-
1 yanılmak
v. err, misapprehend, mistake, be mistaken, make a mistake, be off, slip, slip up, stumble, stumble in, stumble into, come unstuck, be wrong* * *be mistaken -
2 yanılmak
"to be mistaken; to make a mistake, to go wrong, to blunder, to err" -
3 yanılmak
1. to be mistaken. 2. to make a mistake, err, blunder. -
4 hesabında yanılmak
v. be out in one's reckoning, be out of one's reckoning -
5 yanılmamak
v. (neg. form of yanılmak) err, misapprehend, mistake, be mistaken, make a mistake, be off, slip, slip up, stumble, stumble in, stumble into, come unstuck, be wrong -
6 yanilmaa
[T yanilmak, from OT *jangyl]: to err, to make a mistakeA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > yanilmaa
См. также в других словарях:
yañılmak — yanılmak III, 59, 380 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yanılmak — nsz 1) Tanımayarak, niteliğini iyi anlamayarak aldanmak Bazen insanlar o kadar birbirlerine benziyor ki insan yanılıyor. M. Yesari 2) Sonucunu düşünmeden veya bilmeden uygunsuz bir davranışta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hataya düşmek — yanılmak Bu soruya evet cevabını vermekle bir hataya düşmüş sayılmayız. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
aldanmak — e 1) Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak Hâline, tavrına bakan sana aldanır. Ö. Seyfettin 2) Bir hileye, bir yalana kanmak 3) nsz Hayal kırıklığına uğramak Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın! M. Ş. Esendal 4) nsz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlamak — den 1) Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak Duvardan atlamak. Hendekten atlamak. 2) den, e Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek biçimde kendini bırakmak Çukura atlamak. 3) e Binmek Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum. S.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürçmek — nsz, er 1) Yürürken yanlış adım atıp dengesini yitirmek 2) mec. Dalgınlıkla yanlış bir iş yapmak, yanılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanılma — is. Yanılmak işi Onların hakkımızda yanılmaları bizim istediğimiz noksandan değil... A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ökseye basmak — dikkatsizlik ederek zarara uğramak veya yanılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalgaya düşmek (veya gelmek) — argo yanılmak, dalgınlıkla unutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir şey sanmak — bir kimseyi, bir şeyi, bir yeri gerçeğinden, olduğundan başka türlü düşünerek hayal kırıklığına uğramak, değerlendirmede yanılmak Tüccar deyince biz de onu bir şey sandık … Çağatay Osmanlı Sözlük
yankmak — galat söylemek, yanılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük