-
1 yetmek
artık canıma yetti ich ertrage es nicht mehr;yeter de artar mehr als genug;yeter ki yapsın Hauptsache, er/sie macht es -
2 yetmek
-
3 güç
güç1 <- cü> schwer, schwierig; Schwierigkeit f; adv mit Mühe, schwer;gücü gücüne, güç halle unter großen Schwierigkeiten;güce sarmak schwierig (fam vertrackt) werden;-in gücüne gitmek kränken (A); übelnehmen (A); Sache ärgern, nicht behagen wollen;-i güç etmek etwas (A) kaum erwarten könnengüç2 <- cü> Kraft f; (Charakter)Stärke f (a Pferde); Macht f (Gottes, des Geldes; a POL Staat); Fähigkeit f; Leistung f des Motors;Barış Gücü Friedenstruppe f der UNO;çalışma gücü Arbeitsfähigkeit f;iş gücü Arbeitskraft f (als Person); Menschenpotential n;ödeme gücü Zahlungsfähigkeit f;güç birliği Koalition f;güç denemesi Kraftprobe f;-e gücü yetmek imstande sein, fähig sein zu;ona kimin gücü yeter? wer kann ihn kleinkriegen?;(onun) buna gücü yetmez das steht nicht in seiner Macht -
4 gün
gün Tag m; Sonne f;-den gün almak sich einen Termin holen (bei D);gün bugün (oder o gün bugündür) (das ist) die Gelegenheit;gün durumu Sonnenwende f;gün gibi açık sonnenklar;gün görmedik yer (ein) Platz ohne Sonne, fam wo die Sonne nicht hinkommt;gün görmek fig gut leben;gün görmüş a … der viel erlebt hat;gün günden von Tag zu Tag;gün ışığına çıkmak ans Licht kommen;-e gün koymak ein Datum bestimmen, einen Tag ( oder Tage) ansetzen (für A);gün yapmak einen Tag im Monat Gäste haben;günden güne von Tag zu Tag;günlerden bir gün eines (schönen) Tages; einst, (es war) einmal;günleri gece olmak in eine bedauernswerte Lage geraten;onun günleri sayılı seine Tage sind gezählt;günü gününe fristgerecht;günü yetmek Tod, Geburt nahe bevorstehen;günün adamı Held m des Tages;günün birinde eines Tages;günün konusu Tagesgespräch n;gününü doldurmak eine bestimmte Frist abwarten;gününü gün etmek herrlich und in Freuden leben;gününü görmek schlecht ausgehen (für A); Frau die Regel haben; glückliche Tage seiner Kinder erleben;gününü göstermek (-e) jemandem einen Denkzettel geben;adi gün, iş günü Werktag m;tatil günü Feiertag m;bir gün eines Tages; einst, einmal; irgendwann;birkaç gün önce vor einigen Tagen;her gün jeden Tag;geçen gün vorgestern; neulich, dieser Tage;bu günlerde dieser Tage, demnächst;ak (kara) günlerde in guten (schlechten) Zeiten -
5 çıkışmak
-
6 yeter
2. genug\yeter! genug!, es reicht!bu \yeter de artar ( bile) das ist (sogar) mehr als genug\yeteri kadar genügend, ausreichend\yeterinden fazla mehr als genug -
7 yetme
См. также в других словарях:
yetmek — yetişmek, erişmek II, 314bkz: çetmek, yetmek yetmek, yedeğinde götürmek II, 314 yetişmek, erişmek I, 192, 421, 424; II, 274, 314; III, 406bkz: çetmek, yetmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yetmek — nsz, er 1) Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak Hasan ın gücü yetse belki de dayak atacak. H. E. Adıvar 2) e Yeterli sebep olmak Bir sigara bir ormanı yakmaya yeter. 3) Kötü bir davranış, durum, tutum yeterli olmak, kâfi gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
vadesi gelmek (veya yetmek) — 1) süresi dolmak, zamanı gelmek 2) mec. ömrü sona ermek, eceli gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gücü yetmek (veya yetmemek) — eldeki imkânlarla ancak altından kalkabilmek, üstesinden gelebilmek Zaman zaman, şiirin ne olduğunu elimin erdiği, gücümün yettiği kadar anlatmaya çalıştım. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölüsü bile yetmek — en zayıf olduğu durumda bile başarılı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
günü yetmek — 1) ölüm zamanı gelmek 2) gebe için doğum vakti gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
canına yetmek — katlanamayacak duruma gelmek, bezmek, bıkmak El kapısı kızcağızın öyle canına yetmişti ki soğan ekmeğe bile razı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
imana yetmek — usandırmak, bezdirmek, cana tak etme … Beypazari ağzindan sözcükler
kâfi gelmek — yetmek, yetişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kifayet etmek — yetmek, yeterli olmak Kazandığım para benim sade hayatıma kifayet ediyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çetmek — eri;mek II, 314bkz: yetmek, yetmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini