirlendirmek) nerven, aufregenbir şeyden \gıcık almak [o kapmak] an etw Anstoß nehmen, sich über etw fuchsensözleri beni çok \gıcık etti seine Bemerkungen haben mich sehr gefuchstbir şeye \gıcık olmak sich über etw ärgern [o fuchsen] -
12 hastalık
1. Krankheit f\hastalık kapmak sich ansteckenağır/bulaşıcı bir \hastalık eine schwere/ansteckende Krankheit -
13 hisse
hisse s\hissesini almak seinen Anteil bekommenbir olaydan \hisse kapmak eine Lehre aus einem Ereignis ziehenkıssadan \hisse die Moral von der Geschichtekıssadan \hisse almak [o çıkarmak] von der Geschichte lernen [o eine Lehre ziehen] -
14 kap
-
15 kapar
-
16 kapılmak
-
17 kapma
-
18 kaptırmak
vt2) birine gönlünü \kaptırmak sein Herz an jdn verlieren -
19 nezle
-
20 şifa
şifa [ʃifa:] sGenesung f\şifa bulmak genesen, gesund werden\şifa vermek heilen, gesund machen\şifayı bulmak [o kapmak] ( fam) ( hastalanmak) krank werden; ( hastalığı artmak) richtig krank werdenacil \şifalar dilemek rasche Genesung wünschen, gute Besserung wünschen
См. также в других словарях:
kapmak — kapmak, çalmak; dokunnnak, çarpmak, uçurmak; hücum ve defi etmek II, 4, 90, 113; III, 33, 80, 422 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kapmak — i, ar 1) Birdenbire yakalayarak, çekerek almak Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım. H. Z. Uşaklıgil 2) Isırıp parçalamak 3) Koparmak, kıstırmak Makine parmağını kapmış. 4) İşitir işitmez veya görür görmez… … Çağatay Osmanlı Sözlük
külah kapmak — düzen, dalavere ile bir işin başına geçmek Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
havadan nem kapmak — buluttan nem kapmak Burası, bir loca meydanı gibi, havadan nem kapmaya alışık bir çevreydi. A. N. Karacan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağızdan kapmak — başkalarından dinlemek yolu ile yarım yamalak birtakım bilgiler edinmek Siyasi malumatları hep ağızdan kapma, kulak dolgunluğu şeylerdir. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
fennini almak (veya kapmak) — bir işin inceliklerini, püf noktalarını kavrayıp o alanda usta olduğunu göstermeye başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıcık almak (veya kapmak veya olmak) — argo bir davranışa veya bir kimseye sürekli sinirlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hastalık almak (veya kapmak veya hastalığa tutulmak) — bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
leblebiden nem kapmak — en küçük bir olay veya davranıştan olumsuz etkilenmek Leblebiden nem kapar. F. Celâlettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
buluttan (veya rüzgârdan veya havadan) nem kapmak — en küçük bir şeyden alınmak, çok alıngan olmak İhtiyatlı ol, bunlar tilkidir, rüzgârdan nem kapar; elden kaçırmayalım. A. İlhan Biraz gariptir ki buluttan nem kapan o zamanki sansür bu cinayetler ve tesadüflerden ahkâm çıkararak hafiyelik etmezdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıl kapmak — birisine sinirlenmek, hareketlerinden rahatsız olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük