-
1 yerine
1) stattonun \yerine stattdessen2) anstelle, anstattonun \yerine arkadaşı geldi anstatt seiner kam sein Freundöğretmenin/paranın \yerine anstelle des Lehrers/Geldes -
2 yerine
yerine (an)statt G; anstelle (G oder von D);onun yerine sen git! geh du an seiner Stelle! -
3 yerine
"/ın/ 1. instead of, in (someone´s) stead, in place of; in lieu of: Ali, Veli´nin yerine gitti. Ali went in Veli´s place. Bundan sonra fındık yerine çay yetiştireceğiz. From now on we´re going to raise tea instead of hazelnuts. 2. on behalf of, for (someone); in the name of (someone). " -
4 yerine
взаме́н вме́сто* * *вме́сто кого-чего -
5 yerine
алмашына; бәрабәр; урнына -
6 yerine
adv. instead, instead of, in lieu, in lieu of, in place of--------prep. vice* * *1. sooner than 2. in place of 3. instead 4. instead of -
7 yerine
bicîh--------dêla--------li cîh -
8 yerine
ичIыпIэкIэ, и щIыпIэкIэ, И ПIЭКIЭ -
9 yerine
ычIыпIэ, пэгъокI -
10 yerine
"instead of, in place of, in sb's/sth's stead, in lie (of sth); instead; for" -
11 yerine gelmek
1) соверши́ться; сбы́тьсяistediğiniz yerine gelmekine geldi — сбыло́сь то, чего́ вы жела́ли
2) прийти́ в но́рмуsağlığım yerine gelmekine geldi — со здоро́вьем у меня́ [тепе́рь] всё в поря́дке
-
12 yerine koymak
1) счита́ть, расце́ниватьonu adam yerine koymamışlar — они́ его́ ни во что не ста́вили
2) возмеща́ть, компенси́роватьkaybolan kitaplarımı yerine koyamadım — я не мог возмести́ть мои́ исче́знувшие кни́ги
-
13 yerine getirmek
а) исполня́ть, выполня́ть; осуществля́тьб) верну́ть в пре́жнее положе́ние/состоя́ниев) сдержа́ть ( обещание), испо́лнить свой долг и т. п.sözünü yerine getirdi — он сдержа́л сло́во
-
14 yerine oturmak
хорошо́ расположи́ться; приходи́ться к ме́сту -
15 yerine vurmak
уда́рить по больно́му ме́сту -
16 yerine geçen
варис -
17 yerine gelen
варис -
18 yerine getirmek
үтәү -
19 yerine getirilme
исполнение, выполнениеİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yerine getirilme
-
20 yerine getirme
осуществление, исполнениеİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yerine getirme
См. также в других словарях:
yerine — zf. 1) Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere Bana haftalık yerine gündelik ver. R. N. Güntekin 2) Başkasının adına Nitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı. H. Taner 3) is. Alegori … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine gelmek — 1) yapılmak, olmak İsteğiniz yerine geldi. 2) eski duruma dönmek Sağlığım yerine geldi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine getirmek — 1) istenileni, gerekeni yapmak ... hemen bir muallimliğe tayin edilmesini istiyor, bu isteğimi yerine getirmezseniz işte ben de böyle muhalefet yaparım diyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) eski duruma döndürmek 3) ifa etmek Yürütme yetkisi ve görevi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine koymak — 1) gibi görmek, saymak Hem de yetişkin, yosma bir kadın beni erkek yerine koymuştu. N. Cumalı 2) yitirilen, elden çıkan bir şeyin, benzerini veya eşini sağlamak Kaybolan kitaplarımı yerine koyamadım … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine geçmek — 1) görevden ayrılan birinin yerini almak 2) bulunmayan bir nesnenin veya kavramın yerine kullanılabilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerine oturmak — 1) iyi yerleşmek 2) bir durum, bir düşünce vb. benimsenmek, yaygın duruma gelmek, yerleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerli yerine — zf. Kendine ait olan yere Eşyalarını yerli yerine yerleştirdi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
aptal yerine koymak (veya koyulmak) — anlamaz, bilmez sanmak (sanılmak) Bu kadını zaman zaman aptal yerine koymam büyük aptallık galiba. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahmak yerine koymak — (birini) bir kimseye aptalmış, anlamazmış gibi davranmak Beni bir ahmak yerine koyarak bu yığını babamın rahat rahat uyuduğu bir yatak diye göstermesi... Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
adam yerine koymak — adamdan saymak, varlığını kabul etmek Anasını durmadan nefes aldırmadan azarlıyor, babasını adam yerine koymuyor, ağzını açarken susturuyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzının içi yangın yerine dönmek — ağzının tadı bozulmak, tat alma duyusunu yitirmek Ağzımın içi yangın yerine dönüp yine de ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı bir vaziyete düştüm. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük