-
1 avene
1. متآزر [مُتَآزِر]Anlamı: yardakçılar2. متضافر [مُتَضَافِر]Anlamı: yardakçılar3. متعاون [مُتَعَاوِن]Anlamı: yardakçılar4. مساعد [مُسَاعَد]Anlamı: yardakçılar5. مساعد [مُسَاعِد]Anlamı: yardakçılar6. معاون [مُعَاوِن]Anlamı: yardakçılar7. معوان [مِعْوان]Anlamı: yardakçılar8. معين [مُعِين]Anlamı: yardakçılar9. ملازم [مُلَازِم]Anlamı: yardakçılar10. عون [عَوْن]Anlamı: yardakçılar -
2 مساعد
Iمُسَاعَد1. yardımcıAnlamı: yardım eden2. aveneAnlamı: yardakçılar3. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden4. yaverAnlamı: yardımcıIIمُسَاعِد1. adam2. yaverAnlamı: yardımcı3. yardımcıAnlamı: yardım eden4. aveneAnlamı: yardakçılar5. avantajlıAnlamı: yarar sağlayan, yararlı6. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden7. yararAnlamı: elverişli, uygun8. yamakAnlamı: bir işte çalışan yardımcı erkek -
3 avdet etmek dönmek.
arapça عونه yardakçılar, avene. -
4 avene
arapça عونه yardakçılar, avene. -
5 عون
Iعَوْن1. el birliğiAnlamı: bir ış yapmak için birleşme2. hizmetAnlamı: birine yarayan bir işi yapma3. muavenetAnlamı: yardım4. ianeAnlamı: yardım5. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden6. aveneAnlamı: yardakçılar7. sayeAnlamı: koruma yardım8. himmetAnlamı: yardım, kayırma9. medetAnlamı: yardım, imdat10. yardım11. imdatAnlamı: yardım işareti12. destekAnlamı: dayanak, dayakIIعَوَّنَ1. geçindirmekAnlamı: geçinmesini sağlamak2. arkalamakAnlamı: arkasına almak, desteklemek, yardım etmek -
6 متآزر
-
7 متضافر
مُتَضَافِر1. aveneAnlamı: yardakçılar2. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden3. dayanakAnlamı: güç verici ve yardımcı destek -
8 متعاون
مُتَعَاوِن1. iş birlikçi2. aveneAnlamı: yardakçılar3. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden4. dayanakAnlamı: güç verici ve yardımcı destek -
9 معاون
مُعَاوِن1. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden2. yaverAnlamı: yardımcı3. yardımcıAnlamı: yardım eden4. aveneAnlamı: yardakçılar5. yamakAnlamı: bir işte çalışan yardımcı erkek -
10 معوان
مِعْوان1. aveneAnlamı: yardakçılar2. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden3. yaverAnlamı: yardımcı4. yardımcıAnlamı: yardım eden5. yamakAnlamı: bir işte çalışan yardımcı erkek -
11 معين
Iمَعِين1. membaAnlamı: kaynak, pınar2. asılAnlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtıIIمُعِين1. aveneAnlamı: yardakçılar2. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden3. yaverAnlamı: yardımcı4. yardımcıAnlamı: yardım eden5. dayanakAnlamı: güç verici ve yardımcı destekمُعَيَّن1. tahsisliAnlamı: bir yere veya kimseye ayrılmış2. bitimliAnlamı: sonu olan, sonlu3. mahdutAnlamı: sınırlı4. muayyenAnlamı: belirli, kesin5. tikelAnlamı: birkaç bireye ilişkin olan6. belirliAnlamı: açık ve kesin olarak sınırlanmışIVمُعَيِّن1. limitetAnlamı: sınırlı olan2. belirleyiciAnlamı: belirli kılan, tayin eden3. sınırlayıcıAnlamı: sınır içinde bırakan4. kısıtlayıcıAnlamı: sınırlayan, daraltan5. tikelAnlamı: birkaç bireye ilişkin olan -
12 ملازم
مُلَازِم1. üsteğmenAnlamı: orduda rütbesi2. teğmenAnlamı: orduda asteğmenden sonraki rütbe3. asteğmenAnlamı: orduda en küçük rütbeli subay4. muavinAnlamı: yardımcı, yardım eden5. aveneAnlamı: yardakçılar6. yoldaşAnlamı: arkadaş, dost7. arkadaş8. adam9. dayanakAnlamı: güç verici ve yardımcı destek10. dostAnlamı: sevilen, güvenilen yakın arkadaş
См. также в других словарях:
koşuntu — is. Bir adamın yanında bulunanlar, yardakçılar, tayfa … Çağatay Osmanlı Sözlük
tayfa — is., den., Ar. ṭāˀife 1) Bir gemide bulunan, türlü işlerde çalıştırılan sefer işçisi Kayıkta hem ben hem de tayfam uyandık. Halikarnas Balıkçısı 2) Aynı işi yapan topluluk Esrarkeş, serseri tayfası hava almak için çıkar, balık tutar, getirir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
avene — (A.) [ ﻪﻥﻮﻋ ] yardakçılar, avene … Osmanli Türkçesİ sözlüğü