Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

yayvan

См. также в других словарях:

  • yayvan — sf. Eni boyundan ve derinliğinden çok olan, basık ve geniş İki katlı yayvan bir evdi. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler yayvan yayvan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yayvan yayvan — zf. Yayarak, sesleri uzatarak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şeblek — yayvan …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • lenker — yayvan, toprak, büyük çanak, müdevver tekne, sahan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sahan — yayvan bakır tabak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • AHSEM — Geniş yüzlü kılıç. * Arslan. * Enli, yassı ve yayvan burun. * Enli, yassı ve yayvan burunlu adam …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ablak — sf., ğı Yayvan ve dolgun (yüz) Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri. O. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • badya — is., Rum. Ağzı geniş, yayvan, büyükçe su kabı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • balık tabağı — is. 1) Balık koymaya yarayan kap 2) Yayvan servis tabağı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bina — is., Ar. binā 1) Yapı Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır. B. Felek 2) dbl., esk. Arapça fiil çatısını konu edinen bilim ve kitap Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. 3) dbl., esk. Çatı Birleşik Sözler taş bina şalt binası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çanak — is., ğı 1) Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap Oradaki sigara çanağından bir Gelincik alıp yaktıktan sonra anlattı. B. Felek 2) Göz çukuru Kanlı çanaklarından fırlayan iri parlak gözleri, pek korkunç bakıyordu. Ö.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»