-
1 yedek
adj. auxiliary, backup, donkey, duplicate, jury, pilot, spare, stand by, substitutional--------n. backup, refill, replacement, reserve, stand by, reserve service, reservist* * *1. reservist 2. spare 3. standby 4. accessory 5. backup 6. spare (n.) 7. back up (n.) 8. backup (n.) 9. substitute (n.) -
2 yedek er
n. militiaman* * *militiaman -
3 yedek iz
alternate track -
4 yedek at
n. relay, remount -
5 yedek ip
n. dragline -
6 yedek
"standby; halter; towrope; led animal; reserve; substitute, reserve, sub; backup; spare, extra; auxiliary, emergency" -
7 yedek
"1. (a) spare; (a) reserve, something held in reserve; (a) standby. 2. towrope; towline. 3. horse taken in tow as a spare. 4. spare; reserve; held as a spare or reserve; standby. -inde with (something) in tow: At yedeklerinde köye indiler. They descended to the village with the horse in tow. - akçe fin. reserve, money kept in reserve. -e almak /ı/ 1. to tow; to take (something) in tow. 2. to take (a horse) in tow as a spare. -/-te çekmek /ı/ to tow. -e çekmek /ı/ to set (something) aside as a spare or reserve. - ip tow rope. - kopya comp. backup copy. - oyuncu 1. theat. understudy. 2. sports substitute player. - parça spare part. - subay reserve officer. " -
8 yedek batarya
emergency battery -
9 yedek depo
auxiliary storage -
10 yedek depolama
backup storage -
11 yedek direk
jury mast -
12 yedek donanım
emergency equipment -
13 yedek dosya
backup file -
14 yedek eleman
pinch hitter -
15 yedek havaalanı
1. atternative airfield 2. auxiliary airfield -
16 yedek istasyon
relay stations -
17 yedek kablo
emergency cable -
18 yedek kazan
auxiliary boiler -
19 yedek kopya
back up copy -
20 yedek meydan yakıtı
contingency fuel
См. также в других словарях:
yedek — sf., ği 1) Bir şeyin gereğinde kullanılmak için elde bulundurulan, asıl karşıtı 2) Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan Yedek kalem. Yedek anahtar. 3) is. Yularından çekilerek götürülen boş binek hayvanı 4) is. Hayvanı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek lastik — is., ği Otomobillerde gerektiğinde kullanılmak üzere genellikle bagajda bulundurulan janta takılı lastik, yedek teker, stepne … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek parçacı — is. Yedek parça yapan veya satan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek parçacılık — is., ğı Yedek parçacının işi veya mesleği … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek subay — is., ask. Askerliği meslek olarak seçmediği hâlde, yurt ödevi için kanunlara göre belli bir süre orduda subay olarak çalışan kimse Harbiye Mektebinde ilk talim gören yedek subaylar arasında idim. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek subaylık — is., ğı Yedek subay olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek teker — is. Yedek lastik … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek — yedekdaş, mâyetde giden redif şeyler, hususen at yedeyi, yetik … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek akçe — is. İleride doğacak gereksinim ve zararları karşılamak için kârdan ayrılan para, ihtiyat akçesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek besinler — is., ç. Organizmanın sindirdikten sonra kullanmayıp depo ettiği karbonhidrat, yağ, protein vb. maddeler … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedek oyuncu — is., sp. Oyunculardan birinin herhangi bir sebeple takımdan çıkması gerektiğinde onun yerine oynayacak oyuncu, yardımcı oyuncu … Çağatay Osmanlı Sözlük