-
1 хватать
kapmak,kavramak; yakalamak; yetişmek,yetmek; idare etmek* * *несов.; сов. - хвати́ть, схвати́ть1) сов. - схвати́ть kapmak, kavramak; yakalamak; yapışmakхвата́ть зуба́ми — dişleriyle kapmak
хвата́ть когтя́ми (о птицах, животных) — pençelemek
хвата́ть кого-л. за́ руку — birinin koluna yapışmak / kolunu yakalayıvermek
схвати́ть топо́р — baltayı kavramak
2) разг. (ловить, задерживать) yakalamak, tutmak, enselemek3) (сов. - схвати́ть, разг.) ( без разбора приобретать) eline ne geçerse alıvermekэ́ти кни́ги шква́льно хвата́ли — bu kitaplar tam manasıyle kapışılıyordu / kapış kapış gidiyordu
4) (сов. - хвати́ть, безл.) yetmek, yetişmek; elvermek; idare etmekэ́тих де́нег хва́тит? — bu para yeter / yetişir mi?
костю́м ему́ понра́вился, но (купи́ть) де́нег не хвати́ло — elbiseyi beğendi, ama almaya parası çıkışmadı
на э́то у него́ не хва́тит сил — buna gücü yetmez
э́того (коли́чества) хле́ба не хва́тит — bu ekmek az gelir / idare etmez
муки́ е́ле хвати́ло — un uç uca geldi
э́тих дров нам хва́тит на ме́сяц — bu odunlar bize bir ay gider
в го́роде не хвата́ло жилья́ — kentte konut darlığı vardı
в стране́ не хвата́ло учителе́й — ülkede öğretmen açığı vardı
я чу́вствовал, что чего́-то не хвата́ет — bir eksiklik duyuyordum
у меня́ не хвата́ет ду́ха пойти́ туда́ — oraya gitmek için kendimde cesaret bulamıyorum
таки́х у́мников и у нас хвата́ет — bizde de böyle ukalalar eksik değil
наско́лько хвата́ло взо́ра — gözün alabildiğine
••хвата́ть на лету́ — uçarken kapmak; перен. kapmak
тебя́ нам о́чень не хвата́ет — seni çok arıyoruz
э́того ещё не хвата́ло! — bir bu eksikti!
-
2 выхватывать
kapmak; çekmek; çıkarmak* * *несов.; сов. - вы́хватить1) kapmakвыхва́тывать из рук у кого-л. — birinin elinden kapmak
2) ( вынимать) çekmek; sıyırmak (саблю, шашку) -
3 цапать
-
4 схватывать
несов.; сов. - схвати́ть1) kapmak; kavramak; yakalamakсхвати́ть ка́мень — taşı kavramak
его́ схвати́ли за́ руки — onun kollarını kavradılar
схвати́ть кого-л. за го́рло — birinin boğazına sarılmak
схвати́ть кого-л. за ши́ворот — birinin yakasına yapışmak
2) разг. ( болезнь) yakalamak, tutulmak, kapmakсхвати́ть боле́знь — hastalık kapmak
схвати́ть на́сморк — nezleyi yakalamak
3) ( задерживать силой) yakalamak, tutmak4) перен., разг. ( быстро понимать) yakalamak5) перен. ( быстро запоминать) kapmak -
5 подхватывать
1) altından tutup kaldırmak; yakalamak, kapmakподхвати́ть мешо́к (с земли́) — (yerdeki) çuvalı altından tutup kaldırmak
подхвати́ть больно́го под мы́шки — hastanın iki koltuğuna girivermek
подхвати́ть бро́шенный мяч — atılan topu (havada) yakalamak
ло́дку подхвати́ло тече́нием — kayık akıntıya kapılarak sürüklendi
2) ( не дать упасть) yakalamak3) перен., разг. ( болезнь) kapmak, yakalamak, tutulmak4) ( инициативу) destekleyip geliştirmek / yaygınlaştırmak5) ( песню) katılmak -
6 увлекать
sürüklemek; kendini vermek; gönlünü kapmak* * *несов.; сов. - увле́чьло́дку увлекло́ тече́нием — kayık akıntıya kapılıp sürüklendi
увле́чь толпу́ за собо́й — kalabalığı peşinden / arkasından sürüklemek
2) перен. kendini vermekрабо́та увлекла́ её — kendini işe verdi
э́та рабо́та насто́лько / так увлекла́ её, что... — bu işe kendini öyle kaptırdı ki,...
3) перен. sürüklemekэ́та кни́га увлечёт вас — bu kitap sizi sürükleyecek
4) перен. ( влюблять в себя) gönlünü kapmak -
7 ухватить
yakalamak; kapmak; kavramak* * *сов.1) yakalamak; kapmakухвати́ть кого-л. за́ руку — birinin kolunu yakalamak
2) разг. yakalamak, kavramakухвати́ть смысл чего-либо — bir şeyin manasını yakalamak
-
8 выведывать
несов.; сов. - вы́ведатьyoklaştırmak; yoklaştırıp öğrenmek; ağzından kapmak тк. сов. -
9 вырывать
sökmek,koparmak,yolmak* * *I несов.; сов. - вырва́ть1) kanırmak; sökmek; koparmak; yolmak (траву, перья)вырыва́ть что-л. из рук — elinden kapmak
вы́рвать зуб — dişi çekmek / çıkarmak
вы́рвать гвоздь — çiviyi kanırmak / sökmek
вы́рвать страни́цу — bir sayfa koparmak
2) перен. koparmakвырыва́ть усту́пки — taviz koparmak
э́ти слова́ вы́рваны из конте́кста и искажены́ — bu sözler metnin bütününden koparılıp çarpıtıldı
••II несов.; сов. - вы́рытьвы́рвать что-л. из се́рдца — kalbinden sokup atmak
1) (яму и т. п.) (kazarak) açmak2) ( извлекать) ( topraktan mezardan) çıkarmak -
10 выуживать
oltayla tutmak* * *несов.; сов. - вы́удитьвы́удить щу́ку — oltayla bir turnabalığı tutmak
2) перен., разг. hileyle sızdırmak; yoklaştırıp öğrenmek; ağzından kapmak ( сведения)выу́живать де́ньги у кого-л. — birinden hileyle para sızdırmak
-
11 захватывать
tutmak,avuçlamak; yakalamak; ele geçirmek,istila etmek,işgal etmek; gasp etmek,zapt etmek* * *I несов.; сов. - захвата́ть, разг.elleye elleye kirletmek; parmaklarıyla kirletmekII несов.; сов. - захвати́ть1) ( брать) tutmak; avuçlamak ( в горсть); yakalamak ( крепко зажимать)2) ( брать с собой) (yanına) almak3) ( завладевать) ele geçirmek; zaptetmek; istila etmek (страну, район); işgal etmek ( оккупировать)захва́тить власть — iktidarı ele geçirmek
захва́ти́ть кре́пость — воен. kaleyi zaptetmek
захва́ти́ть лу́чшие места́ — en iyi yerleri kapmak
4) ( присваивать) gaspetmek, zaptetmek5) (занимать, распространяться на что-л.) istila etmek; tecavüz etmek6) разг. ( заставать) yakalamakдождь захва́тил нас в лесу́ — yağmur bizi ormanda yakaladı
7) ( увлекать) kendini kaptırmak, kapılmakигра́ захва́ти́ла его́ — kendini oyuna kaptırdı
••захва́ти́ть пожа́р во́время — yangını henüz çıkarken bastırmak
у неё дух / дыха́ние захва́ти́ло — soluğu kesildi
-
12 лёт
м, в соч.туда́ час лёта — orası uçakla bir saat
на лету́ — havada (iken), uçarken
••хвата́ть на лету́ — kapmak
уда́р с лёта — спорт. vole (vuruş)
-
13 набираться
несов.; сов. - набра́ться1) (скапливаться, собираться) birikmek; dolmakв зал набрало́сь мно́го наро́ду — salona çok halk doluştu
2) sayısı...a varmak /...ı bulmakе́сли жела́ющих наберётся челове́к де́сять — sekiz on istekli çıkarsa
3) göstermek; edinmek; kapmakнабра́ться на́глости утвержда́ть, что... —...ı iddia etmek yüzsüzlüğünü göstermek / gösterebilmek
набра́ться о́пыта — tecrübe edinmek, pişmek
у кого́ ты набра́лся э́тих / таки́х привы́чек? — bu hayları kimden / kimlerden kaptın?
4) в соч.набра́ться блох — pirelenmek
-
14 отрывать
I несов.; сов. - оторва́ть1) (пуговицу и т. п.) koparmakоторва́ть переплёт (кни́ги) — kitabın kabını sökmek
2) безл. kapmak; götürmek, uçurmakему́ маши́ной оторва́ло па́лец — makine parmağını kaptı
3) врз ayırmak, koparmakоторва́ть ребёнка от ма́тери — çocuğu abesinden ayırmak / koparmak
отрыва́ть тео́рию от пра́ктики — teoriyi pratikten koparmak
оторва́ть проти́вника от земли́ — спорт. rakibin ayağını yerden kesmek
тема́тика ле́кций была́ ото́рвана от жи́зни — konferans konuları yaşama uzak ve yabancıydı
4) alıkoymakII несов.; сов. - отры́тьотрыва́ть кого-л. от рабо́ты / де́ла — işinden alıkoymak
( откапывать) (kazarak) topraktan çıkarmak••отрыва́ть око́пы — siper kazmak
-
15 перенимать
несов.; сов. - переня́тьbenimsemek; kapmakу кого́ ты переня́л э́ту (дурну́ю) привы́чку? — bu huyu kimden kaptın / aldın?
-
16 подцепить
сов.1) bağlamakподцепи́ть ваго́н к по́езду — vagonu trenin arkasına / trene bağlamak
2) перен., разг. ( приобрести) elde etmek; uydurmak3) перен., разг. ( болезнь) kapmak, yakalamak -
17 прельщать
несов.; сов. - прельсти́ть1) ( очаровывать) büyülemek, gönlünü kapmak2) ( соблазнять) çekmek; ayartmakпрельща́ть кого-л. обеща́ниями — vaitlerle ayartmak
-
18 пронюхать
сов., разг.kokusunu almak; ağzından kapmak / söz almak (выведать из разговора с кем-л.) -
19 отсыреть
nemlenmek, nem kapmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > отсыреть
См. также в других словарях:
kapmak — kapmak, çalmak; dokunnnak, çarpmak, uçurmak; hücum ve defi etmek II, 4, 90, 113; III, 33, 80, 422 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kapmak — i, ar 1) Birdenbire yakalayarak, çekerek almak Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım. H. Z. Uşaklıgil 2) Isırıp parçalamak 3) Koparmak, kıstırmak Makine parmağını kapmış. 4) İşitir işitmez veya görür görmez… … Çağatay Osmanlı Sözlük
külah kapmak — düzen, dalavere ile bir işin başına geçmek Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
havadan nem kapmak — buluttan nem kapmak Burası, bir loca meydanı gibi, havadan nem kapmaya alışık bir çevreydi. A. N. Karacan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağızdan kapmak — başkalarından dinlemek yolu ile yarım yamalak birtakım bilgiler edinmek Siyasi malumatları hep ağızdan kapma, kulak dolgunluğu şeylerdir. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
fennini almak (veya kapmak) — bir işin inceliklerini, püf noktalarını kavrayıp o alanda usta olduğunu göstermeye başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıcık almak (veya kapmak veya olmak) — argo bir davranışa veya bir kimseye sürekli sinirlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hastalık almak (veya kapmak veya hastalığa tutulmak) — bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
leblebiden nem kapmak — en küçük bir olay veya davranıştan olumsuz etkilenmek Leblebiden nem kapar. F. Celâlettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
buluttan (veya rüzgârdan veya havadan) nem kapmak — en küçük bir şeyden alınmak, çok alıngan olmak İhtiyatlı ol, bunlar tilkidir, rüzgârdan nem kapar; elden kaçırmayalım. A. İlhan Biraz gariptir ki buluttan nem kapan o zamanki sansür bu cinayetler ve tesadüflerden ahkâm çıkararak hafiyelik etmezdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıl kapmak — birisine sinirlenmek, hareketlerinden rahatsız olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük