-
1 yuvarlaklaştırmak
yuvarlaklaştırmak v/t (auf-, ab)runden -
2 yuvarlaklaştırmak
-iокругля́ть -
3 yuvarlaklaştırmak
округлять, закруглятьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yuvarlaklaştırmak
-
4 yuvarlaklaştırmak
v. conglobate, round, round out -
5 yuvarlaklaştirmak
В округля́ть -
6 yuvarlaklaştırmak
دور -
7 yuvarlaklaştırmak
دور [دَوَّرَ]Anlamı: yuvarlak duruma getirmek -
8 yuvarlaklaştırmak
to make round, to round -
9 yuvarlaklaştırmak
/ı/ to round, give (something) a circular or spherical shape. -
10 закруглять
-
11 закруглять
yuvarlaklaştırmak, yuvarlak biçim vermekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > закруглять
-
12 округлять
yuvarlaklaştırmak, yuvarlatmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > округлять
-
13 round out
yuvarlaklaştırmak, yuvarlak yapmak, top gibi yapmak, top gibi olmak, şişmanlamak, tamamlamak, bitirmek* * *yuvarlaklaştır -
14 округлять
несов.; сов. - округли́тьокругли́ть гу́бы — dudaklarını yuvarlaklaştırmak
он смотре́л, округли́в глаза́ — gözlerini geniş geniş açmış bakıyordu
2) ( выражать в целых числах) tam sayı ile ifade etmekокругли́ть в счёте копе́йки до рубля́ — hesaptaki ruble kesrini rubleye çevirmek
-
15 yuvarlaklaştırmamak
v. (neg. form of yuvarlaklaştırmak) conglobate, round, round out -
16 round
adj. yuvarlak, daire şeklinde, küresel, top şeklinde, tam, kesirsiz, bütün, okkalı, açık, kesin, çekinmeden, şiddetli, sert (şarap)————————adv. daire şeklinde, çepeçevre, boyunca, etrafına, öbür tarafa, bu tarafa————————n. daire, halka, çember, tur, yuvarlak şey, dizi, birbiri ardına yapılan şeyler, dilim, yaylım ateşi, tufan, raund, kanon [müz.]————————prep. çevresinde, etrafında, yakında, yakınında, hakkında, konusunda————————v. yuvarlaklaştırmak, etrafını sarmak, etrafında dönmek, etrafını dolaşmak, etrafını dolaşarak geçmek, yuvarlaklaşmak, tamamlanmak, dönmek* * *1. yuvarla (v.) 2. raund (n.) 3. yuvarlaklaş (v.) 4. yuvarlak (adj.)* * *1. adjective1) (shaped like a circle or globe: a round hole; a round stone; This plate isn't quite round.) yuvarlak2) (rather fat; plump: a round face.) şişman, dolgun, topalak2. adverb1) (in the opposite direction: He turned round.) ters yöne, geriye, arkaya2) (in a circle: They all stood round and listened; A wheel goes round; All (the) year round.) dairesel, daire şeklinde3) (from one person to another: They passed the letter round; The news went round.) elden ele4) (from place to place: We drove round for a while.) ötede beride, öteye beriye5) (in circumference: The tree measured two metres round.) çevresinde, çepeçevre6) (to a particular place, usually a person's home: Are you coming round (to our house) tonight?) (birinin) evine3. preposition1) (on all sides of: There was a wall round the garden; He looked round the room.) çevresinde, etrafında2) (passing all sides of (and returning to the starting-place): They ran round the tree.) etrafında, çevresinde3) (changing direction at: He came round the corner.) dönerek4) (in or to all parts of: The news spread all round the town.) her tarafına/yerine4. noun1) (a complete circuit: a round of drinks (= one for everyone present); a round of golf.) tam bir tur2) (a regular journey one takes to do one's work: a postman's round.) dolaşım, uğrama, tur3) (a burst of cheering, shooting etc: They gave him a round of applause; The soldier fired several rounds.) atım, el4) (a single bullet, shell etc: five hundred rounds of ammunition.) mermi, bir atımlık cephane5) (a stage in a competition etc: The winners of the first round will go through to the next.) devre, raunt, set6) (a type of song sung by several singers singing the same tune starting in succession.) kanon5. verb(to go round: The car rounded the corner.) etrafını dolaşmak, dönmek- rounded- roundly
- roundness
- rounds
- all-round
- all-rounder
- roundabout 6. adjective(not direct: a roundabout route.) dolambaçlı, kestirme olmayan- round-shouldered
- round trip
- all round
- round about
- round off
- round on
- round up -
17 conglobate
adj. küresel, top gibi, yuvarlak————————v. top gibi yapmak, yuvarlaklaştırmak, top gibi yapılmak -
18 conglobate
adj. küresel, top gibi, yuvarlak————————v. top gibi yapmak, yuvarlaklaştırmak, top gibi yapılmak -
19 دور
aşama; çağ; çevirmek; defa; devre; etap; evre; faz; had; işletmek; işlemek; kat; katmer; kere; kez; merhale; sıra; tabaka; yuvarlaklaştırmak; zaman -
20 გამრგვალება
f.yuvarlaklaştırmaki.yuvarlak hale getirme
- 1
- 2
См. также в других словарях:
yuvarlaklaştırmak — i Yuvarlak duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEKVİR — Yuvarlaklaştırmak. Kıvırmak. Sarmak. * Toplamak. Cemolmak. * Başa sarık sarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yuvarlaklaştırma — is. Yuvarlaklaştırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kambura vermek — ciltlenecek kitabın sırtını, formalar dikildikten sonra çekiç veya makine yardımıyla yuvarlaklaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük