-
1 правомочие
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > правомочие
-
2 ведение
yetki,yönetim* * *I в`едениесyetki; yönetimнаходи́ться в ведении кого-л. — birinin yönetimi / emri altında olmak
министе́рство, в ведении кото́рого нахо́дятся э́ти предприя́тия — bu işletmelerin bağlı olduğu bakanlık
II вед`ениеэ́то не в моем ведении — yetkim dışındadır
с, в соч.ведение дневника́ — günlük tutma
ведение собра́ния — toplantıya başkanlık yapma
ведение дома́шнего хозя́йства — ev işlerine bakma
фо́рмы ведения борьбы́ — savaşımın yürütülme biçimleri
-
3 компетенция
yetki, selahiyetТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > компетенция
-
4 полномочие
-
5 грамотность
okuryazarlık* * *жрост / повыше́ние гра́мотности (населения) — okuma-yazma oranının artması
2) перен. ( осведомленность) vukuf, yetki -
6 компетенция
жвходи́ть во вну́треннюю компете́нцию госуда́рства — devletin ulusal yetkisi çerçevesine girmek
-
7 облекать
несов.; сов. - обле́чь1) vermekобле́чь кого-л. полномо́чиями — birine yetki vermek; birini yetkili kılmak
обле́чь иде́ю в конкре́тный план — fikri somut bir plan şeklinde ifade etmek
-
8 право
I с1) тк. ед. hukuk, türeсоциалисти́ческое пра́во — sosyalist hukuk
буржуа́зное пра́во — burjuva hukuku
2) hakпра́во го́лоса — oy hakkı
пра́во на образова́ние — öğrenim hakkı
3) yetkiмуниципалите́т ограни́чен в свои́х пра́ва́х — belediyenin yetkileri sınırlıdır
пра́во заключа́ть коллекти́вные трудовы́е соглаше́ния — toplu sözleşme yapma yetkisi
у дире́ктора нет тако́го пра́ва — müdürün buna yetkisi yoktur
с пра́вом обжа́лования — юр. temyizi kabil olmak üzere
получи́ть пра́во на одиннадцатиметро́вый (уда́р) — penaltı (atışı) kazanmak
4) (права́) мн. ehliyetпра́ва́ на вожде́ние автомаши́ны — oto ehliyeti
••я не счита́ю, что име́ю пра́во вме́шиваться — karışmak hakkını kendimde bulamıyorum
по пра́ву — haklı olarak
аплодисме́нты он заслужи́л по пра́ву — alkışlar onun hakkıydı
II вводн. сл.на ра́вных пра́вах — eşit haklardan yararlanarak
пра́во, не зна́ю — valla bilmem ki
-
9 правомочие
с
См. также в других словарях:
yetki — is. Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa ya devretmişti. T. Buğra Birleşik Sözler yetki belgesi yetki … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki vermek — yetki tanımak İdam hükümlerini doğrudan doğruya yerine getirme yetkisini vermiştir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki belgesi — is., huk. Bir makam veya organ adına bir işi, bir konuyu yürütmekle görevli olunduğunu gösteren belge … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki devri — is., huk. Bir makam veya organın sahip olduğu yetkileri başka bir makam veya organa devretmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki gasbı — is., huk. Hukuki bir işlemin yetkisiz bir kimse tarafından ele geçirilmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınırsız yetki — is. Alabildiğine genişletilmiş yetki … Çağatay Osmanlı Sözlük
otorite sağlamak (veya temin etmek) — yetki kurmak veya yetki sahibi olmak Reisleri de tam bir otorite temin etmiş olduğunu her vesile ile belli ediyordu. E. İ. Benice … Çağatay Osmanlı Sözlük
istizan etmek (veya eylemek) — yetki istemek, izin istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Antalya — Infobox Settlement settlement type = subdivision type = Country subdivision name = TUR timezone=EET utc offset=+2 map caption =Location of Antalya within Turkey. timezone DST=EEST utc offset DST=+3official name = Antalya image caption = Antalya s … Wikipedia
açık çek — is., tic. 1) Üzerine para miktarı yazılmamış çek 2) mec. Her konuda verilen destek veya yetki, açık kart … Çağatay Osmanlı Sözlük
başkan vekili — is. Başkanın işini görmesi için yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük