-
1 развалить
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > развалить
-
2 сокрушать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сокрушать
-
3 обрушить
yıkmak, çöktürmek, yığdırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > обрушить
-
4 сносить
yıkmak, sökmek, yerle bir etmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сносить
-
5 ломать
kırmak,parçalamak,yıkmak; bozmak,berbat etmek* * *1) kırmak; parçalamak ( на куски); yıkmak (здание, стену и т. п.); bozmak, berbat etmek (портить, приводить в негодность)он слома́л себе́ зуб — bir dişi kırıldı
2) перен. ( уничтожать) yıkmak, yıkıp ortadan kaldırmakлома́ть ста́рую госуда́рственную маши́ну — eski devlet makinesini yıkmak
лома́ть сопротивле́ние врага́ — düşmanın direncini kırmak
3) тк. несов., перен., разг. ( об ощущении ломоты) kırgınlığı olmakменя́ лома́ет — kırgınlığım var
меня́ всего́ лома́ет — bütün vücudum kırılıyor
••лома́ть го́лову над чем-л. — kafa patlatmak / yormak
-
6 сломить
сов.1) yıkmak, kırmak2) перен. kırmak, yıkmak; moralini kırmak; belini bükmekсломи́ть сопротивле́ние кого-л. — birinin direncini yıkmak
сломи́ть во́лю кого-л. — birinin iradesini kırmak
он был потрясён, но не сло́млен — sarsıldı, fakat yıkılmadı
-
7 валить
devirmek,yıkmak; yığmak; akın etmek* * *I несов.; сов. - свали́ть1) сов. тж. повали́ть devirmek, (yere) yıkmakбу́ря вали́ла деревья — fırtına ağaçları deviriyordu
ве́тер (тут же) вали́л с ног — rüzgar insanı yere yuvarlatıyordu
2) разг. yığmak; yere atmakсвали́ть ве́щи в у́гол — eşyayı bir köşeye yığmak
3) перен., разг. (üstüne) atmakIIвали́ть вину́ на друго́го — suçu başkasının üstüne atmak
1) разг. akın etmek2) в соч.вали́т дым — buram buram duman çıkıyor
вали́т снег — buram buram kar yağıyor; kuşbaşı kuşbaşı / lapa lapa kar yağıyor
••наро́д вало́м вали́т на стадио́н — halk akın akın stada gidiyor
-
8 заваливать
doldurmak; tıkamak; yağdırmak; yıkmak; batırmak* * *несов.; сов. - зава́литьзава́ливать что-л. землёй — topraklamak
его́ завали́ло землёй — toprak altında kaldı
я́ма зава́лена — çukur dolduruldu
я́ма зава́лена упа́вшими ве́тками — çukur düşmüş dallarla dolu
вход в пеще́ру завали́ло камня́ми — mağaranın ağzı (kopup) düşmüş kayalarla tıkandı / tıkalı
2) ( загромождать) yığarak kapamak / tıkamakдоро́гу завали́ли дере́вьями — yolu ağaç yığarak kapadılar / tıkadılar
3) разг., врз yağdırmakзава́ливать ры́нок това́рами — piyasaya mal yağdırmak
зава́ливать кого-либо пи́сьмами — birine mektup yağdırmak
его́ зава́ливают рабо́той — перен. ona haddinden fazla iş gördürüyorlar
он зава́лен рабо́той — перен. işi başından aşkın
склад зава́лен ме́белью — depo mobilya almıyor, depo mobilyadan dolup taşıyor
4) ( обрушивать) yıkmak5) перен., прост. batırmakзавали́ть де́ло — işi batırmak / berbat etmek
6) перен., прост. çakmakя завали́л фи́зику — fizikten çaktım / taktım
он тебя́ зава́лит (на экзамене) — seni çaktıracak
-
9 обрушить
сов.1) yıkmak; yağdırmakобру́шить сте́ну — duvarı yıkmak
2) перен. indirmekобру́шить уда́р на врага́ — düşmana şiddetli bir darbe indirmek
обру́шить пото́к бра́ни на кого-л. — birini küfür yağmuruna tutmak
-
10 разорять
несов.; сов. - разори́ть1) yıkmak, yıkıma uğratmakэ́тот расхо́д его́ не разори́т — bu masraf onu yıkmaz
2) ( разрушать) (yakıp) yıkmak, harap etmekразори́ть (пти́чье) гнездо́ — kuş yuvasını bozmak
-
11 сбивать
несов.; сов. - сбить1) düşürmek; devirmekсбить пла́нку — спорт. çıtayı düşürmek
сбить кого-л. с ног — yere yıkmak / yuvarlamak
сбить кого-л. с ло́шади — attan yıkmak
пу́ля сби́ла с него́ фура́жку — kurşun kasketini alıp götürdü
снаря́дом сби́ло ма́чту — mermi direği uçurdu
2) разг. çarpık etmekсби́тые ту́фли — ökçesi çarpık iskarpin
у меня́ сби́та пя́тка (на ноге́) — topuğumda sıyrık var
3) şaşırtmak; aklını / zihnini karıştırmakда посто́й ты, не сбива́й меня́! — dur be, karıştırma aklımı!
4) dövmek, çalka(la)mak, çırpmakсбива́ть ма́сло — süt yaymak
сбива́ть я́йца с са́харом — yumurtaları şekerle çırpmak / çalkalamak
сбива́ть я́щики из досо́к — tahtaları birbirine mıhlayarak kutu yapmak
••сбива́ть це́ну — fiyat kırmak
-
12 сшибать
несов.; сов. - сшиби́ть, разг.(yere) yıkmak, devirmekсшиба́ть кого-л. с ног — yere yıkmak
-
13 громить
kırıp geçirmek; tepelemek,bozguna uğratmak; eleştirmek,topa tutmak* * *несов.; сов. - разгроми́ть1) (разрушать, ломать) kırıp geçirmek; kırıp yıkmak2) ( разбить наголову) tepelemek, bozguna uğratmak; kırıp geçirmekразгроми́ть врага́ — düşmanı bozguna uğratmak
разгроми́ть своего́ проти́вника / оппоне́нта — muarızını bozguna uğratmak
-
14 заламывать
несов.; сов. - заломи́ть, разг., в соч.зала́мывать це́ну — fahiş fiyat istemek
зала́мывать несусве́тную це́ну — anasının nikâhını istemek
••заломи́ть ша́пку — kalpağını / şapkasını yana yıkmak
-
15 набекрень
в соч.сдви́нуть ке́пку набекре́нь — kasketi yana yıkmak
-
16 низвергать
несов.; сов. - низве́ргнуть1) aşağı atmak; yıkmak2) перен. devirmek; altüst etmek -
17 опрокидывать
несов.; сов. - опроки́нуть1) devirmek; alabora etmek ( судно); (yere) yıkmak, yuvarlamak ( сбивать с ног)2) перен. (планы, расчеты и т. п.) altüst etmekбы́ли опроки́нуты все реко́рды — tüm rekorlar altüst edildi
-
18 опустошать
несов.; сов. - опустоши́ть1) ( разорять) yakıp yıkmak; kırıp geçirmekопустошённая землетрясе́нием дере́вня — depremin harabeye çevirdiği köy
соверше́нно опустоши́ть казну́ — hazineyi tam takır bırakmak
2) разг. ( опорожнять) boşaltmak -
19 повергать
несов.; сов. - пове́ргнуть1) yıkmak; yere sermek тж. перен.пове́ргнуть фаши́зм — faşizmi yere sermek
2) düşürmekповерга́ть кого-л. в отча́яние — umutsuzluğa düşürmek
пове́ргнуть кого-л. в изумле́ние — hayretler içinde bırakmak, şaşalatmak
пове́ргнуть кого-л. в у́жас — dehşete düşürmek
-
20 подкашивать
несов.; сов. - подкоси́ть1) ( косой) biçmek2) ( сваливать с ног) yere yıkmakон упал как подко́шенный — dizleri tırpanla biçilmiş gibi yere çöküverdi
3) kesmekуста́лость подкоси́ла его но́ги / коле́ни — yorgunluk dizlerini kesti
- 1
- 2
См. также в других словарях:
yıkmak — yıkmak, yıkılmak I, 85, 343, 384; II I, 20, 63 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yıkmak — i, ar 1) Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı. M. Ş. Esendal 2) İnsan, hayvan veya ağaç devirmek 3) Bir yana eğmek 4) i, e Birine yüklemek Suçu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hanumanını yıkmak — ocağını yıkmak, evini barkını dağıtmak Bu oğlan hanumanımı yıkar benim, derdi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ev bark yıkmak — karı kocayı birbirinden ayırmak ... bir kızı vardı ki dünyanın bütün kusurları bir araya gelse onun kadar ev bark yıkamazdı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
falakaya çekmek (veya yatırmak veya vurmak veya yıkmak) — falakaya bağlayarak dövmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakıp yıkmak — çok büyük zarar vermek, harap etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaş yıkmak — kaş çatmak El yanında yıkar gider kaşını / Tenhalarda gülüşünü sevdiğim. Ruhsati … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır gönül yıkmak (veya kırmak) — kişilere karşı gösterilmesi gereken saygı kurallarına uymamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yuvasını yıkmak — 1) birinin eşinden boşanmasına sebep olmak 2) biri eşinden ayrılarak kendi aile düzenini yok etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül kırmak (veya yıkmak) — birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbi yıkmak kolay, yapmak zordur — insanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük