-
1 yirmi
yirmi zwanzig; Zwanzig f;yirmi yaş dişi Weisheitszahn m -
2 yirmi
-
3 yirmi bir
-
4 yirmi yaş dişi
( akıl dişi) Weisheitszahn m -
5 yirmilik
II adj1) ( içinde yirmi tane bulunan) zwanziger -
6 diş
diş açmak Gewinde schneiden;-e diş bilemek fig auf Rache sinnen gegen A;diş çıkarmak zahnen;diş çukuru ANAT Alveole f, Zahntasche f;diş çürüğü Karies f, Zahnfäule f;diş dolgusu Füllung f, Plombe f;diş fırçası Zahnbürste f;ona diş geçiremedi er/sie konnte nicht mit ihm/ihr fertig werden;diş gıcırdatmak mit den Zähnen knirschen;diş kemiği Zahnbein n;diş macunu Zahnpasta f;diş mastarı TECH Gewindekaliber n;diş ünsüzü GR Zahnlaut m, Dental m;dişe dokunur genießbar; lohnend;dişinden tırnağından artırmak sich (D) etwas vom Munde absparen;kesici diş Schneidezahn m;azı dişi Backenzahn m;göz dişi Aug(en)zahn m;süt dişi Milchzahn m -
7 nispet
1. subst Verhältnis n, Proportion f; Beziehung f; Maß n, Norm f; Vergleich m; absichtlich, extra;nispet eki Relationssuffix -î;-i -e nispet etmek etwas vergleichen mit;nispet kabul etmeyecek unvergleichlich;-e nispet vermek jemanden ärgern, jemandem zusetzen;imkan nispetinde im Rahmen des Möglichen;sekizin, yirmi dörde nispeti, x’in y’e nispeti gibidir MATH x verhält sich zu y wie 8 zu 242. adv (-e jemandem) zum Trotz, zum Ärger: bana nispet mir zum Trotz -
8 yaş
yaş1 Alter n; Jahr n;yaş baş Lebenserfahrung f;yaş günü Geburtstag m;yaş haddi Altersgrenze f;-in yaşı ilerlemek älter werden;yaş yetmiş iş bitmiş steinalt, hoch betagt;-in yaşı benzemesin! möge er ( oder sie) länger leben (als der andere Gestorbene)!;-in yaşı ne, başı ne! dazu ist er noch zu unerfahren, zu jung (um mitreden zu können);yaşı yerde sayılası fam möge er doch verrecken!;sekiz yaşına bastı er ist sieben (Jahre alt);sekiz yaşını doldurdu er ist acht (Jahre alt);sekiz yaşından gün almamış das siebte Lebensjahr noch nicht vollendet;çocuk daha yaşında değil das Kind ist noch nicht ein Jahr alt;kaç yaşındasınız? wie alt sind Sie?;yirmi yaşındayım ich bin zwanzig Jahre alt;yaşını (başını) almış insanlar Menschen fortgeschrittenen Alters;yaşınızı göstermiyorsunuz man sieht Ihnen Ihr Alter nicht anyaş21. subst Träne f;yaş akıtmak (oder dökmek) Tränen vergießen;yaşını içine akıtmak fig fam alles in sich hineinfressen -
9 altında
untersıfırın \altında yirmi derece(de) (bei) zwanzig Grad unter nullyerin \altında unter der Erde -
10 derece
derece sbelli bir \dereceye kadar bis zu einem gewissen Grad(e)ne \dereceye kadar inwiefern, inwieweitsıfırın altında yirmi \derece(de) (bei) zwanzig Grad unter nullson \derece sinirliydi er war äußerst [o im höchsten Grad] nervös4) sport\derece almak ( ödül almak) einen Preis gewinnenbu \derece kızması bizi şaşırttı dass er sich derartig aufregte, hat uns überrascht -
11 evli
-
12 ölçek
-
13 parmak
parmağı \parmakte olmak den Finger am Abzug habenbir işte parmağı olmak die Hand im Spiel habenonun her yerde parmağı var er hat überall die Finger drinbirini parmağında oynatmak ( fam) jdn um den Finger wickelnparmağını bile kıpırdatmamak [o oynatmamak] ( fam), keinen Finger rühren [o krumm machen] -
14 sıfır
I s Null f\sıfırdan başlamak bei null anfangen\sıfırın altında yirmi derece(de) (bei) zwanzig Grad unter nullsalt \sıfır phys absoluter Nullpunktsolda \sıfır ( fig) eine absolute Null\sıfıra \sıfır null zu null\sıfıra \sıfır, elde var \sıfır das Ergebnis ist gleich nullII adj null, Null-\sıfır derece null Grad -
15 yüzde
I s Prozent nt\yüzde beş/yirmi/elli/yüz fünf/zwanzig/hundert Prozento \yüzdesini aldı bile er hat schon seine Prozente bekommenII adj\yüzde elli( lik bir) şansı olmak eine fünfzigprozentige Chance habenoyunu kazanma şansı \yüzde seksendir er hat eine achtzigprozentige Chance, das Spiel zu gewinnen
См. также в других словарях:
yirmi — is. 1) On dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 20, XX rakamlarının adı 3) sf. İki kere on, on dokuzdan bir artık Birleşik Sözler yirmi beşlik yirmi milyonluk yirmi yaş dişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yirmi beşlik — sf., ği 1) Yirmi beş kuruş veya lira değerinde olan Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 2) Yirmi beş adetten oluşan … Çağatay Osmanlı Sözlük
yirmi milyonluk — is., ğu Yirmi milyon liralık kâğıt para … Çağatay Osmanlı Sözlük
yirmi yaş dişi — is. Akıl dişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dəyirmi — sif. 1. Dairə şəklində olan; dairəvi, girdə, yuvarlaq. Üzün ağ, dəyirmi, gözün məstanə; Baxışın bağrımı döndərdi qanə. M. P. V.. Xanım dəsmalını çıxarıb ağ dəyirmi üzünü sildi, saçlarını düzəltdi. . . Ç.. Kəniz Həlimə içəri girib dəyirmi stolun… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yarımdəyirmi — bax yarımdairəvi … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ikirme — yirmi; ikme … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağır hapis cezası — Yirmi yıl ve üstü veya ömür boyu hapis cezası … Hukuk Sözlüğü
Zahlen der Welt — In nahezu allen Sprachen der Menschen gibt es sprachliche Repräsentationen für Zahlen. Aus diesen Zahlworten oder Zahlnamen lassen sich interessante Schlussfolgerungen über die Entwicklung des Zählens und des Zahlenbegriffs sowie über… … Deutsch Wikipedia
Zahlen in unterschiedlichen Sprachen — In nahezu allen Sprachen der Menschen gibt es sprachliche Repräsentationen für Zahlen. Aus diesen Zahlworten oder Zahlnamen lassen sich die Entwicklung des Zählens und des Zahlenbegriffs sowie sprachhistorische Entwicklungen nachvollziehen. So… … Deutsch Wikipedia
Zahlen in verschiedenen Sprachen — In nahezu allen Sprachen der Menschen gibt es sprachliche Repräsentationen für Zahlen. Aus diesen Zahlworten oder Zahlnamen lassen sich interessante Schlussfolgerungen über die Entwicklung des Zählens und des Zahlenbegriffs sowie über… … Deutsch Wikipedia