Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

gürültüden

См. также в других словарях:

  • gürültü bastırmak — gürültüden daha güçlü ses çıkarıp onu etkisizleştirmek Barın bütün gürültüsünü bastıran kahkahaları bundan sonra başladı. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başı tutmak — gürültüden veya üzüntüden başı ağrımak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahenk — is., gi, Far. āheng 1) Uyum Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı. M. C. Kuntay 2) mec. Anlaşma, uyuşma (II) Biz bu işin içine girmeyelim. Ahengi bozarız. H. Taner 3) esk. Çalgılı eğlence Bütün komşular o gece gürültüden, ahenkten… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • angut — is., du, hay. b. 1) Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu (Casarca ferruginea) 2) mec. Ahmak, kaba saba Bu saldırgan angutlar, kuru gürültüden başka bir şey değildir. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • azade — sf., esk., Far. āzāde 1) Başıboş, erkin, serbest Çocuk gönlüm kaygılardan azade. O. V. Kanık 2) zf. Başıboş, erkin, serbest olarak Gürültüden azade yaşamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bitişik — sf., ği 1) Birbirine dokunacak kadar yakınlaşmış veya yan yana olan Mutfaktan bir yuvarlak gümüş tepsi içinde, cezveyi, fincanları, bitişik şeker ve kahve hokkasını getirdi. A. İlhan 2) Yandaki Bitişik odada yatan hasta bakıcı gürültüden uyanarak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuru gürültü — is. Gereksiz, önemsiz, sonu alınamayacak söz veya davranış Bu konuşmalar onun için bir kuru gürültüden ibaretti. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kuru gürültüye pabuç bırakmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sersem — sf., Far. sersām 1) Herhangi bir sebeple bilinci ve duyguları zayıflamış olan Gürültüden sersem oldum. 2) mec. Düşünmeden hareket eden, ne yaptığının farkında olmayan Birleşik Sözler sersem sepelek uyku sersemi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vuruntu — is. Ateşleme bozukluğu sebebiyle bir motorun içinden gelen gürültü ve bu gürültüden anlaşılan çalışma düzensizliği …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tun tun kaçmak — gizlice kaybolmak Duyarlığı hastalık derecesinde yüksek, gerçekle bağlantısı zayıf, ürkek bir çocuktu İhsan, kavgadan gürültüden tun tun kaçıyordu. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eski hamam eski tas — hiçbir şeyi değişmemiş, eski durumunda kalmış anlamında kullanılan bir söz Bereket versin, işi kuru gürültüden ileri gitmediği, her şeyin eski hamam eski tas kaldığı çabuk anlaşıldı. K. Tahir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»