-
41 içini yemek
му́чить, терза́ть; изводи́ть себя́ -
42 insan eti yemek
перемыва́ть ко́сточки -
43 kendi kendini yemek
му́читься, терза́ться ( внутренне) -
44 kuş gibi yemek
о́чень ма́ло съесть, поклева́ть -
45 kül yemek
просчита́ться, ошиби́ться в расчёте -
46 manda gibi yemek
жа́дно и бы́стро есть -
47 nane yemek
соверши́ть глу́пый посту́пок -
48 onuruna bir yemek verilecek
в его́ честь бу́дет дан обе́д -
49 seçmeli yemek
озвонч. -ğiшве́дский стол -
50 seçmesiz yemek
озвонч. -ğiо́бщий стол -
51 tavuk ayağı yemek
перемыва́ть ко́сточки кому, суда́чить о ком -
52 tencerede pişirip kapağında yemek
дово́льствоваться тем, что име́ется -
53 vurgun yemek
умере́ть или оста́ться кале́кой от кессо́нной боле́зни -
54 zurnacının karşısında limon yemek gibi
всё равно́, что есть лимо́н пе́ред игра́ющим на зурне́ (всё испортить так, чтобы невозможно было продолжать начатое дело)Türkçe-rusça sözlük > zurnacının karşısında limon yemek gibi
-
55 demiri yemek
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > demiri yemek
-
56 ağız\ tadıyla\ yemek
ла́комиться -
57 etli\ yemek
мясно́е блю́до -
58 öğle\ yemeği\ yemek
обе́дать -
59 şapır\ şapır\ yemek
ча́вкать -
60 tamamını\ yemek
дое́сть
См. также в других словарях:
yemek — yemek, yeylp telef etmek, I, 55, 66, 79, 88, 116, 318, 323, 342, 343, 504; I I, 69,70. 311; III, 9, 16, 31, 67, 146 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek masası — is. Üzerinde yemek yemek amacıyla kullanılan masa … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek odası — is. Yemek yenilen oda, yemek salonu, salamanje … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek salonu — is. Yemek odası Apartman kapısından içeriye girince küçük bir yemek salonu göze çarpıyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek yemek — karın doyurmak Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek borusu — is., anat. 1) Besinleri ağızdan mideye ulaştıran kasla çevrili zarsı kanal 2) ask. Yemek vaktini bildirmek için çalınan boru … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek duası — is. Yemek yedikten sonra Allah a şükretmek için edilen dua … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek listesi — is. Yemek yenilecek yerlerde mevcut yemekleri gösteren liste … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek çıkarmak — ağırlamak için yemek sunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek dolabı — is. Yemeğin saklandığı dolap … Çağatay Osmanlı Sözlük