-
1 in existence
yokluk -
2 юклык
yokluk -
3 afwezigheid
yokluk s -
4 absence
yokluk -
5 dearth
yokluk -
6 in existence
yokluk -
7 nihilism
yokluk -
8 nonappearance
yokluk -
9 nonexistence
yokluk -
10 nothingness
yokluk -
11 poverty stricken
yokluk çeken, yoksul, sefil, zavallı* * *çok yoksul -
12 be in want
yokluk çekmek -
13 be in want
yokluk çekmek -
14 юк булу
yokluk, yok olma -
15 dearth
yokluk, kitlik -
16 destitution
yokluk, yoksulluk -
17 shortage
yokluk, kitlik, sikinti, açik, eksik -
18 absence
n. yokluk, bulunmama; dalgınlık; gıyap* * *yokluk* * *1) (the condition of not being present: His absence was noticed.) yokluk2) (a time during which a person etc is not present: After an absence of five years he returned home.) olmayış -
19 dearth
n. yokluk, kıtlık, eksiklik; açlık* * *yokluk* * *[də:Ɵ](a lack of: They suffer from a dearth of resources and of experienced men.) yokluk, kıtlık -
20 want
n. ihtiyaç, arzu, gereksinim, lüzum, gereksinme, yokluk, fakirlik, istek————————v. istemek, arzulamak, talep etmek, arzu etmek, yoksun olmak, ihtiyacı olmak, gerektirmek, eksik olmak* * *[wont] 1. verb1) (to be interested in having or doing, or to wish to have or do (something); to desire: Do you want a cigarette?; She wants to know where he is; She wants to go home.) istemek2) (to need: This wall wants a coat of paint.) gerektirmek, istemek3) (to lack: This house wants none of the usual modern features but I do not like it; The people will want (= be poor) no longer.) eksiklik, yokluk2. noun1) (something desired: The child has a long list of wants.) istek, arzu2) (poverty: They have lived in want for many years.) yoksulluk, yokluk3) (a lack: There's no want of opportunities these days.) eksiklik•- wanted- want ad
- want for
См. также в других словарях:
yokluk — is., ğu 1) Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet, varlık karşıtı Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi. T. Buğra 2) mec. Fakirlik, yoksulluk Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yokluk eki — is., dbl. 1) Ad soylu kelimelere gelerek herhangi bir nesne veya özelliğe sahip olmama anlamı katan sız, siz eki Ev siz, kalem siz. 2) Bir adın önüne gelerek yok olma durumunu belirten yabancı kökenli ek Namevcut (mevcut olmayan), bipayan (sonu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ADEM-İ SIRF — Yokluk. Mutlak yokluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ADEM — Yokluk, olmama, bulunmama. * Fakirlik. (Vücudun zıddı)(Bir zaman küçüklüğümde hayalimden sordum: Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki, fakat âdi ve meşakkatli… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ADEM-İ MEVCUDİYYET — Yokluk. Olmama … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FIKDAN — Yokluk. * Bir şeyin belirsiz olması. Yitirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GAVR-I İN'İDAM — Yokluk çukurunun dibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KAHT Ü GALÂ — Yokluk. Kıtlık. Fakirlik. * Pahalılık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MA'DUMİYET — Yokluk, ma dumluk, yok olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aç köpek fırın duvarı yıkar — yokluk insana her şey yaptırır … Beypazari ağzindan sözcükler
tecillik — yokluk sıkıntı darlık … Beypazari ağzindan sözcükler