-
1 yapının taşıyıcı elemanı
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yapının taşıyıcı elemanı
-
2 yapının dış kısmı
n. dressing -
3 несущий элемент конструкции
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > несущий элемент конструкции
-
4 bodrum
1. دهليز [دِهْلِيز]2. سرب [سَرَب]3. سرداب [سِرْداب]4. قبو [قَبْو] -
5 duvar
1. جدار [جِدَار]2. جدر [جَدْر]3. حائط [حائِط]4. سور [سُور] -
6 tavan
1. سقف [سَقْف]Anlamı: bir yapının üst yüzeyi2. سمك [سَمْك]Anlamı: bir yapının üst yüzeyi3. غماء [غِمَاء]Anlamı: bir yapının üst yüzeyi4. غمى [غَمًى]Anlamı: bir yapının üst yüzeyi -
7 دهليز
دِهْلِيز1. hol2. galeri3. koridorAnlamı: geçenek, dehliz4. lobiAnlamı: bir yapının kapısından içeri girildiğinde görülen ilk boşluk, dalan5. tünelAnlamı: bir yandan düğer yana açılan yol6. dehlizAnlamı: üstü kapalı, dar ve uzun geçit, koridor7. bodrum -
8 indirmek
сбавля́ть* * *-i1) спуска́ть, опуска́тьyukarı kattaki eşyayı indirdiler — ве́щи с ве́рхнего этажа́ спусти́ли вниз
2) выса́живать, сса́живать, спе́шивать3) снижа́ть, понижать (цены и т. п.)giysinin fiyatını epey indirdi — он заме́тно сни́зил це́ну на оде́жду
4) наноси́ть уда́р, си́льно уда́ритьson darbeyi indirdi — он нанёс после́дний уда́р
5) сверга́ть, сбра́сывать, разжа́ловатьtahttan indirmek — све́ргнуть с престо́ла
6) разбива́тьgöstericiler yapının camlarını indirdiler — демонстра́нты разби́ли стёкла зда́ния
-
9 işçilik
озвонч. -ği1) рабо́чий труд, рабо́таbunda çok işçilik var — а) в э́то вло́жено мно́го труда́; б) э́то тре́бует мно́го труда́
2) обрабо́тка, исполне́ние, ка́чество рабо́тыbu yapının işçiliği iyi değil — ка́чество строи́тельства э́того зда́ния плохо́е
3) вознагражде́ние за труд / вы́полненную рабо́ту -
10 кладка
ж1) örmeвести́ кла́дку стены́ — duvarı örmek
2) duvar örgüsüка́менная кла́дка зда́ния — yapının taştan örülmüş kısmı
-
11 обвал
м1) kayşa; çökme; göçmeзда́ние грози́т обва́лом — yapının çökme tehlikesi var
в ша́хте обва́л — madende göçük var
2) (груда камней, обрушившихся с гор) kopmuş kaya (parçaları) yığını; çığ ( лавина снега) -
12 торжественный
törenli* * *торже́ственный день — büyük gün, bayram günü
торже́ственное собра́ние — tören toplantısı
торже́ственный въезд в го́род — şehre törenle giriş
торже́ственная часть собра́ния — toplantının resmi bölümü
торже́ственное откры́тие па́мятника — anıtın açılış töreni
торже́ственное закры́тие заседа́ния — oturumun kapanış töreni
торже́ственный спуск фла́га — bayrak indirme töreni
торже́ственная закла́дка зда́ния — yapının temel atma töreni
торже́ственная встре́ча на аэродро́ме — hava alanında yapılan karşılama töreni
-
13 элемент
element; öğe,unsur,eleman; pil* * *м1) elementхими́ческие элеме́нты — kimyasal elementler, kimya elementleri
периоди́ческая систе́ма элеме́нтов — periyodik sistem
2) врз eleman, öğe, unsurэлеме́нты констру́кции — yapının elemanları / öğeleri
реакцио́нные элеме́нты — gerici öğeler / unsurlar
3) эл. pilсухо́й элеме́нт — kuru pil
-
14 eleman
элемент, деталь; сотрудник- ankastre eleman
- bağlama elemanı
- bağlantı elemanı
- basınç duyar elemanı
- basınç elemanı
- bileşik eleman
- bimetalik eleman
- çekme elemanı
- duyar eleman
- eriyen eleman
- fiksaj elemanları
- filtre elemanı
- gömme elemanı
- ısı duyar elemanı
- ısıtıcı eleman
- kafes elemanı
- kimyasal eleman
- kompozit eleman
- konstruksiyon elemanı
- kontrol elemanları
- mımari eleman
- prefabrik beton elemanı
- prefabrike betonarme yapı elemanı
- prefabrike eleman
- sıcaklık duyar elemanı
- süzgeç elemanı
- teknik elemanlar
- tipik eleman
- yapı elemanı
- yapının taşıyıcı elemanıİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > eleman
-
15 dressing
n. giyme, giydirme, salata sosu, sos, apre, terbiye, dolma harcı, pansuman, sargı, gübre, yapının dış kısmı, pervaz* * *1. giydirme (n.) 2. giyin (v.) 3. giyerek (prep.)* * *1) (something put on as a covering: We gave the rose-bed a dressing of manure.) üste serpilen şey2) (a sauce added especially to salads: oil and vinegar dressing.) sos3) (a bandage etc used to dress a wound: He changed the patient's dressing.) sargı -
16 aydınlık
-
17 tavan
tavan s -
18 أساس
أَسَاس1. gerçekAnlamı: temel, başlıca, asıl2. cezirAnlamı: kök3. düsturAnlamı: genel kural, kaide4. esasAnlamı: ana öge, temel5. usulAnlamı: kökler, asıllar6. kaideAnlamı: kural7. bazAnlamı: temel, esas8. prensipAnlamı: ilke, umde9. temel10. temelAnlamı: bir şeyin ilk öğeleri11. anaAnlamı: temel, asıl ve esas -
19 بلكون
-
20 جبس
جِبْس1. kireçAnlamı: mermer, alçı taşı gibi taşın maddesini oluşturan kalsiyum oksit2. sıva3. alçı
См. также в других словарях:
çatı — is. 1) Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü Sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı. Ö. Seyfettin 2) Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü 3) Yapının tavanı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
onarım — is. 1) Onarma işi, tamirat, tamir Onarımı yeni bitmiş yapının önünde hayvanın dizginlerini tıpkı tıpkısına bir erkek gibi çekti. O. Kemal 2) Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapma, ilk durumuna getirme, restore… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iskan ruhsatı — Bir binada oturulabilmesi için, yapının tamamlanmasından sonra ve İmar Kanunu na göre, o yapının kullanılabileceğine ilişkin olarak verilen belge … Hukuk Sözlüğü
Pervâne — The Pervâne Mu‘in al Din Suleyman was for a time (especially between 1261 1277) a key player in Anatolian politics involving the Seljuk Sultanate of Rûm, the Mongol Ilkhanate and the Mamluks under Baybars. Mu‘in al Din Suleyman was the son of… … Wikipedia
açılış — is. 1) Açılma işi veya biçimi 2) Yeni bir yapının, yerin veya kuruluşun çalışmaya başlaması, küşat Birleşik Sözler açılış konuşması açılış töreni … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt kat — is. Bir yapının veya aracın katlarından altta bulunan bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana duvar — is. Bir yapının, dört bir yanını çevreleyen kalın dış duvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana kapı — is., mim. Bir yapının süslü, büyük ön kapısı, portal … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkaizm — is., Fr. archaïsme Kullanıldığı çağdan daha eski bir çağa ait biçimin, yapının özelliği … Çağatay Osmanlı Sözlük
asansör — is., Fr. ascenseur İnsanları, yükleri bir yapının bir katından ötekine veya yüksek yerlere çıkarıp indiren, elektrikle işleyen araç Birleşik Sözler asansör boşluğu servis asansörü yük asansörü … Çağatay Osmanlı Sözlük
avlu — is., Rum. Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan, hayat (II) O dar, o şekilsiz avluya bir masa, iki sandalye koydu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük