-
1 yıpranmak
-
2 yıpranmak
-
3 yıpranmak
износи́ться истоща́ться протира́ться* * *1) обтрепа́ться ( о ткани); сноси́тьсяdikiş makinesi kullanıla kullanıla yıprandı — от дли́тельного по́льзования шве́йная маши́на срабо́талась
saatin aletleri yıpranmış — дета́ли часо́в износи́лись
2) разг. ослабе́тьonun zekâsı hiç yıpranmamış — его́ ум не притупи́лся
-
4 yıpranmak
искерү; тузу -
5 yıpranmak
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yıpranmak
-
6 yıpranmak
v. consume away, corrode, fray, fray out, frazzle, rub off, waste away, wear away, wear down, wear off, wear out -
7 yıpranmak
hincirîn--------maş andin--------maşîn -
8 yıpranmak
1. Köhnəlmək; dağılmaq2. Zəifləmək; taqətdən düşmək; əldən düşmək -
9 yıpranmak
тIурымэн, жъы хъун -
10 yıpranmak
بلي -
11 yıpranmak
بلي [بَلِيَ]Anlamı: eskimek -
12 yıpranmak
"to wear out; to grow old; to fray" -
13 yıpranmak
"1. (for something) to get worn-out, wear out. 2. (for someone) to lose much of his/her vigor or energy; to become burned-out, worn-out, or spent. 3. (for something) to lose much of its force, influence, or authority." -
14 yıpranmak
1) köhnəlmək, dağılmaq; 2) taqətdən düşmək, əldən düşməkəprimək, dağılmaq, köhnəlmək -
15 rafelen
yıpranmak [-ır] v -
16 əprimək
yıpranmak -
17 əprimək
yıpranmak -
18 донашиваться
-
19 износиться
yıpranmak, aşınmak, eskimekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > износиться
-
20 тузу
yıpranmak, harap olmak, haraplaşmak, hırpalanmak
См. также в других словарях:
yıpranmak — nsz 1) Zamanla veya çok kullanılma sonucu aşınmak, eskimek Gömleği ütülü ama yıpranmıştı. Y. Z. Ortaç 2) Makine veya makine parçaları aşınıp bozulmak Dikiş makinesi kullanıla kullanıla yıprandı. 3) Saygınlığı azalmak 4) mec. Çeşitli etkenlerle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşınmak — nsz 1) Birbirine sürtünerek incelmek 2) Eskimek, yıpranmak 3) Çıkıntıları silinmek, düzleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürümek — nsz 1) Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta. B. R. Eyuboğlu 2) Sağlamlığını, dayanıklılığını yitirmek Onun gelişine kadar da kağşamış, çürümüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
eskimek — nsz 1) Eski duruma gelmek Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler. R. N. Güntekin 2) Yıpranmak Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı. T. Buğra 3) Yaşlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
farımak — nsz 1) Güçsüz düşmek, yorulmak 2) Eskimek, yıpranmak 3) Vazgeçmek, usanmak Sakin olsam bu sevdadan farısam / Balsız kovan gibi bomboş olurum. Âşık Veysel 4) hlk. Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıpranma — is. 1) Yıpranmak işi 2) tıp Doku bozukluğu Birleşik Sözler yıpranma payı … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı çıkmak — 1) çok yorulmak veya çok zorluk çekmek Çalışmaktan canım çıktı. 2) ölmek Herifin burnunu sıksan canı çıkacak. S. F. Abasıyanık 3) çok yıpranmak Her gün giyilmekten elbisenin canı çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaprulmak — yapışmak; yıpranmak III, 107 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
DAŞTEN — f. Tutmak, elde etmek, mâlik olmak, zimmetine geçirmek. * Zabtetmek, gasbetmek, almak. * Görüp gözetlemek. * Eskimek, yıpranmak, harab olmak, köhneleşmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük