-
1 coşmak
-
2 coşmak
-
3 coşmak
ГУЛЫДЖЫН (МЭГУЛЫДЖ(ы), гушхон/ гушхуэн (мэгушхо/ мэгушхуэ), ГУР къыдэоен/ къэукъубиин (coşmak къыдэуае/coşmak къоукъубий), ГУР олъэн/ уэлъэн (coşmak МЭУАЛЪЭ), ГУР къэолъэн/ къэуэлъэн (coşmak къэуалъэ/coşmak къоуалъэ) -
4 coşmak
воодушеви́ться* * *1) приходи́ть в возбужде́ние; воодушевля́ться2) станови́ться я́ростным / бу́рным; разбушева́ться ( о явлениях природы)deniz coştu — мо́ре разбушева́лось
-
5 coşmak
v. bubble over, boil up, overflow, enthuse, effervesce, let oneself go, glow, gush, slop over -
6 coşmak
coşîn--------kelîn -
7 coşmak
Həyəcanlanmaq; coşmaq -
8 coşmak
олъэн, мэуалъэ -
9 coşmak
بشبهجحبرطربمرح -
10 coşmak
1. بش [بَشَّ]2. بهج [بَهِجَ]3. حبر [حَبَرَ]4. طرب [طَرَب]5. مرح [مَرَح] -
11 coşmak
"to get carried away, to become exuberant, to get enthusiastic, to brim over, to bubble over, to effervesce; (rüzgâr) to become violent; (ýrmak) to rise" -
12 coşmak
"1. to get excited. 2. to get enthusiastic, become exuberant, become ebullient. 3. (for a river, the sea) to become turbulent; (for a wind) to become violent." -
13 coşmak
coşmaq -
14 войти в азарт
coşmak -
15 جوشش يافتن
coşmak -
16 juichen
coşmak [-ar] v -
17 ενθουσιάζομαι
çosmak -
18 coşmaq
coşmak -
19 толқу
coşmak -
20 толқу
coşmak
См. также в других словарях:
coşmak — nsz, ar 1) Duygu ve düşünceleri güçlü bir tepki ile dışarı vurmak, galeyan etmek Askerler sevgili efendilerinin yüzünü görür görmez coşuyorlar. Y. K. Beyatlı 2) Doğa olaylarından herhangi biri birdenbire çoğalıp hızlanmak Coşan sele dur diyorsun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
galeyana gelmek — coşmak, hiddetlenmek ... bir an çalgılar sustu, herkes şaşırmıştı, kimse padişahın birdenbire galeyana gelmesinin sebebini bilmiyordu. F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
vecde kapılmak — coşmak, kendinden geçmek Eski konakların mutfağını anlatırken bir tapınağı tasvir eder gibi vecde kapılır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
arpası çok gelmek — coşmak, azmak, kudurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği parlamak — coşmak, heyecanlanmak Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
komınmak — coşmak II, 324 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ateşlenmek — nsz 1) Ateşleme işine konu olmak 2) Vücut ısısı artmak 3) mec. Coşmak, kızışmak, şiddetlenmek Giderek tartışma daha da ateşlendi … Çağatay Osmanlı Sözlük
başkaldırmak — e 1) Ayaklanmak, isyan etmek Hiçbir şeye isyan etmez, kimseye başkaldırmazdı. P. Safa 2) nsz İyice coşmak, kabarmak Başkaldırmış denizle dövüşe dövüşe boğulanı gördün mü? Z. Selimoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
coşma — is. Coşmak işi, galeyan Kadın bir izzetinefis coşmasına benzeyen öfke ile gözlerini açtı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
coşuvermek — nsz Çabucak veya ansızın coşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağlamak — nsz 1) Su, köpürerek ve ses çıkararak coşkun bir biçimde akmak Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden. Ö. B. Uşaklı 2) mec. Coşmak Musiki, gönüllerin hüzünleriyle zevklerinin birleştiği sınırda çağlayan sesleridir. A. Ş. Hisar Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük