-
1 yalancı
yalancı Lügner m, -in f; lügnerisch, verlogen; Pseudo-; nachgemacht; verstellt, vorgetäuscht;-i yalancı çıkarmak jemanden als Lügner hinstellen; jemanden der Lüge bezichtigen;yalancı pehlivan Blender m, Gernegroß m;yalancı tanık falsche(r) Zeuge;ben Ali’nin yalancısıyım ich erzähle nur weiter, was ich von Ali weiß -
2 yalancı
-
3 yalancı akasya
bot Robinie f, falsche Akazie -
4 yalancı ayak
-
5 yalancı gebelik
med Scheinschwangerschaft f -
6 yalancı safran
-
7 demek
demek1 <der, diyor> sagen; -e sagen (zu);-e … demek heißen, nennen A A; halten (von);ona yalancı diyorlar sie nennen ihn einen Lügner;deme sag bloß nicht!;(bir hafta) demeden es war noch keine Woche vergangen …;desene! sieh mal an!;dedi mi kaum (geschieht etwas);saat üç dedi mi … kaum schlägt die Uhr drei …;der demez kaum …, da …;olmaz usw demeye getirdi sie meinte (indirekt): „Nein“;deme gitsin ganz unbeschreiblich;dur demeye kalmadı kaum konnte man „Halt!“ sagen, als;-e diyecek yok es gibt nichts einzuwenden gegen;dediği dedik olmak seinen Willen durchsetzendemek2 das heißt, also;demek (oluyor) ki das heißt also; demnach;demek(tir) bedeutet, bedeuten;bu bir servet demek das ist ja ein Vermögen;… (Türkçe) ne demek was bedeutet … (auf Türkisch)? -
8 akasya
-
9 aspur
aspur s -
10 kalp
birinin kalbini eritmek jds Herz erweichenbirinin kalbini kırmak jdm das Herz brechen
См. также в других словарях:
yalancı — is. 1) Yalan söylemeyi huy edinmiş olan kimse 2) sf. Gerçek olmayan, gerçeğe benzetilmiş Fakat ben bu yalancı neşeye inanıyordum. R. N. Güntekin Birleşik Sözler yalancı akasya yalancı ayak yalancı biber yalancı cep yalancı dolma … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalançı — 1. is. Yalan danışan adam, yalan danışmağı özünə adət etmiş adam. Yalançının biridir. Yalançının sözünə inanma. –Yalançının şahidi yanında olar. (Ata. sözü). Çünki o məlunların əxbarı əksər övqat nəticə bağışlayır, amma özləri yalançı və… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yalancı dünya — is. Geçici, ölümlü hayat, bu dünya Yalancı dünyaya konup göçenler / Ne söylerler ne bir haber verirler. Yunus Emre … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı şahit — is., di Yalancı tanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı akasya — is., bit. b. Akasya … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı ayak — is., ğı, hay. b. Bir hücreli hayvanlarda hareket ve beslenmeye yarayan protoplazma uzantısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı biber — is., bit. b. Akdeniz ülkelerinde süs ağacı olarak yetiştirilen, 5 10 m yüksekliğinde, kışın yaprak dökmeyen bir ağaççık (Schimus mollis) … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı cep — is., bi Gizli cep … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı dolma — is. Biber, patlıcan, asma yaprağı gibi sebzelerle yapılan, kıymasız, zeytinyağlı dolma … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı meyve — is. Meyve görünümünde yapılmış süs eşyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı öd ağacı — is., bit. b. Kalembek … Çağatay Osmanlı Sözlük