-
1 doldurmak
vt1) füllen, vollmachenbanyoya su \doldurmak sich ein Bad einlassenşarabı şişelere \doldurmak Wein in Flaschen abfüllen2) ( silahı) laden3) ( aküyü) (auf) laden4) ( piposunu) stopfenölü hayvanların içini \doldurmak tote Tiere ausstopfenloku/tankları \doldurmak die Schleuse/Tanks fluten7) ( yaşını) vollenden8) ( diş) füllen9) ( kaset) bespielen -
2 doldurmak
-
3 doldurmak
запо́лнить запра́вить напо́лнить* * *-i1) наполня́ть, набива́тьağzına su doldurmak — набра́ть в рот воды́
kadehi ağzına kadar doldurdu — он нали́л рю́мку до краёв
pipoyu doldurmak — наби́ть тру́бку
2) фарширова́тьpatlıcan doldurmak — фарширова́ть баклажа́ны
3) восполня́ть, дополня́тьparayı yüz liraya — доложи́ть де́нег до ста лир
4) заполня́ть (анкету и т. п.)fiş doldurmak — запо́лнить ка́рточку
plağa müzik doldurmak — записа́ть му́зыку на пласти́нку
5) заряжа́ть (ружьё, винтовку)tüfeği doldurmak — заряди́ть винто́вку
6) достига́ть (какого-л. возраста), исполня́тьсяkırk yaşını doldurdu — ему́ испо́лнилось со́рок лет
-
4 doldurmak
3) (kışkırtmak, körüklemek) КЪЭГЪЭБЛЫН, чIэгъэстын/ щIэгъэстын4) (silahı doldurmak) УЗЭДЫН, узэндын -
5 doldurmak
v. fill, charge, load, stuff, complete, write out, choke up, clog, congest, cover in, crowd, glut, infest, infuse, line, replenish, store, throng, top up--------doldurmak (harç vb.)v. point up--------doldurmak (silah)v. ram* * *fill -
6 doldurmak
тутыру; язып тутыру -
7 doldurmak
засыпать, заполнять, загружать, заправлять, заряжать, набивать, накачивать, наполнять, наливать, насыпатьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > doldurmak
-
8 doldurmak
dagirtin--------heşandin--------tijî kirin--------tijîkirin -
9 doldurmak
В1) наполня́ть в разн. знач., заполня́ть, набива́ть; засыпа́ть (землёй и т. п.)2) фарширова́ть3) восполня́ть; дополня́ть -
10 doldurmak
1. (katı için) изы шIын, итэкъон
2. (sıvı için) игъэхъон, ригъэхъон, къигъэхъон, икIэн -
11 doldurmak
γεμίζω, παραγεμίζω -
12 doldurmak
füllen -
13 doldurmak
"to fill, to fill sth up; to fill sth in, to fill sth out; to crowd, to encumber; to urge, to egg sb on; to cram, to stuff; (akü) to charge; (silah) to load; (koku) to pervade" -
14 doldurmak
"/ı/ 1. to fill, fill up, stuff. 2. to charge (a battery); to load (a gun). 3. to turn (someone) against (someone else). 4. to fill out (a printed form)." -
15 doldurmak
napełniać; pełnić; plombować; wypełniać -
16 içeri doldurmak
içeri doldurmak (rüzgâr)v. blow in -
17 kalbi doldurmak
наполня́ть се́рдце любо́вью -
18 kesesini doldurmak
разбогате́ть -
19 küpünü doldurmak
напо́лнить кубы́шку, нажи́ться -
20 yerini doldurmak
а) испра́вно исполня́ть свои́ обя́занностиб) соотве́тствовать занима́емой до́лжности ( после замены прежнего работника)
См. также в других словарях:
doldurmak — i 1) Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek Fazla eşyasını acele acele valize doldurdu. R. H. Karay 2) Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek 3) nsz Ateşli silahların içine mermi sürmek İki tabanca getirdiler, takır takır… … Çağatay Osmanlı Sözlük
donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak) — 1) küçük veya büyük abdestini donuna etmek 2) mec. çok korkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıka basa doldurmak — doldururken çok bastırıp sıkıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bant doldurmak — bir banda ses kaydetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çile çıkarmak (veya doldurmak) — sıkıntılı bir işin veya bir durumun sona ermesini beklemek Yirmi beş senedir Beykoz daki o tekke gibi evde çile dolduruyorum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağmur yağarken küpünü doldurmak — kazanç fırsatı varken ondan yararlanarak para veya mal edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuğu doldurmak — aldığı görevi tam olarak başarabilecek yetenekte bulunmak Ercüment, memurluk hayatında her oturduğu koltuğu doldurmuş... Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
küpünü doldurmak — eline fırsat geçmişken çokça para biriktirmek Hamiyetini bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette bolluk içinde yaşarlar. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
cebini doldurmak — karşılaştığı elverişli durumlardan yararlanarak bol para kazanmak Dünyayı bir tüketim çılgınlığına itip ceplerini doldurmuşlardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnını doldurmak — 1) çok yemek yemek 2) argo gebe kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
postuna saman doldurmak — öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük