-
101 go to great lengths
her yola başvurmak, elinden geleni yapmak, çok uğraşmak -
102 look to
dikkat etmek, önem vermek, güvenmek, bel bağlamak, başvurmak -
103 make an application
v. başvurmak, başvuru yapmak, başvuruda bulunmak -
104 reapply
v. yeniden uygulamak, tekrar başvurmak -
105 resort to force
zor kullanmak, kaba kuvvete başvurmak -
106 take a legal action
v. yasal yollara başvurmak -
107 turn to
dönüşmek, değişmek, başlamak, koyulmak, başvurmak, danışmak, sığınmak, gitmek (yardım için), uzatmak, dönüştürmek, çevirmek -
108 appeal against
temyize başvurmak -
109 appeal to the law
v. yasaya başvurmak -
110 apply for a job
v. işe başvurmak -
111 apply for the chiltern hundreds
avam kamarasından istifaya başvurmakEnglish-Turkish dictionary > apply for the chiltern hundreds
-
112 fall back upon
müracaat etmek, başvurmak, el atmak -
113 go all lengths
sonuna kadar gitmek, her yola başvurmak, her şeyi denemek -
114 go any lengths
her şeyi denemek, her yola başvurmak -
115 go for broke
elinden geleni yapmak, her yola başvurmak -
116 go great lengths
her yola başvurmak, elinden geleni yapmak, çok uğraşmak -
117 go to all lengths
sonuna kadar gitmek, her yola başvurmak, her şeyi denemek -
118 go to great lengths
her yola başvurmak, elinden geleni yapmak, çok uğraşmak -
119 look to
dikkat etmek, önem vermek, güvenmek, bel bağlamak, başvurmak -
120 make an application
v. başvurmak, başvuru yapmak, başvuruda bulunmak
См. также в других словарях:
başvurmak — e 1) Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek 2) Bir şeye yararlanmak amacıyla el atmak 3) Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak, müracaat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şiddete başvurmak — kaba kuvvet kullanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluna sapmak — başvurmak Hile yoluna saptı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tevessül etmek — başvurmak; kalkışmak; girişmek … Hukuk Sözlüğü
allem — is. Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak anlamıyla allem etmek kallem etmek deyiminde geçen bir söz İhtiyarın üç aylıkları aldığı günler çıkagelir, allem edip kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
başvurma — is. Başvurmak işi, müracaat Bunu sağlamak için her çareye başvurması bundandır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalışmak — nsz 1) Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak Bu eser için üç yıl çalıştım. 2) Herhangi bir iş üzerinde olmak 3) İşi veya görevi olmak, bulunmak Kışları onun mandırasında çalışıyor. H. Taner 4) Makine veya aletler işe yarar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
davalaşmak — nsz Birbiri aleyhinde mahkemeye başvurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eselemek beselemek — nsz Kandırmak için her türlü yola başvurmak, allem etmek kallem etmek Eseledi beseledi, bizi kandırdı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezmek — nsz, er 1) Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu. O. C. Kaygılı 2) Bir yerde dolaşmak, yürümek Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük