Перевод: с турецкого на арабский

с арабского на турецкий

zor

  • 1 zor

    إجبار
    إرغام
    إكراه
    إلزام
    استحالة
    اضطرار
    امتناع
    تمنع
    جبر
    دفع
    شاق
    صعب
    عسر
    عسير
    عصيب
    عنت
    عنوة
    عويص
    غصب
    قسر
    قهر
    متعب
    متعذر
    متعسر
    مجهد
    مستصعب
    معقد
    نكير

    Türkçe-Arapça Sözlük > zor

  • 2 zor

    1. إجبار [إِجْبار]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    2. إرغام [إرْغام]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    3. إكراه [إِكْراه]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    4. إلزام [إِلْزام]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    5. استحالة [اِسْتِحَالَة]
    Anlamı: sıkıntı, güçlük, rahatsızlık
    6. اضطرار [اِضْطِرار]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    7. امتناع [اِمْتِناع]
    Anlamı: sıkıntı, güçlük, rahatsızlık
    8. تمنع [تَمَنُّع]
    Anlamı: sıkıntı, güçlük, rahatsızlık
    9. جبر [جَبْر]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    10. دفع [دَفْع]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    11. شاق [شاقّ]
    12. صعب [صَعْب]
    13. عسر [عَسِر]
    14. عسر [عُسُر]
    Anlamı: sıkıntı, güçlük, rahatsızlık
    15. عسير [عَسِير]
    16. عصيب [عَصِيب]
    17. غصب [غَصْب]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    18. قسر [قَسْر]
    Anlamı: güçlükle, zorla
    19. قسر [قَسْر]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    20. قهر [قَهْر]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    21. متعب [مُتْعِب]
    22. متعذر [مُتَعَذِّر]
    23. متعسر [مُتَعَسِّر]
    24. مجهد [مُجْهِد]
    25. مستصعب [مُسْتَصْعَب]
    26. معقد [مُعَقَّد]
    27. نكير [نَكِير]
    28. عنت [عَنَت]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    29. عنوة [عَنْوَة]
    Anlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet
    30. عويص [عَوِيص]

    Türkçe-Arapça Sözlük > zor

  • 3 zor alım

    ضبط
    مصادرة

    Türkçe-Arapça Sözlük > zor alım

  • 4 zor alım

    1. ضبط [ضَبْط]
    Anlamı: işlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki mülkiyetine son verilmesi ve devredilmesi, müsadere
    2. مصادرة [مُصَادَرَة]
    Anlamı: işlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki mülkiyetine son verilmesi ve devredilmesi, müsadere

    Türkçe-Arapça Sözlük > zor alım

  • 5 mihnetli

    1. إشكالي [إِشْكالِيّ]
    Anlamı: zor, üzücü
    2. شاق [شاقّ]
    Anlamı: zor, üzücü
    3. صعب [صَعْب]
    Anlamı: zor, üzücü
    4. عسير [عَسِير]
    Anlamı: zor, üzücü
    5. عصيب [عَصِيب]
    Anlamı: zor, üzücü
    6. غامض [غامِض]
    Anlamı: zor, üzücü
    7. غلق [غَلِق]
    Anlamı: zor, üzücü
    8. متعب [مُتْعِب]
    Anlamı: zor, üzücü
    9. متعذر [مُتَعَذِّر]
    Anlamı: zor, üzücü
    10. متعسر [مُتَعَسِّر]
    Anlamı: zor, üzücü
    11. مرهق [مُرْهِق]
    Anlamı: zor, üzücü
    12. مستصعب [مُسْتَصْعَب]
    Anlamı: zor, üzücü
    13. معقد [مُعَقَّد]
    Anlamı: zor, üzücü
    14. منهك [مُنْهِك]
    Anlamı: zor, üzücü
    15. ناصب [ناصِب]
    Anlamı: zor, üzücü
    16. نكير [نَكِير]
    Anlamı: zor, üzücü
    17. عويص [عَوِيص]
    Anlamı: zor, üzücü

    Türkçe-Arapça Sözlük > mihnetli

  • 6 müşkül

    1. شاق [شاقّ]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    2. صعب [صَعْب]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    3. عسر [عَسِر]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    4. عسير [عَسِير]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    5. عصيب [عَصِيب]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    6. متعب [مُتْعِب]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    7. متعذر [مُتَعَذِّر]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    8. متعسر [مُتَعَسِّر]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    9. مجهد [مُجْهِد]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    10. مستصعب [مُسْتَصْعَب]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    11. معقد [مُعَقَّد]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    12. نكير [نَكِير]
    Anlamı: güç, zor, çetin
    13. عويص [عَوِيص]
    Anlamı: güç, zor, çetin

    Türkçe-Arapça Sözlük > müşkül

  • 7 cebir

    1. إجبار [إِجْبار]
    Anlamı: zor, zorlayış
    2. إرغام [إرْغام]
    Anlamı: zor, zorlayış
    3. إكراه [إِكْراه]
    Anlamı: zor, zorlayış
    4. إلزام [إِلْزام]
    Anlamı: zor, zorlayış
    5. اضطرار [اِضْطِرار]
    Anlamı: zor, zorlayış
    6. جبر [جَبْر]
    Anlamı: zor, zorlayış
    7. دفع [دَفْع]
    Anlamı: zor, zorlayış
    8. غصب [غَصْب]
    Anlamı: zor, zorlayış
    9. قسر [قَسْر]
    Anlamı: zor, zorlayış
    10. قهر [قَهْر]
    Anlamı: zor, zorlayış
    11. عنت [عَنَت]
    Anlamı: zor, zorlayış
    12. عنوة [عَنْوَة]
    Anlamı: zor, zorlayış

    Türkçe-Arapça Sözlük > cebir

  • 8 külfetli

    1. باهظ [باهِظ]
    2. شاق [شاقّ]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    3. صعب [صَعْب]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    4. عسر [عَسِر]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    5. عسير [عَسِير]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    6. عصيب [عَصِيب]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    7. متعب [مُتْعِب]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    8. متعذر [مُتَعَذِّر]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    9. متعسر [مُتَعَسِّر]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    10. مضن [مُضْنٍ]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    11. ناصب [ناصِب]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    12. نكير [نَكِير]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    13. عويص [عَوِيص]
    Anlamı: zor, sıkıcı

    Türkçe-Arapça Sözlük > külfetli

  • 9 zorluk

    1. إحالة [إِحَالَة]
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
    2. استحالة [اِسْتِحَالَة]
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
    3. امتناع [اِمْتِناع]
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
    4. تعذر [تَعَذُّر]
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
    5. تمنع [تَمَنُّع]
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
    6. صعوبة [صُعُوبَة]
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
    7. مشكلة [مُشْكِلَة]
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük

    Türkçe-Arapça Sözlük > zorluk

  • 10 çetin

    1. صعب [صَعْب]
    2. عسر [عَسِر]
    3. متعسر [مُتَعَسِّر]
    4. مستصعب [مُسْتَصْعَب]
    5. معقد [مُعَقَّد]
    6. عويص [عَوِيص]

    Türkçe-Arapça Sözlük > çetin

  • 11 zorlamak

    1. اقتسر [اِقْتَسَرَ]
    Anlamı: mecbur etmek, zor kullanmak
    2. قهر [قَهَرَ]
    Anlamı: mecbur etmek, zor kullanmak
    3. عنا [عَنَا]
    Anlamı: mecbur etmek, zor kullanmak
    4. عنت [عَنَّتَ]
    Anlamı: mecbur etmek, zor kullanmak

    Türkçe-Arapça Sözlük > zorlamak

  • 12 çatallaşmak

    1. تشعب [تَشَعَّبَ]
    2. تعسر [تَعَسَّرَ]
    3. تفرع [تَفَرَّعَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > çatallaşmak

  • 13 açmaz

    1. مأزق [مَأْزِق]
    2. ورطة [وَرْطَة]

    Türkçe-Arapça Sözlük > açmaz

  • 14 kurtarmak

    1. أنقذ [أَنْقَذَ]
    2. استنقذ [اِسْتَنْقَذَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > kurtarmak

  • 15 zapt

    1. ضبط [ضَبْط]
    2. مصادرة [مُصَادَرَة]

    Türkçe-Arapça Sözlük > zapt

  • 16 zorla

    1. قسر [قَسْر]
    Anlamı: zor kullanarak, zecren, metazori
    2. عنوة [عَنْوَة]
    Anlamı: zor kullanarak, zecren, metazori

    Türkçe-Arapça Sözlük > zorla

  • 17 zorlaşmak

    صعب [صَعُبَ]
    Anlamı: zor duruma gelmek, güçleşmek

    Türkçe-Arapça Sözlük > zorlaşmak

См. также в других словарях:

  • ZOR — Utilisé par les nomades du Moyen Orient, le mot arabe zor désigne la végétation broussailleuse qui couvre les terrasses inférieures des vallées des fleuves du désert, particulièrement celles du Jourdain et de l’Euphrate. Le Jourdain déroule ses… …   Encyclopédie Universelle

  • Zor-El — es un personaje de ficción de la editorial DC Comics marido de Allura In Zee, padre de Kara Zor El (Supergirl) y tío de Kal El (Superman). Contenido 1 Continuidad Pre Crisis 2 Continuidad Post Crisis 3 Crisis Infinita …   Wikipedia Español

  • Zor — can refer to the following: Zor, Azerbaijan The enemy race in The Super Dimension Cavalry Southern Cross animated science fiction television series about a war between this race and a human colony planet. A character in the Robotech animated… …   Wikipedia

  • zor-bəla — ilə – zorla, güclə, çox çətinliklə. Rəşid zor bəla ilə balığı tutub, vedrəyə qoydu. . M. Süleymanov …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • zor|il — «ZAWR uhl, ZOR », noun. a skunklike, carnivorous, South African mammal related to the weasel. ╂[< French zorille < Spanish zorillo, (diminutive) < zorra, and zorro fox] …   Useful english dictionary

  • Zor — Zor, Stadt, so v.w. Tyros …   Pierer's Universal-Lexikon

  • Zôr — (Sôr, ed Deir), selbständiges Sandschak (Mutessarifat) der asiatischen Türkei, 78,000 qkm mit ca. 100,000 Einw., die Wüste zu beiden Seiten des Euphrat von Palmyra im SW. bis fast nach Nisibin im NO. umfassend. Der Hauptort ed Deir hat 20,000… …   Meyers Großes Konversations-Lexikon

  • Zor — Zor, türk. Mutessariflik und Stadt, s.v.w. Sor …   Kleines Konversations-Lexikon

  • Zor — es una marca de encendedores perteneciente a Grupo Fosforera, una empresa española. La empresa la adquirió el Grupo Fosforera a la compañía sueca Swedish Match en 1992.[1] La empresa cuenta con sociedades en varios países y se hizo popular con el …   Wikipedia Español

  • Zor — Zor, navn på byen Sur, oldtidens Tyros …   Danske encyklopædi

  • zorȝe — obs. form of sorrow …   Useful english dictionary

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»