-
1 приговаривать
несов.; сов. - приговори́тьmahkum etmek,... cezasına çarptırmakпригова́ривать кого-л. к ссы́лке — sürgün cezasına çarptırmak, sürgüne mahkum etmek
приговорённый к сме́ртной ка́зни — idam hükümlüsü
-
2 заключение
с1) (мира, союза и т. п.) yapılma, akit (- kdi)заключе́ние догово́ров и конве́нций — anlaşma ve sözleşme yapılması
2) ( лишение свободы) hapsetme; hapis (- psi)бе́гство из заключе́ния — hapisten kaçma
находи́ться в заключе́нии — tutuklu bulunmak
приговори́ть к заключе́нию — hapis cezasına çarptırmak
заключе́ние эксперти́зы — bilirkişi raporu
4) (конец чего-л.) son••в заключе́ние — sonuç olarak
-
3 каторжный
в соч.приговори́ть кого-л. к ка́торжным рабо́там — kürek cezasına çarptırmak
рабо́тать, как ка́торжный — ırgat gibi çalışmak
-
4 наталкивать
1) çarptırmak2) перен. buldurmak -
5 подвергать
несов.; сов. - подве́ргнутьtabi tutmak, uğratmak; maruz bırakmakподверга́ть осмо́тру / прове́рке — muayeneye tabi tutmak
подверга́ть у́стному экза́мену — sözlü sınava tabi tutmak
подверга́ть штра́фу — para cezasına çarptırmak
подверга́ть специа́льной обрабо́тке — özel bir işlemden geçirmek
подверга́ть свою́ жизнь опа́сности — hayatını / canını tehlikeye atmak
подверга́ть что-л. обсужде́нию — tartışmak
-
6 пожизненный
приговори́ть кого-л. к пожи́зненному заключе́нию — ömür boyu hapis cezasına mahkum etmek / çarptırmak
назна́чить кому-л. пожи́зненную пе́нсию — birine yaşamaca emekli maaşı bağlamak
-
7 присуждать
несов.; сов. - присуди́ть1) çarptırmak, mahkum etmekон присужде́н к штра́фу — para cezasına çarptırıldı
2) (премию и т. п.) vermek -
8 расстрел
-
9 репрессировать
несов., сов. -
10 ссылка
I ж1) ( действие) sürme, sürgüne göndermeприговори́ть кого-л. к ссы́лке — sürgün cezasına çarptırmak
2) ( место) sürgünII жжить в ссы́лке — sürgünde yaşamak
( указание источника) atıf (- tfı)со ссы́лкой на кого-что-л. — birine, bir şeye atıfta bulunarak, atıf yaparak, atfen
без ссы́лки на исто́чники — kaynak göstermeden
См. также в других словарях:
çarptırmak — i 1) Çarpma işini yaptırmak veya çarpmasına yol açmak Yüreğini çarptıran bir merakla ihtiyara yaklaştı. P. Safa 2) i, e Yankesiciye kaptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cezaya çarptırmak — cezalandırmak Seni yalana tövbe ettirecek bir cezaya çarptırmalıyım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza — is., Ar. cezāˀ 1) Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım 2) huk. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım ... kimse insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarptırma — is. Çarptırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazıklamak — i 1) Bir tarla veya arsanın sınırını belirtmek için kazık çakmak 2) tkz. Bir malı, bir kimseye değerinden çok pahalıya satmak, alışverişte aldatmak 3) esk. Kazık cezasına çarptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırmızı kart göstermek — sp. 1) oyundan çıkarma cezasına çarptırmak 2) mec. ciddi bir biçimde uyarmak 3) mec. dışlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük