-
1 zararsız
zararsız unschädlich; ganz leidlich, nicht schlecht;zararsız duruma getirmek unschädlich machen -
2 zararsız
-
3 zararsız
1) безвре́дныйzararsız(bir) hale getirmek — обезвре́живать
bombayı zararsız hale getirmek — обезвре́дить бо́мбу
2) недурно́й, сно́сныйdün akşamki filim zararsızdı — вчера́шний вече́рний фильм был непло́х
-
4 zararsız
безвре́дный* * *1) безвре́дный2) недурно́й, сно́сный -
5 zararsız
зарарсыз -
6 zararsız
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > zararsız
-
7 zararsız
adj. harmless, innocent, innocuous, innoxious, inoffensive, platonic, unoffending, white* * *1. harmless 2. innocuous 3. innoxious 4. inoffensive -
8 zararsiz
harmless -
9 zararsiz
безвредный -
10 zararsız
bêxesar--------bêziyan -
11 zararsız
1) безвредный2) недурной, сносный, неплохой -
12 zararsiz
ягъэнчъ/ ягъэншэ -
13 zararsız
αβλαβής, ανώδυνος, ήμερος -
14 zararsız
зарарсыз 1. прил.1) безвредный2) безобидный2. нар.ничего; терпимо3. предик.сл.терпим; неплох. -
15 zararsiz
inoffensif -
16 zararsız
harmless, innocent, inoffensive, innocuous -
17 zararsız
"1. harmless; innocuous. 2. not so bad, pretty good; passable, okay; ordinary. " -
18 zararsız hale getir
overpower -
19 zararsız kıl
overpowering (v.) -
20 zararsız kılıp
overpowering (prep.)
См. также в других словарях:
zararsız — sf. 1) Zarar vermeyen, zararı dokunmayan 2) mec. Oldukça iyi Bakkaldan turşu, portakal aldırdım. Az sonra zararsız bir masa düzülüverdi. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
1988–89 Mersin İdmanyurdu season — Mersin İdmanyurdu SK Mersin, Turkey MİY 1988–89 Season: Second League 1988–89 League position: Group B: 6th Turkish Cup: Did not participate Top goal scorers: President … Wikipedia
Afrika çekirgesi — is., hay. b. Değişik boyda ve renkte genellikle kuzey Afrika da ekilmemiş arazilerde rastlanan zararsız bir çekirge (Locusta migratona) … Çağatay Osmanlı Sözlük
allahlık — sf., ğı Kendisinden hiçbir işte yararlık umulmayan saf ve zararsız (kimse) Bu adam allahlığın biri, elinden bir şey gelmiyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
antikor — is., biy., Fr. anticorps Hastalığa sebep olan etkenleri zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde … Çağatay Osmanlı Sözlük
antitoksin — is., Fr. antitoxine İçine giren toksinleri zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozyürük — is., ğü, hay. b. Üstü hafif benekli, başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zehirsiz ve zararsız bir yılan (Eryx) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokuncasız — sf. Zararsız Bu iki şiir, kalıp bakımından dokuncasız, biçim bakımından ise başarısızdır. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
ehven — sf., esk., Ar. ehven 1) Daha az kötü, yeğ, zararsız Bütünlemeye kalmak, sınıfta kalmaktan ehvendir. 2) Ucuz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ehven kurtulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kontratabla — is., Fr. contre table 1) Marangozlukta ağacın çalışma oranını azaltmak ve zararsız duruma getirmek için çapraz yapıştırma yöntemi ile hazırlanan tabla 2) Ağaç malzemenin biçim değiştirmesini önlemek için kör ağacın iki yüzüne, elyaf yönleri kör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuzulaşmak — nsz Kuzu gibi uysal ve zararsız duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük