-
1 yalvarmak
v. adjure, appeal, beg, beseech, conjure, crave, desire, entreat, implore, intercede, invoke, plead, pray, sit up and beg, solicit, supplicate* * *beg -
2 yalvarmak
to beg, to implore, to plead, to appeal, to beseech, to entreat, to suppicate niyaz etmek -
3 yalvarmak
/a/ to beg, entreat, implore, plead (with). yalvar yakar olmak/yalvarıp yakarmak /a/ to entreat or implore earnestly, beg (with) earnestly. -
4 yalvarmamak
v. (neg. form of yalvarmak) adjure, appeal, beg, beseech, conjure, crave, desire, entreat, implore, intercede, invoke, plead, pray, sit up and beg, solicit, supplicate -
5 yalvarmaa
[T yalvarmak, Az yalvarmaq, from OT *jalbar]: to begA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > yalvarmaa
-
6 az
1. small (amount), little. 2. few. 3. too small, too few, not enough, insufficient. 4. seldom, rarely. 5. /dan/ less (than). - bir şey only a little. - buçuk 1. scanty, hardly enough. 2. a little, somewhat. - bulmak /ı/ to consider (something) insufficient. - buz olmamak to be no small matter be a significant amount. -a çoğa bakmamak/- çok dememek to be satisfied with what one gets. -ı çoğa tutmak/saymak to accept a small amount as being a great plenty. - çok more or less. - daha almost, nearly. - değil! colloq. He is quite different from what he seems to be. - gitti uz gitti, dere tepe düz gitti. (in fairy tales) He traveled over hill and dale. - görmek /ı/ 1. to find (something) insufficient. 2. to find (something) to be less than expected. - günün adamı olmamak to have lived long and seen much. - iş değil. colloq. The work is not to be underrated. - kaldı/kalsın almost, nearly. - söyler, uz söyler. colloq. He says little, but what he says is significant. - tamah çok ziyan/zarar getirir. proverb A little greed causes great loss. - verip çok yalvarmak to pay back a little of one´s debt and plead for time for the rest. - ye de bir uşak tut. colloq. Don´t order me around!
См. также в других словарях:
yalvarmak — nsz Birinden ısrarla, kendine acındıracak sözlerle, saygılı bir biçimde bir şey istemek Ferhunde Sultan ı vermek için o kadar yalvarıyorlar da istemiyor. S. M. Alus Birleşik Sözler yalvarış yakarış Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yalvarıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
niyaz etmek (veya eylemek) — yalvarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
oh guzum — yalvarmak … Beypazari ağzindan sözcükler
istirham etmek — yalvarmak, dilemek, rica etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalparmak — yalvarmak, rica, iltimas etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalwarmak — yalvarmak, dileğinin yapılmasını istemek I. 494, 498; II I, 99, 100 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
HANN — Yalvarmak. * İnlemek. * Esirgemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RİCA — Yalvarmak, niyaz eylemek. * Canib. Taraf. (Bak: Rec … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yakarmak — e 1) Israrla istemek, yalvarmak Yalvarmak, yakarmak nafile bugün / Gözünün yaşına bakmadan gider. C. S. Tarancı 2) Tanrı ya içten yalvararak dua etmek, niyaz etmek Birleşik Sözler yalvarış yakarış … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağına (veya ayaklarına) kapanmak — 1) alçalırcasına yalvarmak Sandılar ki ihtiyar bahçıvan, paçaları sıvayacak, yeğenine Rabia yı almak için paşanın ayaklarına kapanacak. H. E. Adıvar 2) bağışlanmak için yalvarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜNACAT — Allah a yalvarmak. Duâ. Allah tan necat için dua. * Yalvarmak için yazılan duâ veya manzume. * Sürurlaşmak, neşelenmek.Yazılı münâcâta bir misâl:(Ey Rabb i Rahimim! Resul i Ekreminin tâlimiyle ve Kur an ı Hakim in dersiyle anladım ki: Başta Kur… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük