-
1 выветривать
havalandırmak;aşındırmak* * *несов.; сов. - вы́ветрить1) havalandırıp... gidermekвыве́тривать за́пах нафтали́на — naftalin kokusu (uçup) çıksın diye havalandırmak
2) ( разрушить) aşındırmak -
2 выедать
kemirmek; aşındırmak* * *несов.; сов. - вы́есть1) (içini) yemek; kemirmek ( выгрызать)2) (кислотой и т. п.) aşındırmak -
3 гранить
tıraş etmek,yontmak* * *несов.; сов. - ограни́ть( драгоценный камень) tıraş etmek, yontmak••грани́ть мостову́ю (бродить без цели) — kaldırım aşındırmak
-
4 заигрывать
yıpratmak; cilve yapmak,kırıştırmak,flört etmek* * *I несов.; сов. - заигра́ть1) yıpratmakзаигра́ть пласти́нку — plağı çala çala aşındırmak
заигра́ть ка́рты — iskambil / oyun kağıtlarını oynaya oynaya yıpratmak
2) в соч.II разг.пье́су заигра́ли — piyes oynana oynana kabak tadı vermeye başladı
1) ( кокетничать) cilve yapmak; kırıştırmak; flört etmekзаи́грывать друг с дру́гом — cilveleşmek; kırışmak
2) ( заискивать) yaranmaya çalışmak -
5 обивать
несов.; сов. - оби́тьоби́тая дверь — kapitone kapı
кре́сло оби́то ко́жей — koltuk deri kaplıdır
••обива́ть поро́ги — eşiğini / kapısını aşındırmak
он оби́л все поро́ги — aşındırmadığı kapı / eşik kalmadı
-
6 подмывать
-
7 подтачивать
1) bilemek (нож и т. п.); açmak, sivriltmek (карандаш и т. п.)2) kemirmekон ру́хнул, как подто́ченное де́рево — kökünü kurt kemiren bir ağaç gibi devrildi
3) (водой, ветром) aşındırmak4) перен. kemirmek, sarsmakподта́чивать усто́и чего-л. — bir şeyin temelini kemirmek
боле́знь подточи́ла его́ — hastalık onu sarstı
-
8 размывать
-
9 разъедать
несов.; сов. - разъе́сть1) yemek; aşındırmak2) разг. kemirmek -
10 стачивать
несов.; сов. - сточи́ть -
11 изнашиваться
eskimek, aşınmak aşındırmak, yıpranmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > изнашиваться
-
12 истираться
aşınmak, aşındırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > истираться
-
13 срабатываться
aşınmak, aşındırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > срабатываться
См. также в других словарях:
aşındırmak — i 1) Aşınma işine uğratmak 2) mec. Bir yere çok gidip gelmek Mahkeme kapılarını aşındırdı. 3) kim. Cisimlerin aşınmasına yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşiğini aşındırmak — işini yaptırmak için bir yere çok gidip gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapısını aşındırmak — (birinin) yanına çok sık gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gide gele yola aşındırmak — kız istemeye çok gidip gelmek … Beypazari ağzindan sözcükler
aşındırma — is. Aşındırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğelemek — i Eğe ile düzleştirmek, aşındırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşik — is., ği 1) Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti. T. Buğra 2) Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemirmek — i 1) Sert bir şeyi dişleriyle azar azar koparmak Küçük bir fare bir şeyler kemiriyor. S. F. Abasıyanık 2) Aşındırmak, yemek Demiri pas kemiriyor. 3) mec. Bir şeyin içine işleyerek onu harap etmek İşte birkaç zamandır beynimi kemiren şüphe: Ben… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzmek — i, er 1) Üzüntü vermek Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir … Çağatay Osmanlı Sözlük