-
1 yerleşmek
yerleşmek sich niederlassen (-de in D), sich ansiedeln, Platz finden (-e in einem Auto); ein Unterkommen finden; unterkommen (-e bei einer Bank); einziehen (-e in ein Haus); beim Umzug die Sachen unterbringen; sich setzen (-e in einen Sessel); Mode Fuß fassen, sich durchsetzen; Stein richtig einpassen, fest sitzen; Wort sich einbürgern -
2 yerleşmek
vi sich niederlassen (-e in) -
3 yerleşmek
всели́ться* * *-e1) помести́ться, уложи́тьсяbu taş adamakıllı yerleşmiş — э́тот ка́мень кре́пко сиди́т
2) посели́ться на постоя́нное жи́тельство, осе́сть, обоснова́тьсяkardeşim Izmirde yerleşti — мой брат посели́лся в Изми́ре
3) устра́иваться, располага́тьсяkoltuğa iyice yerleşti — он удо́бно усе́лся в кре́сле
4) устра́иваться ( на работу)oğlu bankaya yerleşti — его́ сын устро́ился на рабо́ту в банк
5) обустра́иватьсяtaşındık, ama daha yerleşmedik — мы перее́хали, но пока́ ещё не могли́ обустро́иться
6) получи́ть распростране́ниеbu moda yerleşti — э́та мо́да получи́ла распростране́ние
7) прижива́ться, укореня́тьсяbir takım yeni kelimeler zamanla yerleşiyor — не́которое коли́чество но́вых слов со вре́менем укореня́ются
-
4 yerleşmek
урнашу; утыру -
5 yerleşmek
поселять, размещатьсяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yerleşmek
-
6 yerleşmek
v. bed, ensconce oneself, indwell, install oneself, locate, nestle, perch oneself, take up one's residence, root, set, settle, settle down, shake down, stable, settle in -
7 yerleşmek
akincihbûn--------bicîh bûn--------daniştin--------mandin--------niştin--------rûniştin--------tê de cîh bûn -
8 yerleşmek
размещаться, заселяться, вмещаться -
9 yerleşmek
1) сели́ться; вселя́ться; оседа́ть2) устра́иваться; располага́ться, размеща́ться, помеща́ться3) устра́иваться (на работу) -
10 yerleşmek
ЩЫТIЫСЫН, ДЭТIЫСХЬЭН, дэтIысхьажьын/ дэтIысхьэжын -
11 yerleşmek
тIысын, итIысхьан -
12 yerleşmek
استقرترسخسكن -
13 yerleşmek
1. استقر [اِسْتَقَرَّ]Anlamı: bir yer edinmek2. ترسخ [تَرَسَّخَ]Anlamı: bir yer edinmek3. سكن [سَكَنَ]Anlamı: bir yer edinmek -
14 yerleşmek
"to settle down; to become established; to get into a job/office; to settle, to live (in); to establish oneself at" -
15 yerleşmek
"1. /a/ (for something) to fit in, be the right size and shape for (a place); (for something) to come to rest in; /a/ (for something) to fall into (its place); /a/ (for something) to get lodged in. 2. /a/ to get established in (one´s job, a place of employment). 3. /a/ to settle oneself in (a chair, etc.); /a/ to establish oneself comfortably (in), get established (in) (a new home). 4. /a/ (for someone) to move into, settle in (a place) (temporarily). 5. /da/ (for someone) to settle in (a place) (permanently). 6. /da/ to get well established in, entrench oneself in (a place). 7. /da/ (for something) to take root (among), catch on (among), become popular (among) (people). " -
16 yerleşmek
yerləşmək -
17 yerleşmek ikamet etmek
nişîn -
18 başka yere yerleşmek
v. transmigrate -
19 izinsiz yerleşmek
v. squat -
20 kalıcı olarak yerleşmek
v. dig in
См. также в других словарях:
yerleşmek — e 1) Yerine iyice oturmak, yerinde sabit olmak Bu taş buraya adamakıllı yerleşmiş. 2) Yer bulup oturmak Arabaya, birbirine sıkışarak yerleştiler. S. F. Abasıyanık 3) Çalışmak üzere bir iş yerine başlamak Oğlu bankaya yerleşmiş. 4) Bir yerde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mesken tutmak — yerleşmek Yârim İstanbul u mesken mi tuttun / Gördün güzelleri beni unuttun. Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ornamak — yerleşmek, yer tutmak, yer edinmek; (güneş) batmak, kaybolmak. I, 288 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine oturmak — 1) iyi yerleşmek 2) bir durum, bir düşünce vb. benimsenmek, yaygın duruma gelmek, yerleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
barınmak — 1) Doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak 2) nsz Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak oturmak Dosdoğru teyzemin evine gidecektim, iyi kötü barınacak bir yer... P. Safa 3) Bir yerde yatarak geceyi geçirmek 4) nsz, mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çöreklenmek — nsz 1) Yılan halka durumunda kıvrılıp toplanmak 2) mec. Bir yerde, orada yaşayanları rahatsız etme pahasına sürekli kalmak, yerleşmek Geldi, çöreklendi, gitmek bilmedi. 3) mec. Bir duyguyu güçlü ve sürekli olarak duymak Yıllarca beklenen bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göçmek — den, e, er 1) Yerleşmek amacıyla mahalle, köy, şehir veya ülke değiştirmek Selanik elden çıkınca ailesi İzmir e göçmüştür. A. İlhan 2) Bazı hayvanlar, sıcak iklimli ülkelere gitmek 3) nsz Çökmek 4) nsz Ölmek 5) Oturmak Masaların arasından geçerek … Çağatay Osmanlı Sözlük
göçmen — sf. 1) Kendi ülkesinden ayrılarak yerleşmek için başka ülkeye giden (kimse, aile veya topluluk), muhacir Ama biz de yeni göçmeniz, hâlden anlarız. N. Araz 2) Sıcak iklimli ülkelere giden (hayvan) … Çağatay Osmanlı Sözlük
gömülmek — nsz 1) Gömme işi yapılmak veya gömme işine konu olmak Çok muhteşem bir cenaze töreniyle gömüldü. Ç. Altan 2) e Yerleşmek, oturtulmak, kendini gömmek Abdi Bey e kalsa, koltuğuna gömülüp gazetelerini okuyacak. A. İlhan 3) e, mec. Yok olmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
katmanlaşmak — nsz 1) Ayrı ayrı tabakalar veya sınıflar oluşturmak 2) jeol. Üst üste gelmiş katmanlar durumunda yerleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük