-
1 yakalama
yakalama JUR Festnahme f -
2 yakalama
-
3 yakalama
юр.задержа́ние, аре́ст -
4 yakalama
n. catch, clutch, interception, seizure, snatch* * *1. acquisition 2. capturing (n.) 3. grappling (n.) 4. capture (n.) -
5 yakalama
задержа́ние, аре́ст; обла́ва -
6 yakalama
αιχμαλώτιση, σύλληψη, γράπωμα -
7 yakalama etkisi
capture effect -
8 yakalama oranı
capture ratio -
9 yakalama müzekkeresi
derdestname -
10 suçüstü yakalama
задержа́ние / аре́ст на ме́сте преступле́ния -
11 manuel yakalama
manual acquisition -
12 otomatik yakalama
auto acquisition -
13 otomatik yakalama butonu
automatic acquisition button -
14 veri yakalama
data capture -
15 boğazından yakalama
n. stranglehold -
16 hemen yakalama
derdestî -
17 veri yakalama
data capture -
18 γράπωματοσ
yakalama -
19 acquisition
yakalama -
20 capture effect
yakalama etkisi
См. также в других словарях:
yakalama — is. 1) Yakalamak işi 2) huk. Sanığın yargıç kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi Yakalama veya tutuklama sebepleri ... hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir. Anayasa Birleşik Sözler suçüstü yakalama … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakalama — sanığın yargıç kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi … Hukuk Sözlüğü
suçüstü yakalama — is., huk. Suç işleyenin suçu işlediği sırada veya hareketinden çok az önce yakalanması … Çağatay Osmanlı Sözlük
suçüstü yakalama — Suç işleyenin suçu işlediği sırada veya hareketinden çok az önce yakalanması … Hukuk Sözlüğü
av — is. 1) Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi Ava giden avlanır. Av köpeği avdan kalmaz. 2) Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması 3) Bu yollarla yakalanan hayvan 4) mec. Tuzağa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
blöf — 1. is., den., İng. blow Kazanda yoğunlaşan suyu dışarı atma 2. is., Fr. bluff 1) İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı Pokerde blöf yakalama meraklısı idi. T. Buğra 2) Karşısında kişiyi yanıltarak veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdest — is., esk., Far. derdest 1) Yakalama, tutma, ele geçirme 2) sf., huk. Görülmekte olan Derdest dava. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller derdest etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs çaprazı — is., sp. Güreşte karşısındakini koltuk altlarından çapraz yakalama Rakiplerini göğüs çaprazı ile yenerdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırmızı bülten — is. Uluslararası polis örgütünün dünya çapında aradığı suçlular için yayımladığı arama ve yakalama emri … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıyırtma — is. 1) Sıyırtmak işi 2) Bir tür balık yakalama yöntemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
suçüstü — is., huk. 1) İşlenirken yakalanılan suç, cürmümeşhut, meşhut suç 2) zf. Suç işlerken Hırsız suçüstü yakalandı. Birleşik Sözler suçüstü mahkemesi suçüstü yakalama … Çağatay Osmanlı Sözlük