-
1 рассекать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > рассекать
-
2 wedge off
yarmak -
3 wedge off
yarmak -
4 яру
yarmak -
5 колоть
yarmak, parçalamakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > колоть
-
6 cleave
yarmak, bölmek -
7 slit
yarmak, uzunluguna kesmek; kesik, yirtik, yarik; dar aralik -
8 split
yarmak; yarilmak; sökülmek, yirtilmak, yarilmak; ayirmak, bölmek; ayrilmak, bölünmek; ayrilmak; dagilmak; bölmek; paylasmak, bölüsmek yarik, çatlak; bölünme, ayrilik, ihtilaf, bozusma; hisse, pay -
9 прорывать
I несов.; сов. - прорва́ть, врзyarmak; yırtmak; delmekсеть про́рвана в двух места́х — ağ iki yerinden delinmiş
прорва́ть блока́ду — ablukayı yarmak
II несов.; сов. - проры́тьпрорва́ть кольцо́ окруже́ния — kuşatma çemberini yarmak
(kazarak / oyarak) açmakпроры́ть кана́ву — bir hendek açmak
проры́ть тунне́ль в скале́ — kayayı oyarak tünel açmak
-
10 فلق
Iفَلَق1. mahlûkAnlamı: yaratılmış, yaratık2. fecirAnlamı: tan vakit3. mevcudatAnlamı: yaratıklar, varlıklar4. seherAnlamı: tan ağartısı, gün doğmadan önceki zaman5. tanyeriIIفَلَقَçıtlatmakAnlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmakفَلْقyarmaAnlamı: yarmak işiIVفِلْقçenekVفَلَّقَçıtlatmakAnlamı: bir şeyden çıt sesi çıkarmak, ayırmak, yarmak -
11 fendre
v t1 diviser yarmak2 briser yarmak◊Le gel a fendu la pierre. — Don taşı yardı.
3 fendre le cœur fig yüreğini sızlatmak◊Cela me fend le cœur. — Bu yüreğimi sızlatıyor.
-
12 вспарывать
deşmek,yarmak* * *несов.; сов. - вспоро́ть, разг.deşmek, yarmakвспоро́ть брюхо зве́рю — hayvanın karnını deşmek
-
13 колоть
sokmak* * *I несов.; сов. - кольну́ть, однокр.1) batırmakколо́ть иго́лкой — iğne batırmak
иго́лка коло́ла ей па́льцы — iğne parmaklarına batıyordu
2) (kılıç v.s.) saplayıp vurmakколо́ть штыко́м — süngülemek
3) ( убивать скот) kesmek4) разг. ( делать уколы) iğne yapmak5) sancımakу меня́ коло́ло в боку́ — böğrüm sancıyordu
6) перен. ( язвить) sokmak; iğnelemek••II несов.; сов. - расколо́тьпра́вда глаза́ ко́лет — посл. hakikat acı olur
kırmak; yarmakколо́ть дрова́ — odun yarmak
коло́ть (гре́цкие) оре́хи — ceviz kırmak
-
14 прорываться
несов.; сов. - прорва́ться1) delinmek; yırtılmakпаке́т прорва́лся — kesekağıdının dibi delindi
2) ( лопаться) patlamakнары́в прорва́лся — çıban patladı
3) ( прокладывать себе путь) yarmak, zorla kendine yol açmakпрорва́ться через кольцо́ окруже́ния — kuşatma çemberini yarmak / yarıp kurtulmak
-
15 разрубать
несов.; сов. - разруби́тьkesip parçalara ayırmak; yarmakразруби́ть поле́но — odunu yarmak
-
16 раскроить
-
17 cleave
v. yarmak, bölmek, açmak, yarılmak, çatlamak, ikiye ayrılmak; bağlı olmak, yapışmak; sadık kalmak* * *yar* * *I [kli:v] past tense - cleft; verb(to split or divide.) yarmak, bölmek- cleavage- cleaver
- cloven hoof, cleft hoof II [kli:v] past tense, past participle - cleaved(to stick to.) yapışmak -
18 hew
v. balta ile kesmek, yontmak, yarmak, kesmek, çentmek* * *kes* * *[hju:]past tense - hewed; verb1) (to cut with an axe, sword etc: He hewed down the tree.) kesmek2) (to cut out or shape with an axe, sword etc: He hewed a path through the forest.) yarmak -
19 slit
n. yarık, kesik, dar aralık, yırtık, yırtmaç————————v. yarmak, kesmek (uzunluğuna), yırtmak, sökmek, yarılmak, yırtılmak, sökülmek* * *1. yar (v.) 2. yarık (n.) 3. yarık* * *[slit] 1. present participle - slitting; verb(to make a long cut in: She slit the envelope open with a knife.) uzunlamasına kesmek, yarmak2. noun(a long cut; a narrow opening: a slit in the material.) uzun kesik, yarık -
20 split
adj. çatlamış, yarık, çatlak, kırık, ayrık, ayrılmış————————n. yarık, yarma, yarılma, çatlama, kırılma, kopma, parçalanma, ayrılma, bozuşma, boşanma, bölünme, yarım parça, yarım şişe içecek, muhbir, ispiyoncu, hafiye, dondurmalı tatlı————————v. yarmak, paylaştırmak, bölüştürmek, bölmek, parçalamak, ayırmak, kırmak, yıkmak, mahvetmek, çatlatmak, bölünmek, ayrılmak, kopmak, parçalanmak, çatlamak, paylaşmak, bölüşmek, titizlenmek, kılı kırk yarmak, ince eleyip sık dokumak, gülmekten yarılmak, katıla katıla gülmek, defolup gitmek, çekip gitmek* * *1. yar (v.) 2. yarık (n.) 3. yarıl* * *[split] 1. verbpresent participle splitting: past tense, past participle split)1) (to cut or (cause to) break lengthwise: to split firewood; The skirt split all the way down the back seam.) yar(ıl)mak2) (to divide or (cause to) disagree: The dispute split the workers into two opposing groups.) bölmek, parçalamak2. noun(a crack or break: There was a split in one of the sides of the box.) yarık, çatlak- split second
- splitting headache
- the splits
См. также в других словарях:
yarmak — yarmak, bir şeyl keserek zorla yarmak, parçalamak; yere s ınır çizmek, I, 399, 437; II I, 33, 57. 58 para I, 20. 22. 35, 75, 130, 131, 142,143, 168, 175, 180 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yarmak — i, ar 1) Uzunlamasına bölüp ayırmak Odunu yarmak. 2) Buğday, arpa vb. tahıl tanelerini değirmende kırmak 3) Derin yara açmak Aralarına girmemiş olsaydı boğaz boğaza dövüşecekler, birbirlerinin başını gözünü yaracaklardı. R. N. Güntekin 4) Yarık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarmak — az ayırmak, teşkik eylemek sikke, beyaz para, altun, yamu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ablukayı yarmak — kuşatılan bölgeyi zor kullanarak yarıp geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çemberi yarmak — bir veya birkaç noktayı delerek kuşatmadan kurtulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılı kırk yarmak — titiz ve ayrıntılı bir biçimde incelemek, önemle üstünde durmak Senin gibi kılı kırk yaran bir kıza name beğendirme başarısından dolayı sevgiliniz beyefendiyi kutlarım. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa göz yarmak — beceriksizlik göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını gözünü yarmak — bir işi kötü yapmak, bir işi istenildiği gibi yapmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
FEL' — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAR' — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HARR — Yarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük